Arzum Onan ve Mehmet Ali Erbil; bir reklam kampanyası için ilk kez bir araya geldi. İkili, Türk Telekom'un yeni reklam kampanyasında keyifli bir işe imza attı. Erbil, reklamda Onan'ın yanında yer alan kedinin seslendirmesini yaptı. Arzum Onan ve Mehmet Ali Erbil ile yeni reklam projelerini ve özel hayatlarını konuştuk...
Reklam kampanyasına nasıl dahil oldunuz?
ARZUM ONAN: Bu kampanya için teklifte bulundular. Önce görüşüp konuştuk, ardından da anlaştık.
MEHMET ALİ ERBİL: Bu en az 1.5 yıllık bir proje... Hayata geçmesi uzun sürdü, titizlik göstererek çalıştılar. Bu aşamaya gelindi ve birlikte yola çıktık.
Animasyon bir karakterle oynadığınız için boş bir alana bakıp konuşmak sizi zorladı mı?
A.O.: Gerçekten olmayan bir kediye bakarak oynamak hayli zordu. Ancak ben çok eğlendim, farklı bir tecrübeydi.
Birçok animasyon karakter seslendirdiniz ama kediyi ilk defa mı seslendiriyorsunuz?
M.A.E.: Evet, daha önce eşek bile konuşmuştum ama ilk defa kedi konuşuyorum sanırım. Benim için de keyifli ve farklı bir deneyim oldu.
KEDİ ESKİ EŞLERİNE SADIK
Sizi birlikte ilk kez bir projede görüyoruz. Aynı işte olup hiç karşılaşmadan çalışmak nasıl bir deneyim oldu?
M.A.E.: Arzum'un 1993 yılında birinci olduğu Miss Turkey yarışmasını ben sunmuştum. Bu proje için ilk defa burada bir araya geliyoruz. Düzgün bir aile yapısı olan birinin bu işte yer alması çok güzel bir karar. Evlere hitap edecek bir kampanya. O yüzden Arzum Onan doğru bir seçim. Tabii seslendirme yapan kişinin bugüne kadar ayrıldığı eşlerine bakması, onların arkasında olması, nafakalarını düzenli ödemesi önemli. Hiç nafakalarla ilgili sorun gördünüz mü? Göremezsiniz. Buradaki kedi de eski eşlerine çok sadık. (Gülüyor)
Reklamdan nasıl geri dönüşler aldınız?
A.O.: Genel olarak çok güzel tepkiler aldım. Ortak kanı; samimi, sıcak ve bizden olması yönündeydi. Kedimiz çok sevildi.
M.A.E.: Herkes reklamı çok sevmiş. Çok sempatik ve sıcak bir iş olduğunu söylüyorlar. Aileye girmiş bir kedi var. Hikaye devam edecek. Çocuklar da işin içine girerse daha eğlenceli olur. Kampanyanın başarısı; çocuklara hitap edip onları ilgilendirmesiyle orantılı. Bence bu kedi Türkiye'de de yapılmış en sempatik çizgi karakterlerden biri...
Bir reklam kampanyasında yer alan ünlülerin güvenilirlikleri göz önünde tutuluyor. Peki, siz neye dikkat ediyorsunuz?
A.O.: Markanın değeri, kalitesi ve güvenilirliği, benim o markanın yüzü olurken önem verdiğim kriterlerdir. Ayrıca isimlerin birbirlerinin önüne geçmemesi de önemlidir.
Eşiniz ve oğlunuzun, reklam filmi hakkında yorumu ne oldu?
A.O.: İkisi de çok beğendi. Özellikle Can kediye çok ilgi gösterdi.
Çocuklarınızın sizin mesleğinize ilgisi var mı?
A.O.: Can'ı ne mutlu edecekse biz onu destekleyip yanında oluruz. Şu aralar mimar olmak istiyor. Ancak hangi mesleği seçerse seçsin, eli sanatın herhangi bir dalına değsin isteriz.
M.A.E.: Çocuklarımın öyle bir istekleri yok. Ali Sadi, futbolcu yetişiyor. Yasmin yurt dışında ekonomi okumak istiyor.
