Geçmişte yaşadıklarınızı sorguladığınız oluyor mu?
B.A.: Ben güçlü bir kadınım. Tüm zorlukların altından kalkabilirim. Konuşmak için hep doğru zamanı beklerim.
C.A.: Betül, çok inatçı ve sabırlıdır. Bekler, sonra da anamı beller! Betül'ün bu evde olması, benim için bayramdır. En zor şartlarda bile, Betül'ün hep gülen yüzüne alıştım. Tabii bazen de mavi gözlerine yağmur yağar, 10 takla da atsam yüzü gülmez. Betül'ün bir kez bile bana "Araba, ev istiyorum, kıyafet istiyorum" dediğini duymadım.
OĞLUM OLDUĞUNU SAKLAMIŞ
Gelinlerinizle aranız nasıl?
B.A.: Murat ve Kaan çok zor evlendi. Kız arkadaşlarını getirip "Anne, sana benziyor mu?" derlerdi. Çocuklarımın hayattaki ikinci şansları eşleridir; çok iyi kadınlarla evlendiler. İnşallah böyle de devam eder. Mesela Kaan'ın eşi Aslı'yı oğlumdan daha çok seviyorum; çok mükemmel bir kız. Merhametli ve düzgün biridir.
KAAN SABIRLI, MURAT ÇABUK PARLAR
Kaan Bey, Cüneyt Arkın'ın oğlu olmak nasıl bir sorumluluk getiriyor?
K.A.: Bu; başlı başına büyük bir fedakarlık gerektiriyor. Bizim Cüneyt Arkın'ın oğlu olduğumuzu; okulda, iş hayatında ve sosyal yaşamda kimse bilmezdi. Tanıştığımız insanlara bunu söylemeyiz. Küçükken abimle beni 'Malkoçoğlu' ya da 'Kara Murat' diye çağırırlardı. Bunlar ikimiz için de gurur verici şeylerdi. Hiçbir işime 'Ben Cüneyt Arkın'ın oğluyum' diye girmedim. Eski iş yerimde bunu bir yıl saklamıştım. Duyduklarında yaklaşımları daha farklı olmuştu.
C.A.: Oğlum bir işe girmişti; bir gün sürpriz yapıp yanına gittim. Baktım ki; arabasının içini doldurmuş, hamallar gibi mal taşıyor. Dayanamadım onu görünce, patronunun yanına gittim. Adam beni görünce şoka girdi zaten. "İnanamıyorum, siz babası mısınız?" dedi. Kaan, kim olduğunu herkesten bir yıl boyunca saklamış.
İki oğlunuzun hangi özellikleri Cüneyt Bey'e benziyor?
B.A.: Cüneyt çocuklarına nasıl davrandıysa, Murat da oğullarına öyle davranıyor. Murat çok çabuk parlar ama çabuk söner. Kaan ise öyle değil; çok sabreder, susar, bekler ama küstüğü zaman da barışması zordur. Kırıldığı anlarda içine kapanır. Bu yüzden ben Kaan'ın tepkilerinden daha çok korkarım.
BABAM HEP 'ÖNCE SAĞLAM BİR İŞİN OLSUN' DERDİ
Murat Bey, sizin oyunculuk isteğiniz ne zaman başladı?
MURAT ARKIN: Oyunculuk arzum, gençken izlediğim filmlerle başladı. Babam;"Önce sağlam bir işin olsun, sonra ne istersen yap" derdi. Londra'da yüksek lisans yaptıktan sonra 14 yıl şirketlerde çalışıp kendi yazılım firmamı kurdum. Sonra Gani Müjde'den 'Pis Yedili' dizisi için teklif geldi. 10 ayda, çekimler için Londra-İstanbul arasında 106 kez uçtum. Yazılım işim de devam ediyor. Kardeşimle birlikte DersleriKurtaranAdam. com isimli bir sitemiz var. Çok büyük ilgi gördü.
Ailenizden uzak olmak sizi zorluyor mu?
M.A.:İstanbul'dayken Londra'daki ailemi, Londra'dayken İstanbul'daki ailemi özlüyorum. Ama iki şehir arasında mekik dokurken, bir kez bile sete geç kalmadım.
CEYLAN BENİ ARASIN ONA DERS VEREYİM
44 yıllık evliliğinizi düşündüğünüzde, aklınıza ilk ne geliyor?
B.A.: Cüneyt'i 20 yaşındayken tanıdım. O yaşta nasıl oldu da bu evliliğe "Evet" dedim, ben de şaşırıyorum. Ben çok inatçı bir kadınım; bir şeyi başarmak, yürütmek istiyorsam, ölürüm de kararımdan dönmem. Cüneyt'i çok sevdiğim ve hayatımda onun yerine başka hiçbir şeyi koyamadığım için hep mücadele ettim. Sürekli setlerden eve kaza geçirmiş halde gelen bir adamla evliydim. Zaten görüşemiyoruz, bir de üstüne adam hasta... Ömrümün yarısı hasta bir adama bakmakla geçti. Düşüp belini sakatladı; iki yıl boyunca halının üzerinde birlikte uyuduk. Şimdi bakıyorum da; Burak Özçivit'le birlikte olan Ceylan Çapa'nın işi çok zor çünkü bu adamları idare etmek zor. Beni arasın, ona öğreteyim ne yapması gerektiğini... Onlar, çok yakıştırdığım bir çift.