Evimin özgür ve zarif bir ruhu var

Damat Tween'in yönetim kurulu başkanı Süleyman Orakçıoğlu'nun eşi ve eski TV spikeri Ahu Orakçıoğlu; AD Mobilya Art'n Design markasıyla evlere özel dokunuşlar yapıyor. Eklektik ruhu sevdiğini söyleyen Orakçıoğlu'nun kendi evi için ise 'Anlatılmaz, yaşanır' desek yanlış olmaz. Evindeki her bir parçanın ruhu olduğunu söyleyen ünlü iş kadını, mobilyaların çoğunu kendi markasından seçmiş. Evdeki her bir parçanın özel olması ve evin sahibini yansıtması gerektiğini söyleyen Ahu Orakçıoğlu, dekorasyonuyla gurur duyduğu evinin kapılarını Şamdan Plus'a açtı...
Çok güzel ve şık bir eviniz var. Her noktası ayrı bir hava taşıyor. Evinizin dekorasyonuyla kendiniz mi ilgilendiniz, yoksa bir mimarla çalıştınız mı?
Çok teşekkür ederim. Gerçekten çok uğraştık. Evimin dekorasyonunu, AD Mobilya Art'n Design İç Mimarlık firması olarak ortağım Deniz Luise Işın ile birlikte yaptık.
ETNİK VE MODERN
Ev dekorasyonu kolay görünen ama zor ve gerçekten de ince düşünülmesi gerekilen bir süreç. Ortağınız ile tek başınıza ilgilenme fikri gözünüzü korkutmadı mı?
Ortağım Deniz, iç mimardır, süreç boyunca da onunla her konuda birlikte ilerledik. Evimin dekorasyonu sağlam bir matematik ve rafine bir edebiyatın birleşmesinden doğdu diyebilirim. İkimiz de ne istediğimizi bildiğimiz ve zevklerde uyum yakaladığımız için zorlanmadık.
Evinizi dekore ederken hangi tarzlardan etkilendiniz, ürün seçiminde nelere dikkat ettiniz?
Evimdeki Art Nouveau ve Art Deco ruhu; yer yer etnik, yer yer de modern parçalarla birleşti. Örneğin; safari ruhlu zebra desenli bir AD marka kanepe, endüstriyel bir cam orta sehpa ile birleşti. Art Deco kanepelerin ortasına binlerce farklı renkten oluşan sedeflerden yapılmış etnik bir orta sehpa geldi. Mobilyaların altına modernize ipek Türk halıları serildi. Selçuklu seramikleri ile bezeli bir bar dolabı; kürklü hazeranlı koltuklar ve puf bir orta sehpa ile buluştu. Ancak bu eklektik zevk ve estetiğin en birinci koşulu ergonomi ve fonksiyonellik oldu. Firma olarak da içinde rahatlığın ve ergonominin olmadığı hiçbir tasarımı üretmiyoruz. Tabii müşteri ısrarcı olmadığı sürece...
Her ürünü tek tek kendiniz bulup gerekirse yaptırarak ilgilenmişsiniz. Dekore etme süreci ne kadar sürdü?
Temel hatların oturması altı ay diyelim. Ancak dekorasyon firmam olduğu için dekorasyon işi bende dinamik ve hiç bitmeyen bir süreç.
Herkesin evinde özel bir alanı vardır. Sizin evinizin en sevdiğiniz bölümü neresi?
En çok salonum içime sindi diyebilirim. Ben ruhu olan her şeyi seviyorum. Evimin de özgür, bohem şık ve zarif bir ruhu var.
ZIT RENKLERİ SEVİYORUM
Evinizde, her bir bölüm birbirinden farklı bir havaya sahip...
Dekorasyonum, eklektik bir zevkin dışavurumu... Sıradan olmayana talipseniz işiniz biraz zorlaşıyor. Ama ne istediğinizi bilmek de işinizi kolaylaştırabiliyor. Bunun üzerine zaman ayırıyorum. Bir şey istiyorsam onu arayıp buluyorum.
Obje konusunda oldukça zengin bir yelpazeye sahipsiniz. Sizce dekorasyonda objelerin önemi nedir?
Dekorasyonda her parça özel ve tasarım olmalı. Tasarım değilse de, bir ruh taşımalı. Evinize koyacağınız her objenin sizin için bir anlamı olmalı diye düşünüyorum. Bir eve girince o evde yaşayanın, evine ne kadar bağlı olduğunu, o evin ne ölçüde sahibini yansıttığını dekorasyona bakarak anlayabiliyorsunuz. Ben tüm ilişkilerimin samimi olmasına gayret ediyorum. Sadece eşim, çocuğum, arkadaşlarım ya da ailem değil; buna evim de dahil.
Hangi renkler, dokular sizi mutlu ediyor?
Ham dokuların, yani ahşabın ve taşın endüstriyel çelikle buluşması ve ham ipeklerle okşanması bana zevk veriyor. Evimden de görüleceği üzere renk kullanımına bayılıyorum. Zıt renkleri yumuşak geçişlerle kullanmayı çok seviyorum.
BAHÇESİZ BİR HAYAT DÜŞÜNEMEM
Beykoz Konakları'nda oturuyorsunuz. Bahçe tasarımı sizin için ne kadar önemli?
Dış mekan dekorasyonunuzdan biraz bahsedebilir misiniz? Bahçe, oksijen alanımız; onsuz bir hayatı düşünemiyorum. Burada yaşama nedenim de bu. Doğanın muhteşemliği işte bu! Bahçeyi Akdenizli renklerle ve objelerle birleştirdiğimiz zaman etnik esintili sıcacık bir konfor alanı doğdu. Burası günün sonunda tüm stresimizi; tabiatın doğal senfonisi olan kuş seslerini dinleyerek attığımız bir alan.