Balığımı da efendi yerim ilişkimi de efendi yaşarım!

2004'de takım elbiseli popçu olarak müzik sektörüne adım atan Keremcem; yıllar içinde giyim tarzını da, müzik anlayışını da yeniledi, geliştirdi. Kendisiyle ilk defa karşı karşıya gelmemize rağmen oturduğumuz masadan saatlerce kalkamadık.
Meğer ne çok konuşacak mevzumuz varmış.
İyi bir sese, kaliteli ve farklı müzik anlayışına sahip olmasına rağmen bir süredir sadece oyunculuğa odaklamıştı ama iyi haberi aldım; yeni müzik tarzıyla sahalara dönüyor.
Keremcem ile müzik hayatını, efendiliği, 40'ıncı yaşını ve özel hayatına dair merak edilenleri Rumeli Feneri'nde konuştuk...
Ya müzik, ya oyunculuk; maşallah hiç durmuyorsunuz. Sırada ne yenilikler var?
Evet, uzun süredir durmadım. Peş peşe iki diziden sonra, şimdi müzik adına yapmayı planladığım şeyleri organize ettiğim bir dönemdeyim. Farklı bir sound'la dinleyicinin karşısına çıkacağım, beni özlediklerini düşünüyorum.
Müzik tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Yaptığım oyunculuk daha çok dizi oyunculuğu olduğu için popüler bir iş yapıyorsunuz.
Çünkü dizi oyunculuğu, oyunculuğun en popüler kısmıdır. Haliyle o popüler kısmı müziğe de koyduk ve ortaya pop müzik çıktı. Halbuki o ilk albümüm 'Eylül'ün pop müzikle pek ilgisi yoktu. Hatta takım elbiseyle şarkı söyleyen ilk pop şarkıcısı olmuştum.
Evet, içinde rock tınıları barındıran ama gittikçe pop müziğe evrilen bir tarzım oldu.
Farklı bir sound'la dinleyicinin karşısına çıkacağınızı söylediniz. 'Efendi çocuk' imajınız da değişecek mi?
Efendi çocuk olmak planlayarak ortaya koyduğum bir şey değildi. Hayatım boyunca efendi tarafı baskın biriydim ve başkaları tarafından da bu söylenirdi. Bundan rahatsız olmuyorum. Balığımı da efendi yerim, arkadaşlarımla ilişkimi de efendi yaşarım; yani bu övünülecek bir şey değil. Açıkçası çok da övünmüyorum ama insan olduğu şeyi de inkar etmemeli.
"Hayatımdan iyi bir Almodovar filmi çıkar" demişsiniz. Almodovar; seksüel ve karanlık ögeleri kullanan bir yönetmen.
Sizin bilinmeyen taraflarınızda neler var?
Belki ben de seksüel ve karanlığımdır!
(Gülüyor)
Apar topar oyuncu Seda Güven ile nikah kıydınız ama evliliğinizin dokuzuncu ayında boşandınız...
Apar topar olan bir şey yok. Evet, insanlara haber vermeden evlendik ama biliyorsun ki bir yere giderken basına haber vermeyi de sevmiyorum. Evlendik, dokuz ay sonunda boşandık ve bunu da basına servis ettik.
Evliliğe karşı bakış açınız değişti mi? Evliliği tekrar dener misiniz?
Neden olmasın! Hayatımda yaptığım ya da bitirdiğim hiçbir şeye karşı 'Bunu bir daha yapmam' düşüncesine kapılmam, büyük konuşmayı sevmem, çünkü büyük konuştuğum her şey başıma geldi.
Hayat sizi insanlarla karşılaştırıyor, sizin hayatınıza giriyor, kalbinize de giriyorsa; bu konuda yapabileceğiniz bir şey yok. Dünyayı aşk iyileştirecek. Eğer suiistimal edilecekseniz aşk için edilin.
AŞIKKEN KEDİNE BAKIŞIN BİLE DEĞİŞİYOR
Sizin bu aşka aşık haliniz ne olacak?
Bir kişiye aşık olduğunuzda her şey değişiyor.
Aşk dediğin şey güldür güldür gelir, nehrin önünde duramazsın. Kedilerine bakışın değişiyor, korkuların azalıyor. Zaten bu dünyada bizi başarıya karşı kilitleyen en büyük şey korkudur. Herkes çok cesur gibi davranıyor ama ödleri kopuyor. Sizi daha cesur yapacak tek şey, aşk!
Peki, aynı yeteneklere sahip olsanız ama boyunuz 1.65, kilonuz da 105 olsa; bugünkü başarınızı yakalayabilir miydiniz?
İyi bir muhasebecinin kendisine fiziksel olarak dikkat etmesi gerekmez. Şarkıcıların ya da oyuncuların da güzel görünümlü olması şartı yok. 'Düzgün görüntüye sahip biri olmasaydım bu başarıyı yakalayamayabilir miydim?' diye hayıflanacak bir insan yoktur.
BANA VURULMADAN BİR FİSKE VURMAM!
Hiç öfkelenmez misiniz?
Benim ailemde hiç ses yükselmez. Aile ortamım ve yetiştiğim düzen böyle, tartışmayı yüksek sesle yapmam. Aslında biraz ses yükseltebilmek lazım. Tabii ki öfkelendiğim zamanlar oluyor ama gösterme şeklim herkesinki gibi değil. Çünkü insanlar öfkelenince karşısındakini dinlemiyor. Mesela ben öfkelenince daha çok dinliyorum.
İş dünyasında da bu sakinliği koruyabiliyor musunuz?
Etrafımda, karşımda gereksizce bağırıp çağıran, böyle güçlü görüneceğini sanan insanlar var. Onlara sesimi alçalıp yükselttiğim bir teknik uyguluyorum, susuyorlar. Kavga varsa ben uzaklaşmayı tercih ediyorum. Tabii ki içimde fırtınalar koptuğu zamanlar oluyor ama bana vurulmadan bir fiske bile vurmadım. Zaten intikam duygum yok, kesinlikle kinci biri değilimdir.
AŞIK OLAMAMAKTAN KORKARIM
Aşktan korkmuyor musunuz?
Aşktan değil ama bir daha aşık olamamaktan korkarım. Ben aşk şarkıları yapan bir adamım, hep de aşk şarkıları yaptım, bundan sonra da aşk şarkıları yapacağım. Bunun için de kimseden özür dileyecek değilim.