Atıştırmalık kurabiye 'kuki' modum yoktur!

Son albümü'Herkes Evine' ile Yunan Müziği'ni bırakıp Türk Pop Müziği'ne yönelen, geçtiğimiz günlerde 'Bizde Böyle' adlı bir single çıkaran Ziynet Sali, 2009'un kendi yılı olduğunu söylüyor. Sali, yeni projelerini ve ilişkilere bakışını anlattı...
ZİYNET SALİ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...
Kısa aralıklarla hem albüm, hem single çıkardınız. Niye peş peşe?
Peş peşe gibi göründü ama aslında albüm çıkalı bir yıl olacak. Single ise sürpriz oldu. Yazın Sezen Aksu'dan, şirketim aracılığıyla çok güzel bir şarkı geldi. Yabancı bir şarkıydı ve Türkçe sözlerini Sezen Aksu yazmıştı. Sezen Hanım'dan böyle bir sürpriz gelince bunun geri çevrilmesi gibi bir şey söz konusu bile olamaz. Hem bu şarkıyı bekletmemek için, hem de yeni bir şeyler, bir hareket olsun diye single yaptık. Sezen Hanım'la bu şarkıda birlikte çalıştık diyebilirim. Resmen şarkının prodüktörü gibiydi.
ÖĞRENCİ OLDUM
'Şurayı şöyle, burayı böyle söyle' diye koçluk mu yaptı size?
Kesinlikle ve benim için çok büyük bir gündü o gün. Resmen öğrenci gibi hissettim kendimi. Çok büyük bir üstat her şeyden önce, büyük bir müzisyen, yorumcu... Şarkıyı okuduğu zaman şarkı başka bir boyuta geçiyor zaten. Öyle bir üstat olunca karşınızda, etkilenmemek de, öğrenmemek de mümkün değil.
Peki neden single'la albümü birleştirip birlikte satışa çıkardınız?
'Herkes Evine' albümü çok güzel gidiyordu. Hem onun önünü kesmemek, hem de zenginlik olsun istedik. İçindeki Yunanca parçaları çıkarıp, single'la birlikte çift CD olarak müzikseverlere sunduk. Sonuçta iki CD 5.99'a satılıyor. İlk haftada ilk baskısı bitti.
Albümlerin satmaması siz sanatçıları etkiliyor mu? Artık daha az albüm yapma gibi stratejiler doğuyor mu?
Bende tam tersi oldu. Benim şu anda elde ettiğim rakam, 500 binlik bir satış efekti yarattı aslına bakarsanız kariyerimde. Tabii ki o rakamları görmeyi gönül ister ama artık göremiyoruz. Yine de ben mutluyum, yeni yeni açıldım diyebilirim. Çok büyük cümleler kurmak istemem ama 'Geçtiğimiz yıl, benim yılım oldu' diyebilirim.
Nedense popüler müzik yapanlar arasında hep polemikler çıkıyor, herkes bir numara kendisinin olduğunu iddia ediyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Dediğiniz gibi popüler kültür... Yani o pop müzik içerisinde herkes kendi starını arıyor, yaratıyor. Belki birçok yorumcu da buna oynuyor. Ama bence herkesin bir dönemi var. Ona bakarsan ben profesyonel anlamda pop müzik yapıyorum ama aslında bir yandan da dünya müziğiyle ilgileniyorum. Dünya müziğinin içinde olmak için de kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Yunan müziğiyle çıkış yaptınız ama son albümde o tarzı geride bıraktınız. Niye?
Evet, bu albümle birlikte Yunan tarzını bir kenara koydum. Repertuvar biraz daha değişti. Daha Türk Pop müziği oldu. Şükürler olsun ki çok geniş bir Türk Sanat Müziği repertuvarım var. İngilizce çalışmalarımı da artırmaya başladım.
BÖYLE DE BİR ZİYNET VAR
Yani aslında siz bilerek ve isteyerek stratejinizi değiştirdiniz ve Yunan müziğinin dışında yeni bir yol çiziyorsunuz kendinize...
Aynen öyle ve 'Herkes Evine' albümü bu değişikliği, bu geçişi sağlayan ve 'Böyle de bir Ziynet Sali var' dedirten bir albüm oldu.
Yunanistan'da bir albüm çıkarmaya hazırlanıyorsunuz. Sizin için Avrupa'ya açılımın ilk ayağı Yunanistan mı olacak?
