Ludovic gözünü bir an olsun Tuğba'nın üzerinden ayırmıyor. Ona "Tubiş" diye sesleniyor. Aralarında İngilizce konuşuyorlar. Ludo (kısa adı) İngilizce, İtalyanca ve Fransızca konuşmalarının arasına Türkçe kelimeler de sıkıştırıyor. Tuğba için sık sık "Maşallah" diyor. Bu arada İtalya'da bir Türk profesörden Türkçe dersleri almaya başlamış. "Niye?" diyorum. "Aşk için ortak bir dil gerekir" diyor gülerek.
Tuğba da bir ay sonra özel bir hocadan İtalyanca ders almaya başlayacakmış. Ludo işadamı ve stadyumların iç donanımları ile ilgili bir firmanın ortaklarından. Yakında Türkiye'de de işler yapabilir. Tuğba evliliğin bir hayat arkadaşlığı olduğuna inanıyor.
Eşinin kendisine verdiği destekten çok mutlu. "Ben de ona her konuda destek oluyorum. Zaman zaman kıskandığı oluyor ama bu da hoşuma gidiyor. Evlilik sadece aşk değildir, paylaşımdır. O paylaşım ve dayanışma olduğu zaman aşk da ömür boyu sürer" diyor. Tuğba bunları anlatırken, kucağında bir arkadaşının yeni doğmuş bebeğini seven Ludo "İnşallah bir bebek olur, en geç bir yıl içinde" diyerek Tuğba'yı şaşırtıyor. Yakında ilk albümü ile müzik dünyasına girecek olan Tuğba, bu konuda çok iddialı. "Türkiye'den sonra İtalya'da da bir şeyler yapacağım" diyor.
Bu arada kitabının İtalyanca basımı için bir yayınevinden de teklif almış. Gündemi yoğun... Demek ki hayat İtalya ile Türkiye arasında yaşanacak...