Giriş Tarihi: 3.05.2022

Çok çocuklu bir hayat istiyorum

‘Hakim’de ‘Komiser Ayşe’ rolünü canlandıran ünlü oyuncu Burcu Kara, kalabalık aileleri çok sevdiğini söyleyip ekledi: “Yeniden anne olmak hiç korkutucu değil. Hep çok çocuklu bir hayatım olmasını istemiştim ama bazı şeyler kısmet. Böyle düşünürken de yıllar geçip gidiyor”

Atv dizisi 'Hakim'de 'Komiser Ayşe' rolüyle ekrana gelen Burcu Kara ile hem diziyi hem kariyerini konuştuk. Bayramı memleketi İznik'te eşi Fırat Parlak ve oğulları Ali ile köy evinde geçiren güzel oyuncu, röportajında eski bayramlara olan özlemini de anlattı.
'Hakim' dizisi hangi yönleriyle size cazip geldi?
Çok sebebi var. Her oyuncu bu kadroda olmak ister bence. İşin orijinal formatının büyük hayranıydım. Burada da yapılacağını duyunca menajerime rica ettim yönetmenlerle görüşmek için. Ben duyduğumda baya yol alınmıştı projede ama istediğim rol boştaydı ve karşılıklı beraber çalışmak istedik.
Nasıl bir uyarlama oldu sizce?
Uyarlamalar hep zor oluyor. Çünkü bizim dizi dakikalarımız onlarınkinin bazen üç, bazen dört katı. Bu kadar süren bir senaryoyu akıcı kılmak ve ayakta tutmak zor tabii. Ama her gün daha iyi ve zengin olması için çalışılıyor.
Çekimlerden sonra kendinizi izler misiniz?
Mutlaka izlerim. Yoksa karakter bende nasıl durdu ne eksik ne fazla göremem. Çok duygusalım ve çok bağlanıyorum oynadığım karaktere, o yüzden onu her hafta daha iyi tanıyıp büyütmeye çalışıyorum.
Nasıl yorumlar alıyorsunuz?
Çok gülüyorum. Girdiğim her yerde, her dükkanda 'Ayşe Komiser hoş geldin' diyorlar. Sosyal medyada Ayşe komiserim diye başlayan cümleler kuruyorlar. Çok inandırıcı ve samimi bulmuşlar. Ne mutlu bana.

Dizinin oyuncu kadrosu da çok güçlü. Daha önce aynı seti paylaştığınız oyuncular var mı?
Seda Akman'la çalışmıştım, çok sevdiğim biri. Ama onun dışında herkes ilk. Çok beğendiğim oyuncularla dolu cast. Herkese de rolü çok yakıştı. Zaten Uğur (Yücel) ve Erdal (Beşikçioğlu) abiyi hayranlıkla izliyorum. İlk sahnemizde Erdal Abi'yi izlemekten lafımı unutmuştum.
Komiser rolüne nasıl hazırlandınız?
Çekim yaptığımız Beykoz Emniyeti'ndeki kadın komiserlerle görüştüm, gözlemledim. Kostüm ve sanat ekibiyle çalıştık. Erdal abiyle konuştum çok. Her gün de konuşuyorum. Büyük şans.
GİZEMLİ BİR KADIN
Daha önce bir polisi oynamış mıydınız?
Bir istihbaratçıyı oynadım ama sahada değildi. Operasyon yönetiyordu. Ama 'Ayşe' ölümle burun buruna sürekli.
Karakterinin hikâyesini merak ediyor seyirci. Gizemli bir yanı var...
Evet gizemli. Özellikle gönül işleri. Sadece işiyle ortada şu an. Geride napıyor, evde nasıl, ne düşünür ne hisseder bilmiyoruz. Ama haksızlıkla mücadelesi ve vicdanı onu çok sıkıntılı durumlara sokacak.
Naif, nazik, aldatılan, gözü yaşlı... Hep aynı tür rollerin gelmesinden şikayetçisiniz, öyle değil mi?
Evet. Hep böyle şeyler oynadım ama bu rolde bunların hiç birini görmedik henüz. Ayşe'nin de derdi tasası var ama onu hiç melankolik göremeyeceğiz çünkü böyle olmak gibi bir şansı yok mesleğinden ötürü. Gözyaşını silip devam eder yani arkasına bakmaz. Net ve kararlı.
"Kötü birini oynamak istiyorum" diye bir açıklamanız var. Kötü neden cezbediyor?
İşte bu tanımlamaların dışında birine hayat vermek istedim hep. Yani bambaşka bir karakterle empati kurmak, başka bir psikolojiye girmek istedim. Hep aynı tarz karakterleri oynamak bir süre sonra zevk vermemeye başlıyor. Bu yüzden tiyatroda hep komedi oynamak istiyorum mesela. Kötü karakterlere de kendi içinde bir haklı sebep ya da bir enteresanlık kattığında onu da sevdirip fenomen yapabilirsin.

