Geleneksel 'yahu oldururuz, yaptırırız' hareketi çerçevesinde, kişilik haklarına saldırının 'arkadaşça' versiyonu olarak emrivaki. Beni bir duruma mecbur edene büyük kıl olurum, kara listeme bir numaradan yazarım.
'Hayır'ı kabul etmeyenlerin karşısındakini sindirme eylemi; ısrar. Buna; yemek istemediğiniz çikolatayı 'Allah aşkına ye ya!' diye burnunuza sokan kişi de dahildir, zorla sizi bir yere götürmeye çalışan da, istediğinizin tersini yapmanız için ayak direyen de... Kardeşim 'İstemiyoruz' dedik, 'Hayır' çektik, sal ipimizi!
Muhatabınız sizi dinlemez, dinlese de anlamaz, anlasa da anlamamış gibi yapar. Siz de arka arkaya beş kere, 10 kere aynı cümleyi kurmak durumunda kalırsınız ya... Hah, al sana dört dörtlük bir asabiyet nedeni daha.
Kaç yaşına geldim, hâlâ en tatsız soru olarak 'Neredesin?'i yazabilirim. Biri bana en doğal, en masum niyetlerle bile 'Neredesin?' diye sorsa, 'Sana ne!' cevabını yapıştırasım geliyor. Bunlar hep çocukluk travması.
Emin olduğum bir konuda karşımdakinin durumun aksini iddia etmesi. Yani bu, elindeki çaya süt denmesi gibi bi' şey. Sen eminsin, karşındaki sana inat ve iddiada bir dünya markası. Bak düşündükçe sinir basıyor.
