Son Güncelleme: Salı 08.10.2013
Birçok yazarın anlattığı İstanbul şanslı bir şehir
Yazar Selim İleri, Touch İstanbul dergisine İstanbul'un edebiyatımızdaki yerini anlattı. İleri, İstanbul'un romanlarda, öykülerde başka hiçbir şehre nasip olmayacak kadar çok işlendiğini söylüyor
Türkiye'nin en ünlü yazarlarından Selim İleri; kitaplarında da yer verdiği, doğup büyüdüğü şehir olan İstanbul'u anlattı...
Yıllar önce rahmetli Çetin Emeç'ten Hürriyet gazetesinde İstanbul yazıları yazmak için teklif aldım. Yazılara, İstanbul'un zaman içinde yazarlık yaşamımda özel bir yeri olacağının bilincinde olmaksızın başladım. Ama bu zamanla bir tür misyon haline geldi. İstanbul'un benim yazarlık yaşamımda çok önemli bir yeri var, çünkü doğma büyüme İstanbullu'yum. Sonradan fark ettim ki, roman ve öykü türünde yayınladığım 40 kadar kitabın dörtte üçünden fazlası İstanbul'da geçmiş. Ama bunlar bilinçli şekilde olmuyor. Yazarlık dediğiniz şeyin yarısı sezgiyle, duyarlılıkla oluyor. Sonra sonra gördüm ki, ben aslında hep İstanbul'u yazmaya çalışmışım.
BEŞ ŞEHRİN EN ÖNEMLİSİ
İstanbul, 19'uncu yüzyılda beş büyük dünya başkentinden (Paris, Viyana, Roma, Londra) biri olarak kabul edilmiş. Ama bu şehirler arasında Roma'yla aşık atabilecek olan ve hatta Roma'yı da aşan tarihsel doku yalnızca İstanbul'da var. İstanbul, Bizans öncesinden bugüne kadar gelen ve hiçbir şehrin tarihi dokusunda rastlanmayan bir yapıya sahip. Şehrin her yerinden bin yıllar fışkırıyor. Bazen bir hikaye yazarken veya romanda bir cümle kurarken birdenbire bin yılın, iki bin yılın, üç bin yılın üstümde bıraktığı etkiyi hissedebiliyorum.
1980'li yıllarda aziz dostum Çelik Gülersoy beni Soğukçeşme Sokağı'ndaki İstanbul Kitaplığı'na götürmüştü. Eski bir İstanbul evindeki bu kitaplıkta 100 binin üstünde kitapla karşılaştım. Bunların yalnızca bir kısmı Türkçe yazılmıştı, önemli bir kısmı ise yüzyıllar boyunca çeşitli dünya dillerinde İstanbul üzerine yazılmış olan kitaplardı. Yeryüzünde hiçbir kente nasip olmamış, mucizevi bir şey bu. Biz ne yazık ki Batılılar'ın, Doğulular'ın, Uzak Doğulular'ın bu kent için yazdığı kitapların pek azını dilimize çevirdik. Şimdi ise bazı küçük yayınevleri kendi imkanları çerçevesinde seyahatnameleri, gezi kitaplarını biraz daha fazla yayınlıyor.
BAŞKA BİR YERE NASİP OLMAZ
1920 sonrasını çağdaş edebiyatımız olarak adlandırırsak, bu dönemde birçok eserde İstanbul yer almıştır. İstanbul romanlarda, öykülerde başka hiçbir şehre nasip olmayacak kadar çok işlenmiştir. Hatta son yıllarda biraz fazla işleniyor gibi geliyor bana. Yani herkes birbirini tekrarlamakla meşgul. Bu bende de var; ister istemez bir tekrara düşmek zorunda kalıyorsunuz ama hiç olmazsa ben kaynak göstererek yazıyorum. Fakat birçok kişi kaynak göstermeden mazide yazılanları tekrar ediyor. İstanbul bugün ne kadarı yazılacak bir şehir olarak kaldı, bunu kestirmek zor. Ama İstanbul gerçekten kendisini yazabilecek çok iyi yazarları olmuş, hala da olan mutlu ve şanslı bir şehir.
