Bana şiddet uygulayanı perişan ederim!

Genç oyuncu Beyza Şekerci, Emrah Erdoğan'ın dün vizyona giren yeni sinema filmi 'Gelmeyen Bahar'da, şiddet gören 'Bahar' karakterini canlandırıyor. Şekerci ile filmi ve rolü üzerine keyifli bir sohbet yaptık...
Bu rolü nasıl aldınız?
İlk olarak Yağmur Yapım'a gittiğimde, yönetmenimiz Emrah Bey ile tanıştım. Bana hikayeyi anlattı yani hikayeyi ilk ondan dinledim. Her rolü bulduklarını, bir tek 'Bahar'ı bulamadıklarını söyledi. Daha sonra bana senaryoyu gönderdiler. Senaryoyu da okuduktan sonra bu rolün içinde olmam gerektiğine karar verdim. Çünkü çok ustaca yazılmış ve çok değişik bir senaryoydu. İlginç kurgusu olan bir film. Filmin sonuna gelene kadar, kafanızda hiçbir şey canlanmıyor. Senaryoyu okuduktan sonra Emrah Bey bana "Sen kendini 'Bahar' olarak görüyor musun?" dedi, ben de "Evet" dedim. 'Bahar', bir kadın oyuncunun isteyeceği her türlü ruh halini yaşıyor. O yüzden beni çok mutlu eden bir rol.

BEN SESİMİ ÇIKARIRDIM!
Beyza ile 'Bahar' arasında benzerlikler var mı?
Aile yapısı olarak çok farklılar tabii ki... Ben çok daha özgür ve kendi kararlarına değer verilerek büyütülmüş bir kızım. 'Bahar' ise daha çok kısıtlanan, ailesi tarafından devamlı baskı altında tutulan biri; bu anlamda benzemiyor. Tabii ki 'Bahar'ın yaşadıklarını gerçek hayatla kıyaslayıp "Ben böyle bir şey yaşasaydım ne yapardım?" diye düşündüğüm zamanlar oldu. 'Bahar', orada yaşadığı olaylara ses çıkaramıyor. Beyza böyle yapmazdı; sesini çıkarabildiği kadar çıkarırdı. 'Bahar' ve Beyza aynı şartlarda değiller.
ZORLANDIĞIM SAHNELER OLDU
Bu rol için için "Hayatımdaki en farklı roldü" diyebilir misiniz?
Tabii ki... Çünkü daha önce bir sinema filmim, birçok da dizi filmim oldu ama bu film bambaşka. Çünkü bu filmde her gün üçüncü sayfalarda okuduğumuz haberler var. O haberlere başta "Vah vah, yazık" diyoruz ama sonra unutuyoruz. O yüzden bu film farkındalık yaratmak açısından bambaşka bir proje.
Rolünüzü canlandırırken çok zorlandınız mı?
Hem teknik olarak, hem de duygusal anlamda çok zorlandığım sahneler oldu tabii ki... Bazı sahneleri defalarca çekmeye çalıştık. 'Bahar'ın başına gelenler hiç kolay şeyler değil. Bu durum beni de etkiliyordu. Mesela gün içinde devamlı ağlamaktan, akşam eve geldiğimde beynimin ve ruhumun dolduğunu hissediyordum. Çok dramatik sahneler çektik ama zaten ben de, yönetmenimiz Emrah Bey de bunun kolay olmayacağını biliyordu.
Gerçek hayatta şiddet görseniz ne yapardınız peki?
O kişiyi perişan ederim, elimden geleni ardıma koymam. Allah korusun ama 'Bahar'ın yapamadığı her şeyi yaparım. Kesinlikle!
EMRAH DOĞRU BİR PATRON!
Emrah Erdoğan kadar oyuncunun halinden anlayan bir insan görmedim. Hem oyuncuyu rahat ettirmeyi biliyor, hem de işin en iyi şekilde çıkmasını sağlayabiliyor. Her sahneyi defalarca çekti ama bizlere hiç kötü davranmadı; o çok doğru bir patron.
Şu anda ona rahatlıkla "Emrah Hoca" diyoruz ama sonuçta kendisi Yeşilçam'a yıllarını verdi. Bence bu sektörün içinde olup bu işi yapmaya en çok hakkı olanların başında geliyor. Sonuçta çok geniş bir sinema geçmişi var. Çok değerli isimlerden, çok farklı eğitimler almış. Yani bizim için bir kültür hazinesi. Öğrendiklerini bize öğreterek arada bir köprü görevi görüyor.
BEN BUGÜNE KADAR HEP AĞLADIM!
"Ben bugüne kadar rol aldığım tüm projelerde ağladım. Zaten yakınlarım da bana "Ne zaman güleceksin?" diye soruyor. Aslında canlandırdığım rollerin tam tersi bir hayatım var, o yüzden komedide de oynamak isterim. Ekranda kendimi ağlarken görmek, en alışkın olduğum sahnelerden. O yüzden ileride ters köşe yapmak isterim. Ancak bu durum biraz da senaryoya, hikayeye ve yönetmene bağlı. Yani neyi; nasıl anlattığı çok önemli. Bazı şeylerin tadını kaçırmadan, gerektiği kadar yapılması gerekir. Eğer yönetmen ve senaryo buna hizmet ediyorsa, rol ve tür seçmem."
SESİNİ ÇIKARAMAYAN KADININ SESİ OLACAK
"Gelmeyen Bahar' filmini bence seyirci çok sevecek çünkü bu filmde herkes kendi yaşadıklarından birşeyler bulacak. Etrafımızda şiddet gören fakat sesini çıkaramayan binlerce kadın var. İşte 'Gelmeyen Bahar', sesini çıkaramayan kadınların sesi olacak."