Depresyon günümüzün hastalığı... Güzellik, başarı, yetenek, zeka dinlemiyor; insanı kolundan tuttuğu gibi aşağı çekiyor. Uzun ve sürekli yaşanan ıstırabın depresyona sebep olduğu söylenir. Yemeden içmeden kesilirsiniz ya da kendinizi yemeğe verirsiniz, hayattan aldığınız zevk azalır, daha izole yaşamaya başlarsınız, uykusuzluk, iç sıkıntısı... Ne demek istediğimi bilen çok... Ama bilim adamları depresyonun iyi bir yanı olduğunu iddia ediyor. Bazısının kendini analiz etmesine yardımcı oluyormuş. Problem çözme kabiliyetini geliştiriyormuş. Mutsuz düşünceye odaklandığınızda, beyin analitik bir düşünme tarzı geliştiriyormuş ve kişi hayatındaki kompleks sorunları daha basit düzeye indirebiliyormuş. Yani karanlık (bazıları için), bir şekilde aydınlığı getiriyor.
MUTLU EDECEK HAP
Ben kendi adıma şunu söyleyebilirim. Duygusal açıdan dibe vurduğum bir dönemde, bu tecrübenin bana kazandırdığı en iyi şey; düşündüğümden ne kadar daha dayanıklı ve kuvvetli olduğumu fark etmiş olmamdı... Kendime, 'hayatımda bir daha kesinlikle böyle hissetmeyeceğim' diye söz verdim. Ve daha esnek bir bakış açısı geliştirdim. Bilim adamları, kötü olayları insanın hafızasından silen bir ilaç geliştiriyormuş... Düşünsenize nefret ettiğiniz, acı çektiğiniz tecrübeleri unutabilmeyi... İlk başta kulağa ne kadar cazip geliyor ama böyle bir ilacı içmek ister miydim gerçekten? O zaman bugün beni ben yapan, beni insan yapan o tecrübeler olmasa kişiliğimi nasıl kazanırdım? Birden beni 'mutlu' edecek bir hap. Hiç uğraşmadan. Aslında istediğimiz bu, mutlu olmak... Ama bir yandan da bunu kendimiz başarmak istiyoruz. Çünkü etrafımızda hiçbir bedel ödemeden mutlu olmamızı sağlayacak onca sebep varken, biz elimizde olmayanları istiyoruz. Mutlu olmak için uğraşıp, ıstırap çekmeyi tercih ediyoruz. Yani bizi tatmin eden mutluluk değil de, mutlu olma yolundaki uğraşımız... O zaman böyle bir hapı kullanınca bütün gün ne yapacağız?