HAYAT ÇOK HIZLI
Ali'ye kardeş düşünür müsünüz? İkinci kez anne olma fikri korkutuyor mu?
Hiç korkutucu değil de hayat zor ve çok hızlı. Aslında çok isterim ama yıllar geçip gidiyor düşünürken. Yoksa hep çok çocuklu bir hayatım olsun istemiştim. Ama bazı şeyler kısmet işte.
Organik ürünlerle yapılan bebek giyim koleksiyonu ile tekstil işine girmiştiniz. Nasıl gidiyor?
Son yıllarda doğaya iyice bağlanmam, mümkün olduğu kadar kimyasaldan uzak bir yaşam tarzı benimsemem, pandemiyle birlikte daha da desteklendi. Bu yolda her konuda okuyup, araştırıp, inceleyen biri oldum. Sonra doğayı en çok tekstil atıklarının kirlettiği bu düzende doğaya da ve insan sağlığına da hiç zarar vermeyen, tamamen meyve kabukları ve çiçek yapraklarıyla boyanan bir kumaşla tanıştım. Bunu özellikle bağışıklığı olmayan yeni doğan bebekler için faydalı hale getirmek istedim. İki yıldır çalışıyorum bunun için. Şimdi gül yapraklarıyla boyanan bir tulum giyebiliyor bebekler. Baştan sona organik zinciri kırılmayan, zararlı kimyasal içermeyen 0-5 yaş bir çocuk koleksiyonu yaptım bu kumaşlarla. Üretim hacmini büyütüp bu zararsız giysi sürecimi yurt dışına da yaymak, daha çok anne ve çocuğa ulaşmak istiyorum.
Hiç değişmeden kalabilmeyi nasıl başarıyorsunuz?
Aslında yaşıma ve kiloma pek kimse inanmaz. İkisini de göstermediğimi çok duyarım. Deli gibi kendime bakmıyorum ama mümkün olduğu kadar sağlıklı yaşamaya çalıştığımı söyleyebilirim. Belki sürekli güneş koruması kullanmam, temiz bir ciltle gezmem, hep zeytinyağı yemem, hep doğada olmaya çalışmam, kimyasal içerikli her şeyden uzak durmaya çalışmam gibi şeyler mutlaka etkilidir diye düşünüyorum. Arkadaşlarımla kıyasladığımda bu farkı görüyorum mesela.
Bir yandan da İznik'te doğup büyüdüğünüz köy evine gidip geliyorsunuz? Bu fikir nasıl gelişti? Neden köy hayatı yaşamak istediniz?
Biz eşim Fırat'la orada olmaktan çok mutlu olduk. Zaten hiç AVM insanı değiliz. Buradayken de hafta sonları hep ormana, parka falan giden insanlarız. Fırat orayı ve insanlarını çok sevince daha sık gider olduk. Sonra toprakla uğraşmaya başladık. Bu bizi daha da bağladı oraya. Bu sefer dedemin çöken evini onarma fikri ortaya çıktı. Onunla uğraşmaya başlayınca maddi manevi iyice bağlanmış olduk oradaki akışa. Şimdi evin içini döşemekle ve bahçesini yapmakla uğraşıyoruz. Üç yıldır sebze meyve yetiştiriyoruz. Bir sürü meyve ağacı diktik. Kendimize öyle bir hayat kurduk.