İstanbul'un her yerini tavsiye ederim. İstanbul'un her yerinden tarihe açılabilirsiniz. Yani bu açıdan İstanbul'da özellikle şurası diye bir şey söylemek istemem. Ama belki İstanbul'un çok az bilinen yerleri var denebilir. Mesela özellikle Anadolu yakasında Kanlıca'nın içinde olağanüstü gizli köşeler var. O gizli köşelerde olağanüstü güzel camileri var. Sahil üzerinde kurulu olan camilerin çok etkileyici olduğunu düşünüyorum.
YAZILACAK ÇOK ŞEYİ KALMADI
İstanbul üzerine yeni bir roman yazmayı şu an için düşünmüyorum. İstanbul'un çok da yazılacak bir şeyi kaldığını zannetmiyorum. İstanbul çok başka bir yer artık. Hatırlardaki İstanbul da çok fazla yazıldığı vakit yeni nesillere artık hiçbir şey ifade etmeyen, gönderme yapamadığınız veya ortak bir çağrışımı sağlayamadığınız bir yer oldu. Gene de Allah'tan İstanbul kitaplarını alıp okuyan gençler var.
ROMANLAR, YAZILAR VE ŞİİRLERE KONU OLDU
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hem İstanbul üzerine romanları, hem de 'Beş Şehir'deki İstanbul bölümü beni çok etkiledi. Ayrıca, Abdülhak Şinasi Hisar'ın İstanbul'u doğrudan konu almayan ama hemen hepsinin arka fonunda İstanbul olan bütün öyküleri... Samiha Ayverdi'nin başta 'İstanbul Geceleri' kitabı olmak üzere romanlarında ve yazılarında İstanbul'a yönelik göndermeleri beni çok etkilemiştir. Son dönemde de Tanpınar, Hisar ve Ayverdi'nin takipçisi olarak gördüğüm Beşir Ayvazoğlu'nun İstanbul üzerine yazdığı kitapları çok değerli buluyorum.
Her şeyden önce İstanbul'da insanların küçük hayat şartları içerisinde var olma mücadelesini anlatan Behçet Necatigil geliyor aklıma. Bunun yanı sıra Oktay Rifat var. Özellikle son dönem şiirlerinde İstanbul'u dile getirişini olağanüstü buluyorum. Yahya Attila Kemal elbette geliyor aklıma... Bunun yanı sıra Atilla İlhan, Orhan Veli ve Edip Cansever'i söylemek gerekir.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Holofira’sı Ecem Sena Bayır anlattı: O sahnede çok zorlandım!
- 2 Ünlü şarkıcı Kibariye'nin kızı Birgül’ü bakalım şimdi tanıyabilecek misiniz? “Resmen estetik mucizesi”
- 3 Mesut Özil eşi Amine Gülşe'nin doğum gününü romantik sözlerle kutladı! Mesut Özil eşi Amine Gülşe'ye övgüler yağdırdı! “Tüm evrendeki en güzel…”
- 4 İşte Benim Stilim ile ünlenmişti! Ayşegül Melisa Doğan estetikle bambaşka biri oldu! 'Yüz nakli yaptırmış gibi'
- 5 "Abla- kardeş sandım" Kan Çiçekleri'nin Dilan’ı 22 yaşındaki Yağmur Yüksel’in annesini görenler şaştı kaldı!
- 6 Aile Şerefi'nin şımarık zengin çocuğu Oktay şimdi tanınmaz halde! İşte 77 yaşındaki Eriş Akman'ın son hali...
- 7 Üç kişilik heyet evi inceleyecek! Kaya Çilingiroğlu’nun eski eşi Feraye Tanyolaç'ın Bebek'te ödediği kira gündemdeydi!
- 8 Petek Dinçöz'ün annesi Esra Süay yüz gerdirme ameliyatı olmuştu! Esra Süay Toğuş'un son hali gündem oldu! Bakan dönüp bir daha baktı!
- 9 Reynmen'den Emire Cansu Kurtaran'a evlilik teklifi! Aşkını yere göğe sığdıramıyordu...
- 10 Birçok kişi bilmiyordu! Ebru Gündeş’in kız kardeşi Aslıhan Gündeş Akça'yı görenler “Ebru’nun ikizi mi?” diyor!