Aşkın ölçüsü kıskançlık mı?

atv, "Sen Harikasın" dizisini TurkMax'tan transfer edip, bu adı gibi harika dizinin çok daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağladı. Oyuncu kadrosu müthiş, orijinalinden "Türkiyelileştirilen" senaryosu özenli, prodüksiyonu başarılı. Her şeyden önce bu şahane ekibi biraraya getirmeyi başaran "yapımcı" Seray Sever'i kutluyorum. Onun yurtdışındaki format fuarlarına yaptığı gezileri küçümseyip, hafif yollu alaya alanların eminim yüzleri kızarıyordur. Yıllardır televizyon sektörüne kafa yoran Seray'dan yeni başarılar bekliyorum. Bu arada dizinin son bölümünün son sahnesinde Cüneyt'in Harika'ya söylediği bir söz fena halde kafama takıldı. Harika, bölüm boyunca sürdürdüğü kıskançlık krizinden son derece pişman olmuş ve utanmıştır. Cüneyt ise onun kulağına şöyle fısıldar: "Eğer beni kıskanmazsan, beni ilk günkü gibi sevdiğini nereden bileceğim?" Bence "kıskançlık" iyi bir huy değil. Hele hele sevginin, aşkın ölçütü asla değil. Ülkemizde kıskançlığın "cinnete" dönüştüğü halleri gazetelerin üçüncü sayfalarında sıkça görüyoruz. Bu nedenle "kıskançlık" övgüye lâyık bir duygu yoğunluğu değil, insanın hem kendinden hem karşısındakinden şüphe duyup, her iki tarafı da "aşağılamasına" yol açan bir zaaftır. Biz dizilerde bu yanlış mesajı verdiğimiz sürece, varoş kadınları birbirlerine yüzlerindeki morlukları gösterip, "Baaak, benimki dün gece beni kıskanıp nasıl dövdü. Sağ olsun çok seviyor beni çoook" demeye devam edecektir.