Cumartesi 12.11.2016 14:24

“Birilerinin yaşadığı hayatları oynuyoruz”

Yetiştirme yurdunda kalan beş arkadaşın hikayesini izlediğimiz “Kırgın Çiçekler” ikinci sezonuyla atv ekranlarında devam ediyor.

Yetiştirme yurdunda kalan beş arkadaşın hikayesini izlediğimiz "Kırgın Çiçekler" ikinci sezonuyla ATV ekranlarında devam ediyor. Dizinin Songül'ü ve Kader'i Gökçe Akyıldız ve Çağla Irmak cıvıl cıvıl iki genç kız. İkisi de üniversitede tiyatro eğitimi alıyor, Oyunculuğu tek hayalleri olarak tanımlıyor. Tiyatro ve sinema filmlerinde yer almak, kendilerini zorlayacak rollerle gelişmek istiyor; büyük hayaller kuruyorlar. İkiliyle dizilerini
ve oyunculuğu konuştuk.

Kader ve Songül'ün değişimi nasıl, bu sezon nasıl izliyoruz sizleri?

Gökçe Akyıldız: Yine ağlıyoruz, yine hüzünlüyüz. Acımız hiç bitmiyor. Onun dışında bu sezon ilk kez benim hikayeme giriş oldu, cezaevinden çıkan babamla durumumuza yoğunlaşıldı. Performansımı daha fazla gösterebileceğim, zor sahnelerim var. Çok heyecanlıyım, inanılmaz bir oynama isteği var içimde. Babamı canlandıran Ruhi (Sarı) abiyle de oynamak çok zevkli.

Çağla Irmak: Bu sezon Kader'in kardeşi oldu. Onun verdiği bir güvenle hareket ediyor. Annesinin onu sevmediğinin, ötelediğinin farkında ama hâlâ bir umudu var. Benim kendimle bağdaştırdığım nokta da bu. Ben de çok umutluyum, kötüyü hemen unuturum. Birazcık safımdır, o da ortak. Ama ben Kader gibi bir Tokat yediğimde öteki yanağımı çevirmem.

Sizin ortak bulduğunuz yanlar var mı?

Gökçe A.: Çok fazla. Ben de sinirliyim, biraz asilik var ama Songül kadar olamaz. Onun gibi dobrayım, dürüstüm. Tabii onun kadar fevri kararlar vermiyorum.

Beş kızın arkadaşlığını, dayanışmasını izliyoruz. Sizin arkadaşlığınız nasıl?

Gökçe A.: Herkesin bu hikayeyi bu kadar sevmesinin nedeninin arkadaşlığımız olduğunu düşünüyorum. Biz de çok iyi arkadaşız, beş kızın bu kadar iyi anlaşmasına herkes şaşırıyor. Birinin sesi yükselirse diğer dört kişi onu bekler düzelmesi için, sesi yükselen de sonra "afedersiniz" der. Ya da set başlamadan söyler "Bugün iyi değilim" diye.
Çağla I.: Bu işe başlarken düşündüğüm tek şey buydu: Beş kız bir arada; kıskançlık olur, çekememezlik olur, birbirine oyun vermez falan... Tüm ekip birbirimize girmemizden korkuyordu aslında. Tanıştık ve bir defa bile kavga etmedik. Ekranda bir kahkaha kopuyorsa bazen orada gerçekten gülüyor oluyoruz mesela.

"Dizide ağlamayınca evde ağlıyorum"

Ama dizide de gözyaşınız dinmiyor.

Çağla I.: Ağlamadığım günlerde bazen eve gittiğimde patlayıp ağladığım oluyor. Erkek arkadaşım "Bugün ağlamadın mı sen sahnede, içinde kalmış senin" diyor. Ama gerçekte çok kolay ağlamam, sahnede de ağlamak çok kolaylaştı artık tabii.

Birbirinizi anlattırsam size...

Gökçe A.: Çağla 19 yaşında, çok enerjik ama çok da olgun. Hem arkadaşım hem kardeşim gibi. Üzülüp ağladığında otomatik olarak üzülüyorum, ağlıyorum ben de. İleride çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Çok küçük yaşlardan beri setlerde büyümüş zaten.