'Ekranda benim kadar iyi olur' dediğiniz biri var mı?
M.A.E.: Benim gibisi yok. Ben Serdar Ortaç'ı çok başarılı bulurdum. Televizyondaki ender başarılı şovmenlerden biri. Ondan başka beğendiğim biri olmadı. Bu konuda çok objektifimdir. Sedar'ın başarılı olacağını biliyorum.
TV PROJELERİNDE YER ALMAMAYA KARAR VERDİM
Heykel serginiz çok ilgi görmüştü. Bu konuda yeni projeleriniz olacak mı?
A.O.: Yıl bitmeden aynı sergimin iki ayrı yerde daha açılması söz konusu. Bununla ilgili görüşmeler içindeyim.
İzleyiciler sizi ekranda görmeyi özledi. Dizi ya da sinema filmi projeniz var mı?
A.O.: Heykelle olan mesaim ve açmış olduğum sergi nedeniyle yoğun bir dönem geçiriyorum. Zaten uzun zaman önce televizyonda olmama kararı almıştım. Sinema filmine gelince; şu anda öyle bir projem yok.
Herkesin örnek aldığı modellerdensiniz. Sizin, genç modeller arasında beğendiğiniz isimler var mı?
A.O.: Tek tek isim veremem ama yeni nesil çok güzel geliyor. Gerçekten işini layığıyla yapan ve güzel olan gençler var.
Çok naif ve narin bir görünümünüz var. Peki çok sinirlendiğiniz anlar oluyor mu?
A.O.: İnsana dair her tür duyguyu herkes gibi ben de yaşarım. Belki tepki gösterme biçimim farklı olabilir.
Eşinizle birbirinizin işlerini izleyip eleştirir misiniz?
A.O.: Aynı işi yapmamız bizi besliyor. Tabii ki izleyip üstüne konuşuruz. Ama sadece içinde olduğumuz işler için değil; bir film, bir resim ya da heykel için bile saatlerce sohbet edebiliriz.
Ünlü bir çift olup aynı zamanda magazinden uzak yaşamayı nasıl başarıyorsunuz?
A.O.: Magazine mesafeli olduğumuzu zannetmiyorum. Biz 20 yılı devirdik. Belki yaşam biçimimizden dolayı böyle hissedilebilir.
ŞİMDİ EN DİNGİN DÖNEMİMDEYİM
Programları en çok izlenen şovmenlerin başında geliyorsunuz ancak bir süredir sizi ekranda göremiyoruz...
M.A.E.: Oyunculuktan geldiğim için artılarım çok fazla. Dans ve şan dersi aldım. Bir sunucu ve şovmen için gerekli olan her şey bende var. 20 yıl canlı yayın, her yıl 200 program... Bir sene ara verdim. Gülmeyi özledik diye e-posta'lar geliyor. Haziran'a kadar ara verdik. İki taraf da birbirini özlesin istedik.
KIZLARIM BENİ KISKANIR
Bir dönem çok yoğun çalıştınız. Şu anki temponuz size sıkıcı geliyor mu?
M.A.E.: En dingin zamanlarımı yaşıyorum. Bir zamanlar haftanın üç günü dizi çeker, hafta sonları da Almanya'ya turneye giderdim. Şimdi biraz daha dinginiz. Kıbrıs'ta üç haftada bir program oluyor, oraya gidiyorum. Seslendirmeler yapıyoruz. Doğru düzgün film senaryosu da gelmiyor. Ama şu an keyfim yerinde.
Kızlarınız sizi kıskanıyor mu?
M.A.E.: Kıskanıyorlar. Hele Yasmin çok kıskanıyor.
Kendinizden 30 yaş genç sevgiliniz olduğu haberleri için ne diyeceksiniz?
M.A.E.: O kişi normal bir arkadaşım. Sevgilim olsa elinden tutar dolaşırım. Malzeme iyi diye yazıyorlar.
Çapkın olarak anılmak sizi rahatsız ediyor mu?
M.A.E.: Kendimi bildiğim için rahatsız olmuyorum. Bir sanatçı olarak birçok kişiden daha mazbut yaşıyorum. En azından gayrimeşru bir çocuğum ya da birlikteliğim yok!
