Müfit Can Saçıntı: Bayrağı Nasreddin Hoca’dan devraldım

- En başından beri gişe ve sanat filmleri bir arada olabilir diye düşündüm ve o tür filmler yapmaya çalışıyorum. Buna ulaştım sanırım. 'Babamın Ceketi', bu yıl yarışma dışı kategoride Adana'da gösterilecek.
- Filmde oğlumu Mert Turak oynuyor. Baba-oğul çatışması üzerinden değişen değerleri anlatıyoruz. Zorluklar karşısında sevmenin, sevilmenin, dostluğun ve ailenin önemini hatırlatıyoruz.
- Hayatta paradan önemli değerler var. 80'li yıllardan sonra para en önemli değermiş gibi oldu. Paraya karşıyım ama para kazanmaya değil; paranın merkeze konmasına karşıyım. Para amaç değil, araçtır.
- Nasreddin Hoca'dan beri süregelen sosyal içerikli mizahı, güldürürken düşündürmeyi devam ettirmeye çalışıyorum. Atalarımızın bayrağını devraldık. Bu tür mizahı aktarmaya çalışıyorum filmlerde. Bu, insanlara samimi geldi.
- Filmin sembolü kırmızı Vosvos... Filmde kaza sahnesinde kullandık. Vizyon sonrası seyirciye hediye edeceğiz. Yapımcıların fikri böyle...

PELTEĞIM, ROL YELPAZEM SINIRLI
- Kendimi oyuncu olarak görmüyorum. 'Bu dördüncü filmin ve hepsinde başroldesin. Nasıl kendini oyuncu olarak görmüyorsun?' diye soruyorlar. Oynamak başka, oyuncu olmak başka. Pelteğim ve oynayacağım tüm karakterler peltek olmak zorunda. Yani yelpazem sınırlı. Oyunculukta iddiam yok.
- Peltek olduğum için konservatuvara giremedim. Üzüldüm ama baskı hissetmedim. Aynı yıl tiyatroya başlayıp sahneye çıktığım için büyük bir çöküş yaşamadım. Sonra iletişim fakültesinde okudum. İlan üzerine Levent Kırca'nın 'Olacak O Kadar' ekibinin yazı grubuna girdim. Sonradan oyuncu olduğumu sanıyorlar ama ben önce sahneye çıktım.

POPÜLERLIKLE ARAM FENA DEĞIL
- Popülerlikle aram fena değil ama ilk başta mahcup oluyordum. Herkes bana saygıyla ve iltifatla yaklaşıyor ama 50 yaşındaki adama şımarmak yakışmaz... Ani gelen servet ve şöhret insanı şaşırtır. Çok şükür mü, malesef mi diyeyim bilmiyorum ama büyük şöhrete de, paraya da ulaşamadık.
- 'Mandıra Filozofu'nu Çökertme Koyu'nda çekmiştik. Orası popüler oldu. Bölgeye bir katma değer sağladığı kesin. O dönem arsaların değeri artmıştı, şimdi ne durumda bilmiyorum ama herkes oraya gidip yaşamaya başladı. Hakan Altun da orada yaşamaya başlamış.