Son Güncelleme: Cumartesi 14.07.2012
Edebiyatçılar çok okunanı sevmez!
'Saklı Şiirler' isimli şiir kitabını yayımlayan Ayşe Kulin, "Çok satan yazarlar edebiyat dünyasında sevilmez. 'Bir de şiirle çıkacak olursam beni çarmıha gererler' demiştim. Kendime şair payesi vermeyi, yazdıklarıma da şiir demeyi asla istemem" diyor
Biliyor musun Arda, ben bir tek o... çocuğu değilim!
Biliyorum canım, şaka yaptım. Gerçekten konak çocuğuyum. Düşünebiliyor musun, 19'uncu yüzyılda doğmuş insanların elinde büyüdüm. O konakta Osmanlı usulü yaşanırdı. Mesela; her yemekte (Çinli miydik neydik) pilav ve hoşaf çıkardı.
Ama pilav ve hoşafı ancak konak çocukları bilir. Pilav boğazına takılmasın diye yanında hoşaf verirlerdi. Kullandıkları dil, kıyafetleri ile bir tiyatro sahnesine düşmüş gibiydim. Anneannemin babasının yelekleri, köstekli saatleri vardı. Mesela babamda yoktu bunlar.
BENİ ÇARMIHA GERERLER!
Bunlar 70'li, 80'li yıllarda yazdığım şiirler. Yayıncım Barbaros Bey şiirlerim olduğunu da biliyordu, "Şiirlerinizi de toplayalım, turşusunu mu kuracaksınız?" dedi. Zaten kitabın kapağında bir turşu kavanozu var. Çok satan yazarlar edebiyat dünyasında fazla sevilmez. "Bir de şiirle çıkacak olursam beni çarmıha gererler" dedim önce...
Hiç kolay değil. Benim şairlere çok büyük sevgim ve saygım var. Kendime hiçbir zaman şair payesi vermek istemem. Benim yazdıklarıma şiir demek de istemiyorum.
DİZİLER KİTAP SATIŞINI ARTIRDI
İlk başlarda var zannediyordum. 'Tuzunu, yağını gerektiği kadar koysan olur' diye düşünüyordum. Fakat yazdıkça gördüm ki, bunların hiçbir önemi yok. Mesela 'Köprü' kitabımı ele alalım. Vali Recep Yazıcıoğlu'nun hayatını anlattığım 'Köprü' çok sattı. Aşk desen yok, kadın-erkek ilişkisi çok az... Bir köprünün yapılışını anlatıyor sadece. Belgesel gibiydi hatta ama çok sattı. Halbuki konu sıkıcıydı. Demek ki bu iş nasıl yazdığına bağlı. Zaten hiçbir şeyi yeniden keşfetmiyoruz, her şey söylenmiş, yazılmış. En azından Shakespeare tarafından. O zaman üslup önemli diye düşündüm.
Açıkça söyleyeyim beni etmiyor. Çünkü kamera arkasında çok çalıştım. Sinema ve dizi dilinin romandan ayrı olduğunu biliyorum. Düşünsene her hafta 90 dakikalık bir sinema filmi çıkacak, bu kitaptan. Sulanmaması mümkün değil ama kitap daha çok satıyor. Roman uyarlamaları devam ettikçe hayatında kitap kapağı açmamış insanlar, kitap okumaya başlıyorlar. Dizilerin buna çok faydası oluyor.
AYLİN VE ERCAN SAYESİNDE OKURLARLA BULUŞTUM!
Öyle oldu. Ercan'ın dergilerinden birinde her ay ilginç hayat hikayeleri yazıyordum.
Evet, Amerika'dan dergiler getirmişti. Bana "Bu dergilerdeki hikayeleri oku, onlar gibi yaz" dedi. Ben de yazdım.
ALLAH RAZI OLSUN!
