Alışveriş merkezleri güvenlik önlemlerini sıkılaştırınca, bu soğuk havalarda sinemaya gitmek en iyi aktivite oldu. 'Vizyona giren filmleri peş peşe izleyen bir tek ben miyim?' derken, Nişantaşı City's'in sinemasında İrem Derici ile karşılaştım. Sıkı sıkı giyinmiş, beresini takmış... "Üst üste iki film izleyeceğim, sonra da eve gider uyurum" diyordu. İrem'le tanışıklığımız o kadar eskiye dayanıyor ki... Onunla aynı pilates stüdyosuna gider, Beşiktaş'taki bir kafede oturup sohbet ederdik. Onun netliğini hep sevmişimdir; hiçbir zaman şöhret denen o balonun içinde yaşamadı. Yıllar sonra gördüm ki; o hâlâ bıraktığım yerde ve aynı kafada... İrem, bir film seansı da beraber yapalım mı, ne dersin?