Bir çocuk daha yapabilirim
Bir dönem rol aldığı dizilerle şöhreti yakalayan, ardından yaptığı evliliğiyle ekranlara veda ederek moda konusunda çalışmalara başlayan Yasemin Özilhan, “İki kızım var, çocuk sayısı arttıkça sevginin büyüdüğünü hissettim. Gücün yettiği kadar çocuk sahibi olmakta sakınca yok” dedi
Aile kurmak ile oyunculuk yapmak aynı kulvarlar değil. Biri diğerini engelleyebiliyor. Evcil ve aile düşkünü bir karakterde olduğum için oyunculuğa harcamam gereken yoğun saatleri aileme ayırmayı tercih ettim. Ben tevazu içinde büyüdüm. Bu yüzden de Özilhan Ailesi'ne gelin olurken en büyük mutluluğum, benden bile daha mütevazı ve manevi değerlere önem veren kişilerle bir arada olmaktı. Çocuk sahibi olduğumdaysa çok özel duygular hissettim. İkinci kez anne olduktan sonra, çocuk sayısı arttıkça sevginin büyüdüğünü anladım. Gücün yettiği kadar çocuk sahibi olmakta bir sakınca olmadığını anladım.
KENDİMİ ŞANSLI HİSSEDİYORUM
Neden olmasın!
Türkiye temsilciliğini daha önce başka bir firmanın yaptığı Carter's'ı, eşim İzzet'in ablası ve aynı zamanda genel müdürlük görevini üstlenen İpek Özilhan Özkan'ın bu markaya olan güveniyle de yola çıkarak devraldık. Ayrıca mesleğimi İpek Özilhan gibi tecrübeli bir iş kadınından öğreniyor olmak büyük fark yaratıyor. Başta Tuncay baba olmak üzere, Özilhan Ailesi'nin tamamı iş hayatındaki tüm etik, kültürel ve ticari değerlerin kütüphanesidir. Ben ilham almaktansa, sorarak öğrenebildiğim bir çevreye sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.
MODA ZORLAYICI BİR DURUM
Anadolu Vakfı'nın çalışmalarını takip ediyorum ve elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum. Carter's markasının da sosyal bilinç düzeyi üst seviyelerde. Aynı zamanda çevre ve sağlık konusunda ciddi çalışmalar yapıyor. Dolayısıyla bu marka için çalışarak dünya çapında etkisi olan sosyal projelere katkıda bulunuyorum.
Sokaktayken sokağa en uygun gördüğüm kıyafetleri giyerim; davete katılırsam da oraya uyum sağlarım. Modayla gerçekten ilişki içinde olmak zorlayıcı bir durum. Eğer ilgi göstermeniz gereken bir boyuta ulaşırsa süreklilik ister. Ben bu yüzden modayı bir ilişkiden ziyade günlük hayatımdan uzak tuttuğum ama arzu ettiğim zamanlar dinlediğim bir şarkı olarak görüyorum. Benim için moda, kendine yakışanı bulmaktır. Her sezon farklı desenler, kesimler ve renkler empoze ediliyor. Bunların tamamını kendinize uygun bulmanız insanın karakterine ve bedenine aykırı. Sırf moda diye bana uygun olmayan bir ürünü kabul etmem. Butiklerde el emeği ve kişiye özel tasarım odaklı çalışmalar daha çok hoşuma gidiyor. Gardırobumda çoğunlukla babetler, skinny jeanler ve beyaz tişörtler vardır. Mesela bu üçlüyle hayatımı geçirebilirim. İlgimi çeken yeni markalar ise Sachin&Babi ve Greymer."
Edvina Sponza, Audrey Hepburn, Jane Birkin ve Emma Stone'un tarzını çok zarif buluyorum.
Sıra dışı gözlükleri seviyorum. İçinde diğerlerinde olmayan orijinal bir detay varsa ve bana yakışıyorsa tercih sebebimdir. En çok retro çizgileri ve yüzümü kapatmayan modelleri seviyorum.
