Giriş Tarihi: 23.01.2010

Biz genlerimizin gani gani sefasını sürüyoruz!

Ünlü davulcu Asım Ekren'in ilk evliliğinden olan kızı Binnaz ve oğlu Mert ile 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın kızı Zeynep Özal'la evliliğinden dünyaya gelen Uğur Ekren 'Lady Macbeth' oyunu için biraraya geldi. Binnaz Ekren, "Biz sanatçı genleri taşıyoruz. Genlerimizin gani gani sefasını sürüyoruz" dedi

Biz genlerimizin gani gani sefasını sürüyoruz!
Davulcu Asım Ekren'in iki ayrı evliliğinden olan çocukları 'Lady Macbeth' isimli tiyatro oyunu için biraraya geldi. Binnaz Ekren oyunu uyarladı, Mert Ekren müziklerini yaptı, Zeynep Özal'ın oğlu Uğur Ekren ise oyundaki 'Orakçı' karakterini canlandırdı. İlk gösterim bugün Ortaköy Afife Jale Sahnesi'nde... Mert Ekren işlerinin yoğunluğu nedeniyle bizimle olamadı ama Binnaz ve Uğur Ekren kardeşler her şeyi anlattı...
* 'Lady Macbeth'i sahnelemeye nasıl karar verdiniz?
Binnaz Ekren: Oyunu, Shakespeare'in 'Macbeth'inden sahneye uyarladım ama tüm hikayeye bir kadın gözüyle baktım. Bir kadının iki ayrı yüzü olabileceğini gösterdim. Çok da güzel bir zamana denk geldi. Çünkü dört ay önce Uğur, Fransa'dan döndü. Kardeş olmamızın ötesinde meslektaşız ve tiyatro için aynı bakış açılarına sahibiz.
AL İÇİNE SOK, ÖYLE KARDEŞİZ YANİ
* Siz ayrı annelerden ama aynı babadan olan iki kardeşsiniz. Hep birbirinizin hayatında olan, kardeşlerden misiniz?
B.E.: Mert'le annemiz bir. Ama Yağız ve Uğur, benim Zeynep Ablam'dan yani babamın diğer evliliğinden olan kardeşlerim. Onlar çok küçük yaşlarda Fransa'ya gittiler. Dolayısıyla biz onlarla sadece tatillerde görüşebildik. Ama hep kontağımız vardı. Uğur Ekren: Kesinlikle! Bir gidiyor, arada dört-beş ay gelmiyorduk.
B.E.: Ama artık internet var, o da insanları çok yakınlaştırdı. Tabii koşullar gereği, Mert'le benim kadar ya da onun Yağız'la olduğu kadar hiçbir zaman yakın olamadık... Ama onlar benim kardeşim! Gördüğün zaman al içine sok! Öyle kardeşiz yani... Eğitimlerini yurtdışında sürdürdükleri için bir uzaklık yaşadık ama telafi ettik.
U.E.: Üç aydır hemen hemen her gün beraberiz. Şimdi bir gün görüşmüyoruz, Binnaz arıyor ve "Özledim. Hemen gel beni al!" diyor.
* Uyuşmadığınız noktalar da olmuyor mu?
B.E.: Olmadı... Uğur çok dakiktir. Söylediğiniz bir lafın üzerine büyük bir titizlikle gider, çok prensiplidir. Benim gibi yani... Ben de işim konusunda çok titizimdir. Asla taviz vermem. Üretim, bütün kişisel ilişkilerin ve hoşlanmaların ötesine geçiyor.
* Peki Mert Bey'i nasıl tanımlarsınız?
B.E.: O da çok sıcak biridir. Bazı insanlar için "Ölüyü bile güldürür" derler ya, Mert aynı öyledir. Çok ciddi durur ama... Her yerde 'Ağabeyiniz geldi' diyorlar. Ben de hiç bozuntuya vermiyorum. (Gülüyor)
* Oyunda nasıl bir güncelleme yaptınız? İzleyici ne gibi değişiklikler görecek?
