Cumartesi 30.10.2016

Bir dağda, sevginin baskın geldiği ortamda yaşadım

Oyuncu Özgün Çoban verdiği röportajda en ilginç deneyimi sorulan yakışıklı oyuncu: Üniversite yıllarımda Sırbistan’daki hippi buluşmasına gittim. İki ay boyunca bir dağda, sadece sevginin baskın geldiği bir ortamda yaşadım

Türkan Derya'nın ilk sinema filmi 'Çok Uzak Fazla Yakın'ın başrol oyuncusu ve son dönemin en dikkat çeken isimlerinden biri olan Özgün Çoban'la, Esquire dergisi bir röportaja imza attı...
Sizin hikayeniz nerede, nasıl başladı?
Asker çocuğuyum. Babam Bitlis'te görev yaparken orada doğmuşum. Babamın görev yaptığı kentler nedeniyle sık sık başka şehirlere yolum düştü.
Göçebe bir çocukluğun sizdeki izleri neler?
İlk taşınmalarımda; arkasından ağladığım aşklar, arkadaşlar, şehirler oldu. Aslında çok fazla karakter ve hayalle tanışıyordum. Bu durum, belki de beni oyunculuğa itti.
TÜM BALKANLARI GEZDİM
Hem iletişim, hem de konservatuvar okumuşsunuz...
Babamın tayini Kıbrıs'a çıkmıştı. Bir kanalda bu işi yaptığım için Radyo Televizyon Sinema Bölümü'nü okumaya başladım. İki yıl öyle mutsuz bir şekilde geçti. Ardından work and travel ile ABD'ye gittim. Uçaktan Türkiye'ye indiğimin ertesi günü Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı'nın sınavına girdim ve sınavı geçtim.
EMPATİ DUYGUM YÜKSEK
20'li yaşlardaki en özel deneyiminiz neydi?
Üniversitede müzisyen arkadaşlarımla planlar yapardık. Bir gün, bir arkadaşımla Sırbistan'daki hippi buluşmasına gitmeye karar verdik. Vizeyi ve biletleri aldıktan sonra sadece 5 Euro ile yola çıktım. İki ay bir dağda, alkolün yasak olduğu; sadece sevgi duygusunun baskın geldiği bir ortamda yaşadım. O dakikadan sonra hippiliğe merak sardım ve üç ay boyunca bütün Balkanları dolaştım. Bu beş ayın sonunda Türkiye'ye döndüğümde cebimdeki 5 Euro hâlâ duruyordu.
Hümanist ve çocuksu tarafınız o günlerden mi kaldı?
Evet, çok hümanistimdir. Empati duygusu çok yüksek bir kişiyim. Bu, Balkanlar'daki hippilik günlerinin bana kattığı bir duygu.
Devlet Tiyatrosu günleri size neler kattı?
Beş sezon boyunca Diyarbakır'da görev yaptım. Devlet Tiyatrosu sanatçısı olmak bambaşka bir hayat biçimi. Diyarbakır'da olmak, Hakkari'ye, Şırnak'a, Van'a veya Muş'a gidip orada oyunlar oynamak inanılmazdı. Bütün bunlar beni büyüten deneyimlerdi.
Gündelik hayatta iyiliğin değil de, ulaşılmaz olmanın ve cool'luğun daha değerli görülür hale gelmesine artık çok sık tanık oluyoruz...
Tamamen katılıyorum. Böyle bir algı yaratılıyor. Değerli olan oymuş gibi... Halbuki değil. Bunu maalesef televizyon bu şekilde pohpohluyor. Cool ve ulaşılmaz, her an terk edecek erkek profili yaratılıyor. Keşke doğal, iyi ve gerçek insanlar idealize edilse.
Türkan Derya'nın yönettiği, 'Çok Uzak Fazla Yakın' filminin başrol oyuncularından birisiniz. Bu filmin diğer aşk filmlerinden farkı ne?
Aşk filmlerinde karakterlerin yoğunluğuyla değil, aşk ile ilgileniriz genellikle. 'Çok Uzak Fazla Yakın' ise derinlikle ilgileniyor,
Filmde üç ayrı dönemi oynuyorsunuz...
Açıkçası hikaye çok içime sindi. Bu filmde; birbirlerine baktığında aşkı hisseden gitmek, kalmak ve gönderememek arasında gidip gelen, çatışmalar yaşayan iki kişinin hikayesine tanık olacaksınız.
GEÇİŞ SÜRECİNDE GİBİYİM
Sizi ilk olarak Ankara'da çekilen günlük diziler vasıtasıyla tanıdık...
İnsanlar sizi her gün gördüğü için tanınırlığınız çok artıyor ama İstanbul piyasasının içinde bir celebrity olamıyorsunuz. Seyirci tanıyor ama yapımcılar çok tanımıyor. Bu da, günlük dizilerden çıkan oyuncular için bir arafta kalma durumu yaratıyor.
Şu anda hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
Geçiş sürecinde gibi hissediyorum. 30 yaşından sonra erkekler daha olgun bir döneme giriyor galiba... Ben de ilk defa bu yıl, büyüdüğümü hissetmeye başladım. Evlendim ve İstanbul'a taşındım. Bütün hepsini bir arada nasıl yaptığımı anlayamıyorum. Bir değişim geçirdiğim kesin. Eskiden asla yapamayacağım bir şey olsa da, her gün, düzenli spor yapmaya ve farklı uğraşlara yönelmeye başladım.
Değiştirmek istediğiniz özellikleriniz var mı?
'Hayır' diyebilmek istiyorum. 30'lar için böyle bir karar aldım.
'Hayır' diyemeyen insanlar sık sık hayal kırıklığına uğrayabiliyor...
Evet, zaman zaman... Mesela çok ekstra bir şey olmamışsa asla bir yere geç kalmam. Asla birinin telefonuna dönmemezlik etmem. Bunlar en basit şeyler ve bunlar bana yapıldığında kırılıyorum. Galiba kafamda başka türlü, naif bir dünya yarattım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.