Müslüm Gürses'in tabutu parçalandı, az kalsın yere düşüyordu. Ya mezarlıktaki izdihama, bağırıp çağırmalara ve ezilen mezarlara ne demeli! Faturayı sadece 'jiletçi' tayfasına kesmek hata olur; yabancılardaki o vakur hava bizim cenazelerde yok. Evet, kültürler farklı ama bizim cenazelerde hüzün bile yok!
Bizim cenaze törenleri buluşma mekanıdır; birbirini görmeyen dostlar hasret giderir. Bir tarafta gülüp geyik muhabbeti yapanlar vardır, diğer tarafta ise rahmetlinin ağlayan yakınları.
Birileri alkışlar, birileri "Allahu ekber" der. Cenaze törenlerinde kutuplaşma da bize özgüdür.
Cenaze namazında en önde saf tutmak, kendini göstermek mühim meseledir.
Kadrolu cenaze kaldırıcıları da vardır. Örneğin dünyada en çok cenaze törenine katılan isim Mustafa Sarıgül'dür.
Cenaze törenleri aynı zamanda siyaset yapma alanıdır.
Eğer devlet erkanı cenazene gelecekse; Alevi olsan bile Sünni geleneklerine göre cenaze namazın kılınır.
Ateist olsan da; eğer ünlüysen illaki cenaze namazın kılınır. Yakılmak istediğini söylesen bile toprağa gömülürsün.
Musalla taşına da saygı yoktur. Üzerinde börek yenir, çay içilir (bkz. Firuzağa Kahvesi)
Tabutlara kocaman belediye ismi yazılır (bkz. Kırşehir Belediyesi)
Ünlü cenazelerinde canlı yayına çıkmak için sıraya girmek de bize özgüdür. Mikrofonu her eline alan rahmetliyi anlatırken illa ki kendinden de bahseder.