Çok mu çok malız?
Bazı diziler vardır -ki onlar pek enderdirbana televizyon eleştirmenliğimi unutturur. Kumanda aletini, kağıdı, kalemi sehpaya bıraktırır. Beni alelade bir izleyiciye dönüştürüp kuşatır, sarar sarmalar, içine alır.
Kanal D'de yayınlanan Güneşin Kızları dizisi de bunlardan biri. Hem sağlam senaryo dokusu, hem muhteşem oyunculuklarıyla bana göre yaz döneminin en kaliteli dizilerinden biri. Gelin görün ki, diziyi Kanal D ekranlarında izleyebilmek için insanda çelik gibi sinir ile beraber Eyüp Sultan sabrı olması lazım. Sebebi, insanı çatlatırcasına ardı ardına giren uzun reklam kuşakları...
İNSAFINIZ KURUSUN!
Dizinin en heyecanlı yerine gelmişim. Hikaye, haftanın finaline doğru koşuyor. Selin, annesine tecavüz eden 'biyolojik' babasının peşine düşmüş. Atlamış otomobile, adamı ezmek üzere... 'Pat' reklam... 'Ya sabır' çekip 12 dakikalık reklam arasının bitmesini bekliyorum. Sonunda dizi yeniden başlıyor.
Ama o da ne? Sahne, iki dakika geriye sarılmış. 'Neyse' deyip dişlerimi sıkmaya devam ediyorum. Selin yine gaza basıp adamın üzerine doğru sürüyor, 'çat' yine reklam, yine 15 dakika ıstırap... Öyle sinirleniyorum ki, ne olacağını beklemeden televizyonu kapatıyorum... Şu anda Selin ne yaptı bilmiyorum. Büyük ihtimalle; kız, otomobili adamın üzerine sürdüğü anda kare donmuş, dizinin o bölümü bitmiştir. Ekran başında final için yarım saat reklam bekleyen benim gibi avanaklar da aptallıklarına doymamışlardır...
Bin kere yazdım, yüz bin kere daha yazabilirim: Reklama karşı değilim. Reklam, bu sektörün yakıtıdır. O olmazsa diziler, yarışmalar, şovlar, maçlar da olmaz. Ama 'Madem para vermeden televizyon izliyorsunuz, benim verdiğim reklamları da öpe öpe seyredeceksiniz kardeşim' mantığını da kabul etmiyorum. Çünkü televizyon yayını yapılan tek ülke burası değil. Elin adamı dört dakikadan fazla reklam vermezken, bu eziyeti niye sadece benim milletime reva görüyorlar?
Bu ne hırs, bu ne gözü doymazlık, bu nasıl bir halkı hiçe saymaktır?
Tamam, bu ülkenin insanının hoşgörü, hatta 'tepkisizlik' katsayısı giderek yükseliyor olabilir. Bu durum, gözünü kar hırsı bürümüşlerin iştahını kabartabilir. Ama henüz o kadar da 'mal' kıvamına geldiğimizi düşünmüyorum. Yoksa yanılıyor muyum?
EN SON HABERLER
- 1 Süreyya Yalçın’ın acı günü! Süreyya Yalçın’ın annesi yaşamını yitirdi!
- 2 Osman Bey oyunu bozmak için Mekece Kalesi’ni kuşattı
- 3 Osman Bey’in rüyası
- 4 Melis Sezen üniversitenin dans yarışmasına katıldı! Melis Sezen dansıyla adeta şov yaptı!
- 5 Aşk-ı Memnu’da baba-kızı oynamışlardı! Hazal Kaya ve Selçuk Yöntem 14 yıl sonra bir arada!
- 6 Doğal güzel zannedenler üzgün! Kuş Uçuşu'nun Lale Kıran'ı Birce Akalay’ın estetiksiz hali sosyal medyanın diline düştü!
- 7 Sevgilisiyle böyle görüntülendi! Bülent Şakrak'tan 'ihanet' iddiasına sert yanıt!
- 8 Sıkı dostlar bir arada! Sinem Kobal, Burçin Terzioğlu ve Yasemin Özilhan'ın eğlenceli anları sosyal medyayı salladı!
- 9 Bir dönemin aranan isimlerindendi… Yıllar sonra ortaya çıkan Doğa Bekleriz’den bomba açıklamalar! Doğa Bekleriz'den Mehmet Ali Erbil ve Çarkıfelek itirafı!
- 10 Hülya Koçyiğit'in gençliğini andıran torunu Aslışah Alkoçlar plaj pozları ile yaktı geçti! Bikinili pozlarına karın kasları damga vurdu!