HİÇ İSYANKAR BİRİ OLMADIM
Yaklaşık 20 yıldır setlerdesiniz. Geriye dönüp baktığınızda başarılı olduğunu düşünüyor musunuz?
Maalesef işin reytinglerle ölçüldüğü bir ortamda çalışmaya çalışmak çok yıpratıcı. Ben buna rağmen hep kalbimin sesini dinledim. Hiç hırslı, ihtiraslı biri olmadım. Hep ekranda olmayı seçmedim. Hep sevdiğim insanlarla olmayı onların bulunduğu projeleri seçmeye çalıştım. Ciddi talihsizliklerim ve kötü dönemlerim oldu özel hayatımda beni aşağı çeken. Ama hiç isyankar olmadım, hep önüme bakıp devam ettim. Geldiğim noktada sevilen, sayılan, güven duyulan bir ismim var çok şükür. Kendi içimde de, özel hayatımda da huzurluyum. Bunun bozulmasını istemem. İstediğim işlerin içinde olmak istiyorum, acele etmeyeceğim bundan sonra da.
BÜYÜKLERİ İHMAL ETMEYELİM
Bayramlar sizin için ne ifade ediyor?
Bayramlara sadece dinlenmek olarak görmüyorum. Öyle bakanları da yargılamıyorum, hayat çok zor, çok meşakkatli ve masraflı. Herkes birbirini arayıp, sorduğu, saygı duyduğu sürece kendine ne iyi gelirse onu yapsın. Sadece büyükleri ihmal etmemek gerekir noktasındayım.
Siz ne yapacaksınız bu bayram?
Biz ailemle köydeki evde toplanacağız. Çok heyecanlıyım. Evi ancak yerleştiririz bu sefer herhalde. Fide alıp dikeceğiz. Uzun ve neşeli yemek sofraları, herkes sağlıklı ve yüzler gülüyor. Tek isteğim bu.
Bayram geleneklerini yaşatan bir anne misiniz?
Evet bayram kavramını Ali'ye hep söylüyoruz, anlatıyoruz. Güzel giyinmesini, büyüklerini aramasını, beraber olmayı aşılıyoruz. O da mutlu genelde bu süreçten.
Çocukluğunuzdaki bayramlar mi şimdiki bayramlar mı? Hangisini seçersiniz?
Çocukluğumdaki her şey o kadar güzeldi ki... Keşke herkes ve her şey öyle kalsaydı tabii. Ama yıllar ve teknoloji çok şeyi değiştirdi. Mümkün olduğu kadar mekanikleşmeden hayatı yaşamaya çalışıyoruz. Ama sonraki nesil ne olur, gerçekten bilemiyorum.

ABARTIDAN HEP KAÇINIRIM BENİM RUHUM SADE
Beslenmenize özen gösteren, çevreye duyarlı birisiniz. Hep mi böyleydiniz, anne olduktan sonra mı değişti bazı şeyler?
Genelde böyleydim. Ama annelik ve olgunlaşıp araştırmacı olmak beni doğaya ve doğala daha da bağladı. Tabii Ali de doğayı, hayvanları ağaçları, çiçekleri sevsin diye uğraşıyoruz. Her şeyin kıymetini öğretmeye, anlatmaya çalışıyoruz. Ama karakter özellikleri nasıl olacak tabii bilemiyoruz. Umarım merhametli ve sevgi dolu bir insan olur.
Eşiniz ne düşünüyor bu doğaldan yana tavrınızla ilgili?
O pek karışmaz böyle şeylere. Bana da bu konularda güveniyor. Abartıdan, sağlıksız olan her şeyden kaçtığımı bilir. Yemeğin yağında da yaptığım makyajda da sadeyimdir ben, ruhum öyle. Ama bu kimseyi rahatsız eden bir durum değil tam tersi tüm ahalinin sağlığına hizmet eden bir durum aslında. Eşimin de oğlumun da şampuanından vitaminine, yediğinden giydiğine her konuyla uğraşmaya çalışıyorum ben de çoğu anne ve eş gibi.
BEN DE 'HAKİM' GİBİ OĞLUMU TESLİM EDEMEZDİM
Siz bir anne olarak kendinizi Hakim'in yerine koysanız nasıl tepki verirsiniz?
Çok zor bir karar. Ben de çok ortada kalırdım herhalde. Bu bir talihsizlik, kötü bir kader aslında. Ölen çocuğun babasının azılı bir mafya olması durumu. Ben de teslim etmemeye çalışırdım herhalde öldürüleceğini bile bile. Ama bu kadar mücadele edebilir miydim bilemiyorum.
BİR TEK VİCDAN UYUTMAZ BENİ
'Kendimi daha çok takdir ediyorum, teşekkür ediyorum artık yargılamak yerine' diyorsunuz. Bu olgunluk yaşla ya da yaşanmışlıklarla mı ilgili yoksa anneliğin getirdiği bir şey mi?
Bence yaşla çok ilgili. Bazen yaşla da olmuyor, durulmuyor insan ama ben duruldum neyse ki. Yoksa her şeye yetişmeye, mükemmel olmaya herkese yaranmaya imkan yok. Sen ne yaparsan yap çünkü senin karşındaki iyiyse iyi, kötü niyetliyse kötü. Seninle ilgili değil her yaşadığın. Doğru yap, dürüst ol, vicdanın rahatsa gerisi boş her konuda bence.
Vicdan mı, ahlak mı? İş mi, aşk mı? Sizin önceliğiniz hangisi?
Hep vicdan. Bir tek vicdan uyutmaz beni.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.