Giriş Tarihi: 28.11.2010

Ben böyle aşkın izzet-i nefsini...

Herkesin aşkı kendine tanımlı... Bu yüzden ben bu kitabı sevmedim. Can Dündar'ın son kitabını yani... Abdülhak Hamit'i de sevmedim zaten, Lüsyen'i de. Ne insanlıklarını ne de aşklarını... Abdülhak, hayatı nerede beleş oraya yerleş düsturuyla geçmiş bir adam. Bildiğin hampacı. Hatta dilenci. Hayatı kendi ve Lüsyen için para, ev dilenmekle geçmiş.
HER DEVRİN ADAMI
Bir de en berbatı, her devrin adamı. Osmanlı iktidarken padişaha, cumhuriyet devrinde de Atatürk ve çevresine el ovuşturuyor. Kurtuluş Savaşı'nda ise zaten hiç ortalarda yok. Korkudan Avrupa'ya topuklayıp arazi oluyor. Ne o? Çok mu sert geliyor sözlerim? Siz kitabı okuyun da öyle konuşalım isterseniz. Yazdıklarım az bile. Ahhh, ama Gazi bir gün bir yemekte endazeyi kaçıran Hamit'e öyle bir cevap veriyor, öyle bir paylıyor kiii! Benim de elimde kitap, içimin yağları eriyor. Gerçi sonra sanatına hürmeten kıyamamış Mustafa Kemal, affetmiş Şair-i Azam'ı. Bu da nasıl iddialı bir lakapsa artık... Kime göre, neye göre azam?! Zaten buna da Nazım Hikmet'in itirazı var: "Bu adamın şiirlerini herhangi bir dile, hatta Türkçe'ye çevirin bakalım bir anlamı kalacak mı?" diyor ki, sonuna kadar haklı. Aman Allah'ım ne dolmuşum adama! Ama gerçekten okurken sinirlenmemek elde değil. Bir de Can Dündar'ın abartmasına kızdım tabii. Yok, şöyle büyük aşkmış, böyle farklı sevdaymış. Hiç aşk görmedik çünkü! Şimdi bu müthiş ikilide bir ara paralar, itibar falan iyice suyunu çekiyor, Lüsyen de kendine zengin bir kont buluyor. Peki düğünlerini kim yapıyor dersiniz? Aaaa sorulur mu? Abdülhak Hamit dedesi tabii ki. (Aralarında 42 yaş fark var da...)
PESPAYE BİR İLİŞKİMSİ!
Sözde aşık olduğu kadını, kendi elleriyle gerdek odasına, damada teslim ediyor. Bu arada bitişik odayı da kendisine tutmayı ihmal etmiyor. Artık duvara bardak dayayıp dinledi mi bilinmez... Ama bakıyorlar konttan bunlara hayır yok, hadiiii Lüsyen tekrar İstanbul'a geri dönüyor vs... Tabii bu anlattıklarımı Can Dündar'a sorsan, 'kadın hikayeyi k..ından anlamış' diyecek ama yemezler. Aksine tam da en doğrusu budur. Dündar'ın aklamaya ve süslemeye çalıştığı gibi efsanevi bir aşk falan yok ortada. Bildiğin pespaye bir 'ilişkimsi'nin öyküsü. Okuyun, düşüncelerinizi bana yazın. Merak ediyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.