Giriş Tarihi: 11.11.2009

Aşk bana göre çaresizlere ait bir duygudur!

Serdar Ortaç, 'besteci sürekli aşık olmalı' görüşüne karşı çıkıyor: "Aşk bana göre çaresizlerin işi! Hayatta tek başına yürümeye kuvveti kalmamış, kolektif yaşamaktan hoşlananlara göre... Sanatçının hep aşık olması gerektiği inanışı ise tam bir Türk geyiği!"

Geçtiğimiz hafta sonu, Bostancı Gösteri Merkezi'nde görkemli bir konsere imza atan Serdar Ortaç, "Akıl ve ruh sağlığımın bozuk olduğu dönemleri çoktan aştım. Şu anda tamamen kanatlı, yukarıda uçan bir adam olarak yaşıyorum" dedi. Marie Claire dergisinden Damla Gökdel'e röportaj veren Ortaç, hakkında merak edilenleri anlattı:
Kendimi sevdirmek için uğraşmadım. Bütün sır Allah'ın verdiği yetenek. Yıllar sonra Ajda Pekkan benim şarkılarımı okuyor ve geldiğim noktadan çok memnunum. Kendimde değiştirebileceğim şeyler ile değiştiremeyeceklerimi gayet iyi biliyorum artık...
SERDAR ORTAÇ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ
HEDEF LİSTEMDE KADIN YOK
Çok okurum, çok araştırırım. Meraklıyım. Saatlerce internette araştırma yapabilirim. Bir kelime kafama takılır, günlerce sözlüklerde onun izini sürerim. Sayısız şiir antolojisi bitirdim. Bir kitap görürüm, oradaki bir his, bir duygu daha okumadan çeker beni. Çoğu zaman da yanılmam.
Kitap en güzel ayrıntısı hayatın. Bir de tecrübe! Artık yaş 40'a geldi. Şimdi aşk acısı beni bir buçuk saniye kadar düşündürür. On yıl önce bir buçuk yılımı alırdı.
Şimdi hedef 'kadın' değil. Hedef listem değişti. 14 yaşında hedef aşık olmaktır, 24 yaşındaki bir gencin isteği bütün kadınlara sahip olmaktır. 44 yaşındaki bir adamın ise tek isteği işinde başarılı olmaktır.
STARLIĞIN ÜSTÜNDEYİM
Türkiye'de bir zamanlar star olmanın belli kuralları, kriterleri vardı. Bir kere çok fazla gezmeyeceksiniz, insanlardan uzak duracaksınız... Ben öyle davranmadım. İnsanlardan uzak kalmayarak da starlığın üstünde bir yere çıktım. Bana göre tabii! Bu ukalalık değil, sadece özgüven.
Ulus 29'da arkadaşlarımla oturup, ertesi gün Kumkapı'da rakı balık da yaptım. Bin tane arabam, 50 tane de yardımcım var ama hayatin içinde nefes almaya çalışan biriyim. Bu da beni doğal olarak gözlemci kılıyor.
Gece kulübüne gittiğimde, bir şişe içki bitirmiş adam yanıma gelip, enseme bir tane vurup, 'Serdarcım canım benim' diyebiliyor. Benim orada iki elimi şaklatıp, üç koruma çağırmam çok kolay. Onun yerine enseme vuranın elini öpüyorum.
Hayatın içinde akıp gitmek, insanların ne istediğini bire bir görmek beni buraya getirdi. Bunun için 15 yıl star olamadım ama şimdi o yıl star olanların nerede olduğuna bakmak lazım.
Aşk bana göre çaresizlerin işi! Yani hayatta tek başına yürüme kuvveti kalmamış, birine omuz dayamak isteyen, kolektif yaşamayı seven insanların işi. Dünyanın yüzde 99'u böyle olduğu için aşk popüler ama dimdik durabilen, hayat sıralamasında daha önemli öncelikleri olan insanlar da var.
ÖNCE BAŞARI VE SAĞLIK GELİYOR
Benim önceliklerim iş, başarı, sağlık, aile olarak gidiyor. En sonunda bir yerlerde aşkı bulursam, o da iyi olur. Çok güzel bir duygu aşk, asla onu kirletecek sözler söylemiyorum ama benim için çok da önemli değil aslında.
Bana bugün aşk mı, mantık evliliği mi diye sorsalar, kesinlikle durumun aritmetiğini çıkarırım. Yani kadın ile erkeğin uyabileceği maddeleri listeler, artılarını eksilerini toplar, eğer artılar fazla ise evlenirim. Orada kalbimi dinlemem!
