Bir babayiğit aranıyor

Hıncal Ağabey bir yandan, bendeniz diğer yandan maç yayınlarındaki reklam rezaletini yazmaktan yorulduk. Ama durmak yok, yola devam!..
Lig TV'de Fenerbahçe-
Kardemir Karabükspor maçını izlerken, sıkmaktan dişlerim ağrıdı. Ben hayatımda böyle bir reklam işkencesi daha görmedim.
Dakika başına iki tane reklam yazısı ekranın üzerine biniyordu. Reji, maçın gidişatına değil, reklam sıralamasına göre resim seçiyordu.
Eğer tribüne boydan boya bir reklam yazısı bindirilecekse, hemen genel plandaki pilot kameraya geçiliyordu ki, reklam oraya sığabilsin.
Bir de artık neredeyse tüm futbol terimleri, bir reklam sloganına esin kaynağı oldu.
Örneğin; yönetmen, hiç sırası değilken, kenarda ısınan futbolcuları seçiyor. O sırada ekrana yoğuşmalı kombi reklamının sloganı yazılıyor: 'Isınmak için bu kadar zahmete gerek yok!..' Diyelim ki hakem barajın yerini belirlemek için yere beyaz köpük sıkıyor.
Anında 'ilgili reklam' ekrana düşüyor: 'Filanca deodorant beyaz iz de bırakmaz!' Futbolcu yerde ayağını tutmuş kıvranıyor.
Kaçar mı? 'Sigorta yaptırırken sakata gelmeyin...' Daha neler neler... Ne maça odaklanabiliyorsunuz, ne karşılaşmadan futbol adına keyif alabiliyorsunuz. Dahası, her ay kol gibi fatura ödediğiniz paralı kanalda bir de reklam bombardımanına tutularak, kendinizi 'sağılacak inek gibi' hissediyor, kötü oluyorsunuz.
Yok mu bu işkenceye dur diyecek bir babayiğit?