FORMUMU GENETİĞİME BORÇLUYUM
Açıkçası bu aralar internetten alışveriş yapmak daha çok işime geliyor. Böylelikle kalabalık alışveriş merkezlerine girmemiş oluyorum. İnternette Saks Fifth Avenue, Net-a-Porter ve Forward sitelerini kullanıyorum. Ama yurtdışındayken küçük butiklerin olduğu Savile Row, Soho, Quadrilatero gibi sadece kıyafetler için yaşayan sokaklarda gezmeyi eğlenceli buluyorum.
Benim bu yönde bir ilgim yok, herkesin hobisi kendine... Eşimin koleksiyon tutkusunu destekliyorum. İnsanı yaşamın güzelliklerine bağlayan bir şey koleksiyoner olmak.
Haftada en az üç gün spor yapıyorum. Dönüşümlü olarak crossfit ve fitness çalışıyorum. Formumu genetiğime borçluyum aslında. Çocukluğumdan beri her zaman ince bir yapım oldu. Ama bu şansımı korumak için dengeli beslenmeye gayret ediyorum. Makarna gibi karbonhidratlı yemeklerle hiç aram yoktur. Sebze ve protein ağırlıklı beslenerek de sağlıklı bir düzen kurmak mümkün.
Sosyal medyadaki takipçilerim hayran kitlesi değil, sevgi kalkanı
Sosyal medyadaki takipçilerimden aldığım tepkilere bakarak söyleyebilirim ki aramızdaki enerjinin sebebi; doğal ve kendim gibi olmam. Zaten senaryo olmadan rol yapamam. Hayranlarım mutluysam, kızgınsam, üzgünsem veya keyifliysem hemen anlayıp iletişim kuruyorlar. Oyunculuğu bıraktıktan sonra zamanla bu kitle kaybolur diye düşünmüştüm ancak tam tersi giderek daha kalabalık bir ekip olmaya başladık. Sanırım dizilerin tekrar yayınlanmasının etkisi de var. Ben onlara hayran kitlesi değil, sevgi kalkanı diyorum. Dışarıdan gelen tüm kötülüklere karşı verdikleri tepkilerle beni sevgiyle koruyorlar. Hepsini çok seviyorum.
EN SON HABERLER
- 1 Bahar’ın yıldızı Demet Evgar karavan pozu ile yine mest etti! Arada minik kızı Mavi'yi de paylaşan oyuncuya beğeni yağdı!
- 2 Kuruluş Osman’a Avusturya Dornbirn’de yoğun ilgi!
- 3 "Annen tanıyabiliyor mu bari?" Pis Yedili'nin Dilkopat'ı estetik harikası oldu! İşte Güneş Zavrak'ın son hali...
- 4 İdo Tatlıses'in ablası Melek Zübeyde ikizleri öpmeye doyamadı! 'Minik Tatlısesler'e hala ziyareti! Yasemin Şefkatli paylaştı...
- 5 Güzel oyuncu ile ünlü yönetmenin 11 yıllık evliliği meğer geçen yıl sessiz sedasız bitmiş! "Evlenmek kadar boşanmak da zor"
- 6 Burcu Biricik doğacak kızının adını doğum gününde açıkladı! 35. yaşını karnı burnunda kutlayan Burcu Biricik bakın kızına hangi ismi verdi...
- 7 Güzel şarkıcı Emel Müftüoğlu'nun kızı çıktı! İlk defa duyanlar şaştı kaldı! İşte Emel Müftüoğlu'nun şarkıcı kızı...
- 8 Dilan Polat cezaevinde kendini yaraladı! Avukatından dikkat çeken hamle! Dilan Polat tahliye mi olacak?
- 9 Eşi kendisinden ünlü çıktı! Yargı'nın Eren Komiser'i Uğur Aslan'ın 24 yıllık eşi öyle bir isim ki çok şaşıracaksınız!
- 10 Yargı'nın Ceylin'i Pınar Deniz'in ablası Huri çıktı! "Çabuk ablamın güzelliğine bakın" Sosyal medya Huri Deniz'i konuştu!