Çağla I.: Bu işe başladığımızda Gökçe zaten bu piyasada büyüdüğü için onun tavsiyeleri en önemlisiydi bizim için. Onun yolunu izledik, çok yardımcı oldu bize. Kime nasıl davranmam gerektiğini başlarda bilmiyordum, onun sayesinde öğrendim açıkçası. Benim yaşımda kardeşi var, o yüzden bazen abla olduğunu da hissettiriyor. Songül'e de çok benziyor; onun gibi ağzı bozuk değil ama asla lafını esirgemez. Çok özendiğim bir özelliği o.

Karakterlerinizin yaşadığı dramlar sizi nasıl etkiliyor? Empati kuruyorsunuz neticede...

Gökçe A.: İş bittiğinde eve Gökçe olarak dönebiliyorum. Hepimiz profesyoneliz bu anlamda. Bazen bir sahne çekerken o anın içine düşüyoruz, o zaman etkileniyoruz. Öyle anlarda yetimhanede bir kız gibi hissedip ağladığımız oldu.

Çağla I.: Karakteri oluşturana kadar o anne-babasızlığını hissetmek için 1.5 ay falan bir efor sarf ettim. Gece uyumadan önce annem babam olmasa ne hissederim diye düşündüm mesela, o süreçte beni etkiledi. Bir de kendim ağlayınca değil de kızlar ağlayınca çok etkileniyorum, o zaman ağlamaya başlayabiliyorum.

"Bize 'Sayenizde şu yetimhaneye yardım yaptım' diyenler var"

Anne teması önemli yer tutuyor dizide. Anne konusunda hassaslaştınız mı?

Çağla I.: Evet, ilk zamanlar annemin yanına yatıp sarıldığım, "Şükür ki varsın" dediğim olmuştur.

Yetiştirme yurtlarından ziyarete geliyorlarmış sete. Nasıl yorumlar alıyorsunuz?

Gökçe A.: Gelip "Sen beni oynuyorsun" diyorlar.

Çağla I.: Ondan çok etkileniyorum işte. Nazan'ı oynayan Veda abla anlatmıştı, Kader'in hikayesini aynı şekilde yaşayan ve hâlâ annesini bekleyen 12 yaşlarında bir kızla karşılaşmış. Yani birilerinin gerçekten yaşadığı hayatları oynuyoruz.

Gökçe A.: Herkes diyor ki "Sizin gibi dostumuz olsun bir milyar borcumuz olsun". "Sizin sayenizde şu yetimhaneye yardımda bulundum" diyen insanlar çok fazla. Birkaç çocuk bu arkadaşlık durumundan o kadar etkilenmiş ki "Bizi yetimhaneye bırakın, öyle arkadaşlarımız olsun" demiş. Senaristimizin kızı 10 yaşlarında, arkadaşlarından biri Songül oluyormuş biri Kader; Kırgın Çiçeklercilik oynuyorlarmış.

"Babam inanılmaz bir fan"

Çok küçük yaşta oyunculuğa başlamışsınız. Ne ifade ediyor size?

Çağla I.: Annemden ötürü çocukluktan beri hayalimdi. Kuliste beni de sahneye çıkarsalar, bu kız da 60 kez izledi oyunu diye bir alkışlatsalar diye beklerdim. Çıkarmazlardı tabii, ağlardım. Niye ağlıyorsun dediklerinde "Burada değil, orada olmak istiyorum" demişim. Başka bir iş yapabileceğimi düşünemiyorum.

Gökçe A.: Benim babam esnaf, annem ev hanımıydı. Oyuncu olmak istiyorum dediğimde kimse inanamadı. Oyunculuk dışında hiçbir şey istemedim hayatta. Benim beş yaşında verdiğim bir karardı ve hiç pişman olmadım. Kendimi bu şekilde tamamladığımı düşünüyorum. Annem hâlâ biraz kabullenemedi ama babam inanılmaz bir fan. Biri beni tanımadığında o tanıtıyor, her buluştuğumuzda takipçilerimi soruyor, sürekli arayıp performansımı yorumluyor. Kardeşlerim de her bölüm sonunda fotoğraf atıyor ağladık ya da ağlamadık diye.

Dizinin başarısını neye bağlıyorsunuz?

Çağla I.: Çok gerçek olmasına ve bu kadar yeni, alışılmadık yüzlerle "Aa bunlar kim" dedirtmesine bağlıyorum.

Gökçe A.: Hepimiz bu işe çok inandık. Cast çok iyi. Serkan hoca öyle bir kurguladı ve çekti ki, samimiyet de yansıyınca ikinci sezonda da başarımız devam ediyor.

Kaynak: Milliyet

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.