Cinsel devrim yaşanmadı!

10 yıl önce 'Aşk, Seks ve Kadınlara Dair' adlı bir kitap yazmıştınız... Sizce geçen 10 yılda Türk kadını için neler değişti?
Çok şey değişmedi bence. Hatta geriye doğru bir gidişin söz konusu olduğunu görüyorum. Örneğin kürtaj konusu... Kadının isteği ve seçim hakkı önemsenmiyor. Tecavüze uğrayan kadının bile çocuğunu doğurması; çocuğu öldüreceğine, çocuğu doğurduktan sonra kendisini öldürmesi isteniyor. Özünde kadının cinselliğini yaşamasına engel olmaya çalışan bir karşı kampanya var.
YAŞANMIŞ HİKAYE
'Kıpkırmızı' kitabınız nasıl doğdu? '
Kıpkırmızı'; cinselliğini yaşamak isteyen genç bir kadının hezeyanlarından doğdu. Evlenmiş, ayrılmış bu genç kadının üzerindeki baba ve aile baskısı o kadar yoğun ki, 36 yaşında olmasına karşın bir türlü flört edemiyor... Genç, güzel, evlenmek istiyor ama önce adamı tanımak, yemeğe çıkmak, hatta sevişmek istiyor ki, ilk evliliğinde yaşadığı hayal kırıklığını yaşamasın! Çünkü evliliğinde cinsellikten bir şey anlamamış. Yaşanmış bir hikayeden...
NORMALİ BU AMA...
Sizce Türk kadını cinselliğini daha özgür yaşar hale geldi mi, yani bir cinsel devrim yaşadı mı?
Bizim zamanımızda evlenmeden önce cinsel ilişki hoş karşılanmıyordu. Şimdi ise bu konuya daha hoşgörüyle yaklaşan kesimler olduğu gibi, hâlâ hoş görmeyenler de var. Kimi gençler evlenmeden önce ilişki yaşıyor, birlikte yaşamayı tercih ediyor. Normali de bu. Çünkü evlilik yaşı giderek yükseliyor. 30 yaşında evlenecekse, o yaşa kadar cinselliği yaşamasın mı? Ama muhafazakar toplum bundan rahatsız. Bu nedenle dizilerde bile çiftlerin evlenmesi, program sunanların evli olması isteniyor. Cinsel devrim yaşanmadı yani.

ERKEKLERİN DE KAFASI KARIŞIK
Hep kadınlardan konuştuk... Peki erkeklerin cinselliği yaşayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Erkeklerin de kafası karışık bence. Onlar da cinsellik hakkında çok fazla şey bilmiyor. Aradıkları seksi, cilveli bir kadın ama bu kadın mümkünse eşleri olmasın! Bir yandan onları idare edecek bir kadın istiyorlar, diğer yandan boyun eğen. Hem bir kadının ilk ve son erkeği olmak istiyorlar, hem de hiç hesap sormamasını. Sözü edilmeyen, üzerinde konuşulmayan bir konu da Türk erkeğinin cinsel performansı. Araştırmalar Viagra kullanan erkeklerin 40 yaşın altında olduğunu gösteriyor. Kadının her şeyini tartışmaya açıyoruz ama erkeğin iktidarını asla sorgulayamıyoruz.
KADININ CİNSELLİĞİ ERKEĞİN PERFORMANSINA BAĞLI!
Kitabınızla kadınlara 'neyin ne olduğunu öğrenin' mi demek diyorsunuz?
Evet. Kadının cinsel yaşamı erkeğin performansına bağlı gelişiyor. Erkek iyiyse, kadın da ona ayak uydurursa sorun yok. Ama ya değilse? Boşanmaların altında biraz da bu sebep yatıyor. Kadın diyor ki; "Hiçbir şey anlamadım cinsellikten. Daha bir yıl olmadı, 15 günde, hatta ayda bir sevişiyoruz. Seksi çamaşırlarımı giyip yatakta tek başıma yatıyorum; ne yapayım?" Yapacak bir şey yok!
Evliliğinde cinsel açıdan tatmin olamayan kadınlar hâlâ kabullenmeye devam mı ediyor, yoksa bu sorunu çözmeye mi çalışıyor?
Gitmek onların en doğal hakkı. Geçenlerde 30 yaşında ama cinsel ilişki yaşamamış bir kadınla tanıştım. Birkaç flörtü olmuş, nişanlanmış, ayrılmış ama seksi, gerçekten istediği bir erkekle yaşayabilmek için ertelemiş. Ertelenen çok yaşamlar var bu ülkede. Aynı gün 45 yaşlarında başka bir kadınla beraberdim. O da, 20 yıllık evlilikten sonra başka bir erkeğe aşık olduğu için boşanmış. Kendini 40'ından sonra keşfettiğini, bir android gibi yaşarken ete kemiğe büründüğünü söyledi.