Geride bıraktığımız haftanın en çok tartışılan konularından biri, Şahan Gökbakar'ın son filmi 'Recep İvedik 5'in fragmanındaki bir sahneydi. Recep İvedik, kendisine kardeşçe yaklaşan Azeri boksöre 'Ben de buraya senin ağzını burnunu kırmaya geldim gardaş' diyerek yumruğu patlatıyor, Azeri boksör ringin diğer köşesine kadar uçup, yere seriliyordu. Ne yalan söyleyeyim, Recep İvedik filmlerinde pek eğlenmeme rağmen bu sahneye gülememiştim. Hatta beni ciddi şekilde rahatsız etmişti. Kendimi Azeri kardeşlerimin yerine koydum. Eğer gülünç bir şekilde yere serilen ve hakarete uğrayan boksörün üzerinde ay-yıldızlı forma olsaydı, ne hissederdim diye düşündüm. 'Bu bir komedi filmi, gülelim, geçelim kardeşim' diyenleri ise bir türlü anlayamadım. Bayrak gibi kutsal değerlerin üzerinde sırf komedi yapmak için tepinmek bana ters geliyor. Hele hedefteki, 'iki devlet, tek millet' dediğimiz kardeşlerimiz ise, 'doz aşımı' daha da ağırlaşıyor. Hem etrafımızda hem de okyanusların ötesinde yumruğu hak eden onca düşmanımız varken, kurban olarak Azerbaycan'ın seçilmesini de anlamlandıramıyorum. İşte tam da bu duygular içinde kaleme sarılıp, 'Yapma Şahan kardeşim, vazgeç o sahneden' diye yazacakken, Şahan Gökbakar filmin o bölümünün çıkarılacağını duyuran bir paylaşımda bulundu.
Şimdi kimse tutup da, 'Korkak Şahan kendi filmini sansürledi' filan türünden demokrasi havariliğine soyunmaya kalkmasın. İyi komedyen, içinde bulunduğu toplumun özelliklerini bilen, kaygılarından, taleplerinden, tepkilerinden haberdar olan kişidir. Geriye dönüp baktığımızda uzun soluklu tüm komedyenlerimizin en önemli özelliğinin 'halkını yakından tanımak' olduğu görülür. Şahan bir yanlış yaptı ama vakit geçirmeden bunu bir doğru ile ortadan kaldırdı. Onun yaptığı bu sosyal laboratuvar deneyinin, tüm komedyenler için önemli bir veri olarak değerlendirilmesini diliyorum.
