Bu işin garantisi yok!

Hani böyle, dizilerde, filmlerde ve de bizzat kendi çevremizde çok ama çok güzel ve çok özel kadınlar da aldatılıyor, biz de buna fena halde şaşırıyoruz ya...
İşte, aslında şaşırmamak, "Mutlaka vardır bir sebebi" demek lazım.
Bir kere, bir insana sadık kalmayla; o kişinin fiziksel özelliklerinin ultra olmasının alakası nedir ki?
Adam çok yakışıklıdır ama pistir, kokar, diş fırçasını eline almaya korkar. Üstüne üstlük zevzektir, yavandır, okumasına rağmen cahil kalmış koca bir eşektir.
Ya da kadın çok güzeldir ama aptaldır, geçimsizdir, kavgacıdır, paragözdür, zalimdir, kıçı başı oynaktır, falandır, filandır.
KENDİNE HAYRAN İNSAN
Ama bütün bunlara bir ilave daha vardır ki; onun kadını da, erkeği de çok ama çok antipatiktir: Kendini güzel veya yakışıklı bulduğunu size her an hatırlatan, kendine hayran insan tipi!
Gözünü aynalardan alamayan, kendisini seyretmelere doyamayan, fotoğraf makinesi gördüğünde kendisini en beğendiği pozisyona bir çırpıda getirip ağzını, burnunu şekle sokmaya çalışanlar yani...
Sürekli olarak karşı cins tarafından taciz edildiğini, peşinden bir ordu dolusu insanın koştuğunu, onunla bir kez beraber olanın bir daha iflah olmadığını anlatıp duranlar...
Söz konusu insan türü; ister dünya güzeli olsun, ister nefes kesen bir yakışıklı, kendisine aşık halleriyle bir anda evrenin en itici, en çekilmez ve de en çirkin insanı olabilir.
Bu yüzden de aldatılmasına hiç şaşmamak gerekir. Çünkü bu işler öyle hokka burunla, baklava göbekle yürümez.
KRALINA SİVİLCE YETER
İster kadın olsun, ister erkek, hayranlık; itibarı, saygınlığı, ağırlığı, görgüsü, bilgisi, ağırbaşlılığı ve de tevazu sahibi olana duyulur.
Asıl onlardan kolay kolay vazgeçilmez.
Eğer çevrenizde fizik olarak bir türlü birbirine yakıştıramadığınız çiftler varsa; bilin ki onları birbirine bağlayan işte bu son saydığım özelliklerdir.
Yoksa güzellik-yakışıklılık dediğin ne ki birader? En kralına, bir sivilce yeter!