Yunanistan'da çıkacak olan albümüm çok önemli benim için ama Avrupa'ya ya da dünyaya açılma projeleri daha farklı olur diye düşünüyorum. Dünya müziği yaparak dünyaya açılmayı çok isterim. Örneğin Fahir Atakoğlu'yla birlikte yapacağım projeler çok heyecanlandırabilir beni.
Eğitimini aldığınız Türk müziğiyle ilgili bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. Çok seviyorum, Türk müziği benim için farklı bir boyut. Aldığım o müziğin eğitimini bir gün projelendirmeyi çok istiyorum. Belki de dünyaya açılışım Türk müziği kaynaklı olabilir. Çünkü kalıpların içine sokulmuş müzikten ziyade, daha özgür tarzları seviyorum. Öyle hayallerim ve projelerim var. İnşallah bir gün gerçekleştiririm.
Siz uç noktaları olmayan birine benziyorsunuz...
Evet, yoktur uç noktalarım. Dingin, dengeli, ayağı yere basan biriyimdir...Aslında popüler kültürde bu çok makbul değildir, hele magazine baktığınızda hep uç şeylerle karşılaşıyorsunuz.
Evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Düşünüyorum ama evlenecek adam bulamıyorum. Günlük ilişkiler yaşamıyorum, 'kuki' modum yok yani. O moda şu anda biliyorsun. Kuki takılmıyorum ama çayın yanında seviyorum. (gülüyor)
Günlük ilişki yaşayanlara 'Kuki' mi diyorlar yani?
Kurabiyeler var ya bir atıştırmalık, onlardan yola çıkarak "Bir kuki ister misin?" diyorlar.
EVET, GÖĞÜSLERİM SİLİKONLU
İnternetteki formlarda çok seksi, iddialı ve bol göğüs dekolteli giyindiğinizden bahsetmişler...
Çok iddialı değilim.
Yazılanların yalancısıyım. Hatta göğüslerinizin silikon olup olmadığı bile tartışılıyor...
Tartışmayı açıklığa kavuşturayım o zaman; silikonlu. Öğrencilik dönemimde çok kiloluydum. Çok büyük kilolar verince göğüslerime silikon taktırmaya ihtiyaç duydum. Çünkü sahneye çıkan kadının göze de hitap etmesi gerekiyor. Çok uç dekolteler giymiyorum aslında. Bir kere öyle bir kaza oldu, o da alıp başını gitti.
O dekolte hikayesi bu kazadan mı çıktı?
Evet. Beyaz Show'da giydiğim bir elbiseydi. Maalesef bir podyum ve sahne elbisesiydi, ayakta durduğum zaman hoş görünüyordu. Oturunca içerideki korsajı göğsü yukarı attı. İki göğüs arasında küçük bir dekoltesi vardı, o açıldı. Dolayısıyla kocaman bir şey çıktı ortaya. Sağolsun Beyazıt da üstüne üstüne gitti. Oradan milletin aklında kaldı.
LOPEZ TAKINTIM YOK!
Peki Jennifer Lopez takıntınız olduğu sözlerine ne diyeceksiniz?
Onu yazan gelsin beni yakından görsün, ne takıntım olacak. Ama benzetiyorlar, ben ne yapayım. İster istemez takıldı ama ben Lopez'e benzemek için bir şey yapmıyorum, bu benim. Bir dönem kendimi benzetiyorum da başka bir dönem o benzerliğim kayboluyor diye bir şey yok. O yüzden takıntı olarak algılandı herhalde. Söyleyeyim; takıntı değil, ben buyum.
İÇİNDEKİ ŞİŞMAN KIZ HâLâ ÖLMEDİ ZİYNET!
Bir dönem çok kilolu olduğunuzu açıklamıştınız. Şimdiyse inceciksiniz. Eski günlerinize dönmekten korkuyor musunuz?
Hayır öyle bir korkum yok. Kilolu olmak tabii ki zordu ama kilo vermek psikolojik olarak daha zor oldu. Her pazartesi diyete girer, her seferinde de akşamına çıkardım. Uzun sürdü tabii o kiloları vermek; spor, diyet, makineler, teknoloji, her şeyi kullandım. Şimdi bile iki kilo fazlam var.
KORKU GEÇTİ
O zaman sizde o korku geçmiş...
Geçti. Çikolatadan vazgeçemem mesela, yatmadan önce bile çikolata yerim. Ben abur cuburu, yemek yemeyi çok seviyorum, yemeğe, mutfağa çok düşkünüm. Kuzenim dalga geçiyor, "İçindeki şişman kız hâlâ ölmedi" diyor. İçimdeki şişman kız yaşıyor yani. (gülüyor)