Sanatçının sürekli aşık olması gerektiği inanışı; tamamen bir Türk geyiği... İlham gelecek denize bakacağım, o karşıma çıkacak... Çok bekleriz yani! O ilham da, o insan da gelmez. Yeteneğiniz varsa, biraz akıllıysanız, aşka çok da gerek yok.
KEŞKE 25'İMDE BABA OLSAYDIM
Asla kıskanç bir erkek olmadım. Ama kadınımın da yanımda oturup kalkmasını bilmesini isterim. Saygı seviyesini koruduktan sonra istediğini yapabilir. Mesela, sevgilimin kıyafetlerini seçmeyi severim ama zorla 'şunu giy, bunu giy' demek değil bu. Paylaşmayı severim. Fikrimi sorarsa bundan keyif alabilirim. O da değerini bilmeli.
Eğer sevgilim kol saatim gibi olacaksa, onu yanımda bir mücevher gibi gezdireceksem olmasın! Eğer hayat kıskançlık ve birbirine hava atmak üzerine kurulacaksa istemem o hayatı. Kurulamaz da zaten. Kurulamadığı için de böyle ilişkiler yaşanıyor. Yabancı kadınlar bence daha kuvvetli...
Çocuk trenim kaçtı! 'Aman kadınımı bulayım da çocuğumu yapayım' hayalini kurmuyorum. 50 yaşıma geldiğimde 11-12 yaşında bir çocukla ne kadar ilgilenebilirim. Pişman mıyım? Evet! Keşke 25 yaşında doğanın kanunlarına aykırı gitmeseydim de bir çocuğum olsaydı. Çok isterdim bir Serdar Ortaç daha. Artık çok zor diye düşünüyorum.
KURNAZLIK VE PİNTİLİĞİM YOK!
Polemiklerden hiç hoşlanmıyormuşsunuz...
Bizimkiler geç büyüyor, buna kızıyorum. Hâlâ bir şeylerin ispatı içindeler. Ben müzik sektöründe önemli bir yerdeyim, güzel de bir koltuğum var, tertemiz oturuyorum. Hiçbir zaman o koltuğun hayatımın sonuna kadar benim olması gerektiği düşüncesine kapılıp da; başkaları ile yarışmak istemedim. Yarışmanın da tadı vardır, tabii yarışacaksın ama laf atarak, entrika yaparak değil.
Sizi 'alemin kralı' olarak görenler, bunca parayı neye harcadığınızı merak etmiyor mudur?
Benim bir tane Arena konserimde 47-55 kişilik ekip çalışıyor. Konser giderleri, personelin aylık masrafları, baktığım insanların masrafları derken zaten paramı bölüşüyorum. Her şeyi eşit bölen, daha fazlası bana kalsın diye kurnazlıklar, pintilikler yapmayan biriyimdir. Tersi beni mutsuz kılardı. Vefalıyımdır. Yanımda çalışanlar bu işe başladığımdan beri değişmedi. Korurum onları, gözetirim.
60 YAŞINDAYKEN BİLE GENÇ YAŞAYACAĞIM
Bazen her şeyden, herkesten sıkıldığınız oluyor mu?
Benim öyle psikoterapik yanlarım yok. Gidip Pasiflora alayım, iki Xanax ile kendimi Göcek'e vurayım... Öyle şeylerim yok. Ben Göcek'te o teknede oturduğumda, sıkıntılarım daha da üzerime gelir. Bence derdi dertle vurmak gerek. En güzel yolu, üzerine gitmek... Beni dertlendirecek, ağlatacak konular da başka artık. Beni hayatta çok üzen bir şey de yok. Kafaya takayım da diyeyim ki, 'Bu neden böyle oldu?' Hayır, yok. Azerbaycan ve Karabağ sorunu üzer ama insanların söyledikleri üzmez. Düşünce noktalarım farklı.
60 yaşınızı nasıl hayal ediyorsunuz?
60 yaşımda yine Reina'da içki içeceğim, yine Bostancı Gösteri Merkezi'nde konser vereceğim. Ben 60 yaşında bile genç yaşayacağım. Yaşım ile ilgili hiçbir problemim olmayacak. Ta ki Allah kanseri ya da elden ayaktan çekilmeyi uygun görüp, 'Evet, artık senin dönemin bitti' diyene kadar...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.