Gerçek ve ilginç yaşam öyküleri bulmakta zorlanıyorduk. Rahmetli Aylin, onun da benim de arkadaşımızdı. "Neden Aylin'i yazmıyorsun?" dedi Ercan.
Amerika'da... Bir mektup yazıp durumu anlattım. Bana Reagan ve Bush ile çekilmiş fotoğraflarını gönderdi önce.
Birkaç kere faksla haberleştik sonra benim Amerika'ya gitme ihtimalim ortaya çıktı.
Öyle ama gencim o zaman ve çok heyecanlıyım. Mart'ta gidecektim, Şubat ayında Aylin vefat etti. Ben de elimdeki kadarını yazıp, fotoğraflarla Okay'a (Gönensin) gönderdim.
O kadarı Ercan'ı tatmin etmezdi. Yazı, Yeni Yüzyıl'ın pazar ekinde çıktı ve müthiş bir patlama yaptı. Okay telefon etti "Ayşe nedir bu hikaye, annem bile okumuş" diye... Bunun üzerine Ercan, "Aylin'in hayatını neden roman yapmıyorsun" dedi. Ben de yazmaya başladım.
Allah razı olsun Ercan'dan ve Aylin'den. Beni okurlarımla buluşturdular.
TÜRK YAZARLARIN ÖNÜNÜ ORHAN PAMUK AÇTI!
Orhan Pamuk, Nobel almasaydı bile benim için çok büyük bir yazar. 'Benim Adım Kırmızı' bir başyapıttır. Sevmediğim kitapları yok mu, var ama her yazarın sevmediğim kitapları var.
24 KİTABIM ÇEVRİLDİ
Mesela 'Masumiyet Müzesi' bana fazla bir şey vermedi. Ama şunu itiraf etmeliyim ki, Orhan Pamuk Türk yazarının dünyaya açılmasına neden oldu. Dışarıdaki yayıncılar, Orhan Pamuk'tan sonra bizim yazarlara ilgi duymaya başladı. "Türkiye'den sadece Papa'yı vuran adam çıkmıyormuş" diye düşünmeye başladılar. En azından, Orhan'ın Nobel almasından sonra benim 24 kitabım yabancı dillere çevrildi.
EN SON HABERLER
- 1 Kardeşlerim'de Akif ile Süreyya köşeye sıkışıyor
- 2 Kim der ki 61 yaşında! Cesur sahnelerin kadını Serpil Çakmaklı pozlarıyla adeta Yeşilçam filmlerini yeniden canlandırıyor!
- 3 Yalı Çapkını'nın Hattuç Hala'sının meğer kızı da çok ünlüymüş! Güzel oyuncu ile annesi Şerif Sezer'i gören şoke oldu!
- 4 Gerçeği itiraf etti! Sergen Yalçın mı? Barış Alper Yılmaz mı? İkisiyle de adı çıkan Melisa Döngel, sessizliğini bozdu
- 5 Kızılcık Şerbeti'nin Pembe'si 47 yaşındaki Sibel Taşçıoğlu'nun 7 yıllık kocası bakın kim çıktı! Meğer Erkan Kolçak Köstendil'le...
- 6 Mustafa Topaloğlu'nun şarkıcı oğlu Çağlayan Topaloğlu'ndan Özcan Deniz’e ağır sitem "Ekmek yediğin kaba tükürmeyeceksin"
- 7 Mustafa Sandal'ın eski eşi Emina Jahovic'in yeni malikanesi dudak uçuklattı! 30 milyon lirayı gözden çıkardı...
- 8 Hazal Kaya'nın avukat annesi kiracısıyla birbirine girdi! Mahalle ortasında kira kavgası!
- 9 "Dünya starı olacaklarına eminim" demişti... Şarkıcı Doğuş'un ikizleri Arda ve Arın babalarının kopyası!
- 10 Güzel şarkıcı meğer Mahmut Tuncer'in kızıymış! Mahmut Tuncer'in şarkıcı kızı sesi ve güzelliğiyle hayran bırakıyor...