B.E.: Türkiye'de ilk kez rahatsız edecek efektler ve sahneler hazırladık. Oyunumuz seyirciyi ciddi şekilde rahatsız edecek. Böyle bir tavrı var. Aslında biz, 'Lady Macbeth'le oluşturmaya çalıştığımız korku tiyatrosunun bir temelini atıyoruz. Bununla birlikte 'Macbeth'te ana tema; hırs, ihtiras ve onunla birlikte gelen kan, cinayet gibi olaylar. Bunların hepsi metne sadık kalınarak yan metinler oluşturuldu. Ben yazdım ama Shakespeare'in kült olmuş bölümlerini de metnin içine dağıttık. Görsel açıdan çok zengin. Seyircinin salona girdiği an ile çıktığı anki ruh hali aynı olmayacak. Çıkarken farklı bir elektriğin içine girecek.
OYUNUMUZA 13 YAŞ SINIRI KOYDUK
* Uğur Bey'i nasıl Azrail'e düşündünüz?
B.E.: Macbeth'in cadıları var; Orakçılar, onlar Azrail değil! Orakçılar diye uyarladık, biz bu oyuna... Ben çok severek yazdım bu rolü ve de onu düşündüm. Ama o hep, rejide olmak istiyordu. Benim de çok düzenli bir yönetmen yardımcısına ihtiyacım vardı. Uğur baktım ki, burada. Ona teslim ettim hemen işi... Orakçılar'ın castı yapılırken, ben istiyorum ama Uğur sürekli, "Ben arkada olayım. Sana yardım edeyim" diyor. Fakat tekrar okudum metni, karşımda görmek istediğim kişi oydu. Uğur da Azrail olarak Orakçılar'ın içine girdi. Çok başarılı buluyorum. İkimiz de grotesk işlerden hoşlanıyoruz. Uğur, benim tiyatroda görmek istediğim tarzı çok iyi anlıyor. Hakikaten Uğur'u hiç tanımasaydım ve 20-30 oyuncu arasından seçseydim, yine onu seçerdim. Hakikaten bir yönetmen olarak görmek istediğim o teatral tavrı çok iyi veriyor.
* Seyircilere, oyunla ilgili ne söylersiniz?
B.E.: Bu oyunun prova sürece üç aydı. İyi bir prodüksiyon çıktı, kaliteli bir iş. Seyircide farklı bir vizyon yaratacak. Gelip, görülmesi gereken bir oyun ama 13 yaş altı çocukları alamayacağız. Oyunu sahneye uyarlayan kişi olarak ya oyunu özgürce yazacak ya da böyle bir sınır koyacaktım. Yaratıcılığımızı kısıtlamamayı tercih ettim.
* Uğur Bey, siz tiyatro okumaya nasıl karar verdiniz? Binnaz Hanım'dan etkilendiniz mi?
U.E.: 2004 yılında bir arkadaşımın zoruyla tiyatro derslerine gittim. Ama uzaktan yakından alakam yoktu. Hatta utanmasam içimden küfredecektim, 'Cumartesi sabah sabah niye götürüyorsun?' diye... İlk provaya girdim o günden beri de çıkamadım. Üç-dört sene lisedeyken oynadık, yurtdışındaki festivallere katıldık. Ama ben aşçılığı da çok okumak istiyordum. Derken, Fransa'da sahne sanatları okumaya karar verdim. Sahnede daha çok kendimi buldum, rahatlama geldi. Üniversiteyi bitirdim ve geldim.
* "Ben oyunculuk okuyacağım" deyince aileniz tepki verdi mi?
U.E.: Ben tiyatro oyunlarında rol almaya başlayınca, bizimkiler hobi diye çok ciddiye almadılar. Lise sonda annem (Zeynep Özal) ve Erkan Özerman temsile geldi. Ben, o oyunda başrol oynuyordum. Erkan Ağabey bir şey gördü mü, tamamdır. Oyunu izledikten sonra anneme demiş ki, "Kesinlikle bu çocuğu bırak! Bildiği yoldan gitsin. Çok başarılı. Hiç dokunma..." Annem, "Ben de güveniyorum" dedi ve oldu...
* EN SEKSİ SEÇİLDİLER
* HANGİ ÜNLÜ NEREDE EVLENDİ?


* HANGİ ÜNLÜ NEREDE OTURUYOR?
* ÜNLÜLERİN BURÇLARI
* ÜNLÜLERİN GERÇEK İSİMLERİ

* ÜNLÜLERİN DOĞUM TARİHLERİ
* MAGAZİN TURU İÇİN TIKLAYINIZ

* ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