Cuma 06.12.2014
Son Güncelleme: Cuma 05.12.2014

'Çakallar'ın başına ne geldiyse aşktan geldi'

'Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı'nın yönetmeni Murat Şeker ile iki yıldızı Derya Şensoy ve Murat Akkoyunlu'dan filmle ilgili tüyolar: Aksiyonu yüksek bir film oldu. 'Del Piero Hikmet' aşık olacak ve 'Çakallar'ın tüm dengeleri değişecek

'Çakallarla Dans' serisinin üçüncü filmi 'Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı' izleyiciyle buluştu. Serinin yaratıcısı Murat Şeker, vazgeçilmez oyuncusu Murat Akkoyunlu ve ilk kez bu filmle beyazperdeye adım atan Derya Şensoy, GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı...
Filmle ilgili çok büyük beklenti var. Bunu karşılayabildiğinizi düşünüyor musunuz?
MURAT ŞEKER:
Bu filme biraz daha özendik. Gerek sinematografi, gerekse prodüksiyon anlamında çok titizlendik. O yüzden benim en pahalı ve en iyi filmim diyebilirim. Fragmanımız Youtube'da 3 milyondan fazla izlendi. Bizim hedefimiz ikinci filmin ulaştığı 1 milyon gişe rakamını geçmek.
MURAT AKKOYUNLU:
'Çakallarla Dans'ın benim kariyerimde ayrı bir yeri var çünkü daha büyük kitlelerle buluşmamı sağladı. Seyirci karar veriyor her şeye. İkincisinin ve üçüncüsünün çekilmesine onlar karar verdi.
M.Ş.: Senaryo iyi olunca oyuncuları ikna etmek zor olmuyor. Bu senaryo; üzerinde en az tartıştığımız, herkesin hem fikir olduğu bir senaryo oldu.
M.A.:
Aynı karakteri üç defa canlandırmak her oyuncuya nasip olmaz. Çok keyifli bir iş çıkardığımızı ve filmin kendi kitlesinden daha fazlasını memnun edeceğini düşünüyorum.
Derya Hanım siz ekibe yeni dahil oldunuz. Diğer iki filmi izlemiş miydiniz?
DERYA ŞENSOY:
Murat'la (Şeker) görüştükten sonra izledim. Çok beğenerek ve gülerek izledim. Beni güldürmek zordur; onlar beni güldürdü, o yüzden "Tamam" dedim. Murat, bana güvendi ve beni oynatmak istedi. Tek isteğim; Murat'ı hayal kırıklığına uğratmamaktı. Sanırım uğratmadım.
FİLME GÜZELLİK KATTILAR
Derya Hanım'ın filme ne kattığını düşünüyorsunuz?
M.Ş.:
En önemlisi, film güzelleşti. İlk film, ilk heyecan; ömür boyu unutmayacak. Annesiyle birlikte filme güzellik kattılar.
D.Ş.: Uyum sağlaması kolay bir ekip olduğu için bizi hemen benimsediler. Kimse bana çakallık yapmadı. İyi oyuncularla çalıştığım için şanslıyım. Özellikle Murat Akkoyunlu'yla çalışmak herkese nasip olur inşallah.
Derya Hanım, filmde dilsiz bir kızı canlandırıyorsunuz. Size neler kattı bu film?
D.Ş.:
Oynadığım rolle ilgili çok yorum yapamıyorum. Ama karakterimin geçirdiği süreç beni çok etkiledi. 'Mihriban', geçmişte geçirdiği bir kaza sebebiyle duyabiliyor ama konuşamıyor. O yüzden rolün gerektirdiği kadarıyla işaret dili öğrendim. O süreç beni biraz gerdi; ya olmazsa, yapamazsam diye. Sıradan bir kızı oynamaktansa, kendimi mimiklerle ifade etmek beni daha çok heyecanlandırdı.
'Çakallar'ın aşkla imtihanı diyebilir miyiz bu film için?
M.Ş.:
Evet, 'Del Pierro Hikmet' vapurda bir kızla tanışıyor ve aşık oluyor. Onun aşık olması ve sonrasında gelişen olaylar üzerinden yola çıktık. Bir insan, hayatındaki en çılgınca şeyleri aşık olunca yapabilir çünkü.
Nasıl bir çılgınlık mesela?
M.Ş.:
Filmin sürprizini kaçırmayalım ama bu filmde Derya Baykal haricinde herkes koşuyor. Kadın oyunculara sesleniyorum; zayıflamak istiyorlarsa benimle çalışsınlar!
Serinin diğer iki filmine oranla aksiyon sahneleri de bol...
M.Ş.:
Aksiyon sinemasına göz kırpıyoruz. O yüzden sürekli mekan değiştirip boş bir an bile bırakmadık. Seyirci bu filmi seyrederken hiç sıkılmayacak. Aslında başlarına gelen her şey 'Hikmet'in aşık olması yüzünden... O aşık oluyor, tüm dengeler değişiyor.
M.A.: 'Çakallar'ın seyircisi olay örgüsüne ve arapsaçına alışık. 'Çakallar'ın başı belaya girsin de çözemesinler diye bakıyor seyirci. Sürekli merak içindeler. O yüzden sıfır sıkıntı...
'Hikmet'in aşkı size ne hissettirdi?
M.A.:
'Hikmet', bu dörtlü arasında aşık olabilecek en son adamdı. Hem çok mülayim, hem de kadınlarla arası çok iyi değil. İlk defa bir kız arkadaşı oluyor. Onu kaybetmemek için mücadele ediyor. Onun bu hallerini oynamak çok keyifli. Seviyorum 'Hikmet'i.
'Hikmet'in 'Mihriban'a yani dilsiz bir kıza olan aşkını inandırıcı ve samimi buluyor musunuz?
M.A.:
Kesinlikle çünkü aşkın dili, dini, ırkı yoktur. Seni nerede, ne zaman bulacağı belli olmaz. Kızın dilsiz olduğunu görünce duygularında bir değişme olmuyor, olmamalı da zaten. Olursa tuhaf ve ayıp olur. Filmde de var; arkadaşları 'Hikmet'le dalga geçiyor, o da "Ben, kızı gönül gözüyle sevdim" diyor. Gerçek aşk, gönül gözüyle olandır.
M.Ş.: Aşkın dili yoktur.
D.Ş.: Ben de aşk engel tanımaz diye ekleyeyim.
Filmin sonu yine açık. Dördüncüsüne zemin hazırlamışsınız sanki...
M.Ş.:
Gişeye bağlı. Seyirci belirleyecek yine her zamanki gibi. Biz özlüyoruz birbirimizi, seyirci de bizi özlerse yine yapabiliriz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.