Güzel oyuncu Sedef Avcı; 2. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Yugoslavya'dan Anadolu'ya göç eden 'Destan' ve ailesinin dramını anlatan 'Son Destan' dizisiyle izleyiciyle buluşuyor. Ünlü oyuncu, 'Nergis' karakterini canlandırdığı mini diziyi anlattı...
'Son Destan'ın senaryosunu çok sevdim; zaten dönem işlerini her zaman çok sevmişimdir. 'Son Destan'ın hikayesi beni gerçekten çok etkiledi çünkü dedemin Yugoslavya'dan Türkiye'ye geliş hikayesine çok benziyor. Bu yüzden üzerimde ayrı bir etkisi oldu.
'NERGİS', İYİLİK SİMGESİ BİR KADIN
Dizi; 2. Dünya Savaşı sırasında çok zor bir dönemi anlatıyor. Kıtlık ve açlık içinde zor yaşam koşulları... 'Destan', bizi birbirimize bağlayan değerleri savunmak için savaşan bir muhacir. 'Nergis' ise 'Destan'ın babasının aile dostu olan 'Fettah Süleyman'ın torunu. Tıp eğitimi almış. Annesini kaybettikten sonra babasının yanına Burgaz'a dönüyor ve orada bir eczane açıyor. 'Destan'la yolları kesişiyor ve ona aşık oluyor.
Dizide canlandırdığım 'Nergis', iyiliğin ve doğruluğun simgesi biri. Her zaman haklının yanında olmayı bilmiş. Bu uğurda babasını bile ihbar edebilen bir karakter.
Farklı dönemlerde yolculuk etmeyi ve eskiyi yaşamayı seviyorum. Bana çok sıcak, gerçek ve samimi geliyor.
Bu dizi, beş bölümde sonlanan bir hikayeye sahip. Bu durumun bizim açımızdan tabii ki avantajları var. Başını da, sonunu da biliyorsunuz çektiğiniz şeyin. Bir sürprizle karşılaşma durumunuz olmuyor. Dolayısıyla çok hakim oluyorsunuz konuya ve karaktere. Bence bu tür diziler daha sık yapılmalı; tadında oluyor çünkü.
İşimi severek yapıyorum. Eskiden ileriye dönük hedeflerim vardı ama artık hedef koymak biraz korkutuyor beni. Hayatın ne getireceği belli değil...
Anne olduktan sonra sektöre bakışımda değişiklikler oldu. Oğlum Can'la düzenli vakit geçirmeye hep özen gösterdim. İlk setimde Can'ın özel bir odası vardı. Sağolsun sevgili Ahmet Kayımtu bize öyle bir jest yaptı ve çok sevindim. Can'in düzenini oturttuktan sonra normal çalışma sistemime geri döndüm.
Annelik ve kariyeri birlikte yürütmek zor değil. Hayatımda ikisi aynı anda olduğu zaman, her şey daha kolay oluyor. Çünkü ben çalışmadan duramayan biriyim. Mutlu olduğum işi yaptığımda; bu durum, hayatımın geri kalan tarafına her zaman olumlu yönde yansıyor.
OĞLUM BASKETBOLCU OLABİLİR
Anne olduktan sonra önceliklerim, değer verdiğim şeyler değişti.
Can'la ilgili büyük akademik planlarımız yok. Tek istediğimiz, ileride mutlu olduğu ve sevdiği şeyi yapması. Ona yapabileceğimiz en büyük yardım bu olabilir.
Oğlum dans etmeyi ve basket oynamayı çok seviyor. Doğru yönlendirmeler sayesinde, sevdiği şeyi yapmasını sağlamak tek isteğimiz. Şahsen basketbolcu olmasını çok isterim.
Benim için hayatta en önemli şey, sevgi ve saygı. Can, sevgisini göstermeyi seven bir çocuk... Eğer bir şeyi ya da birini severse, bunu sözlü ve bedensel olarak göstermekten çekinmiyor. Oğlumun bu yönü çok hoşuma gidiyor.