Son Güncelleme: Cuma 13.06.2014
Filmde Kazım Koyuncu'nun isminden nemalanmıyoruz
Müzisyen Kazım Koyuncu'nun hayatını anlatan 'Yağmur Kıyamet Çiçeği' adlı filmde Koyuncu'yu canlandıran Engin Hepileri: Kazım'ı oynamak büyük sorumluluk. Filmin biyografi olmasından korktum. 'Yağmur Kıyamet Çiçeği'; onun ismini kullanıp ses getirme amacıyla yapılmış bir film değil
SUNARKEN EĞLENİYORUM
Herkeste bu programın yarışma olduğu şeklinde bir algı var ancak 'Dur Durabilirsen'; güldürmeyi amaçlayan, yabancı formatlı bir eğlence programı. Programda yedi oyuncu var, başlarında da onları yönlendiren yönetmen kılıklı birisi var; o da benim. Yaklaşık 200'e yakın oyunumuz var. Oyuncular bu skeçleri doğaçlama olarak oynuyor ama işin esas ilginç kısmı sahnemiz. 22.5 derece eğik olan bir sahnede; oyuncuların, sahne eğik değilmiş gibi oynamaya çalışmaları komediyi yaratıyor.
Daha önce de sunuculuk yapmıştım. Ancak bu çapta bir eğlence programının sunuculuğunu ilk kez yapıyorum. Yapımcımızın bana "Top sende, istediğin gibi yönet" diye özgürlük vermesi çok hoşuma gitti. Bu programı sunarken gerçekten çok eğleniyorum.
İkna edilmesi zor biri değilim ama inandırılmam lazım. Bazen öyle bir senaryo gelir ki 'Neden ben?' ya da 'Oynarsam bana ne katacak?' diye sormama gerek kalmaz. Tıpkı Kazım Koyuncu'nun filminde olduğu gibi...
Kazım Koyuncu'yu oynamak çok büyük bir sorumluluk. Sadece biyografik bir şey olmasından korktum açıkçası. Bizim onun isminden nemalanmak gibi bir durumumuz olmamalıydı. Senaryoda, endişe ettiğim hiçbir şey yoktu. Yani Kazım Koyuncu'nun ismini kullanıp da ses getirme amacıyla yapılmış bir film değil bu.
Film; Trabzonspor, hidroelektirik sorunu, Karadeniz sahil yolu, Rus kadınlarının dramı, Çernobil faciası gibi beş ayrı hikayeyi paralel olarak anlatıyor. Filmde bu meselelere Kazım'ın bakış açısını göreceğiz. Mesela Trabzonspor'un işlendiği bölümde, ben sadece taraftar Kazım Koyuncu olarak varım. Diğer taraftan da ailesi, köyü, müzik hayatı, konserleri ve maalesef kanser yüzünden ölüme giden hikayesi var filmde. Kazım'la yoğrulmamış ama ondan parçaların olduğu, onu güzel bir şekilde anacağımız bir film.
O adamda bir sihir olduğunu düşünürdüm, çok acayip enerjisi var. Tam bir Karadeniz çocuğu ama hırçın değil, tam tersine sakin biri. Sakin olduğu kadar da büyük cümleler kuran, iddialı bir adam. Bu duruşu beni hep etkilemiştir. Hastalığını öğrendiğinde bile yaşam enerjisini kaybetmemesi, vereceği konserleri düşünmesi hayat dersidir.
BENİ SAHİPLENDİLER
Evet, tanıştım. Hopa'da çekim yaptığımız ev, Kazım'ın evinin üst tarafındaydı. Filmi kendi mahallesinde çektik. Ailesi beni çok sahiplendi, bana 'Oğlum' diye sarıldılar. Bir de beni o makyajla, kostümle görünce çok duygulandılar. Çocukluğunu oynayan çocuk için Kazım'ın gerçek kazağını verdiler. Annesi yemek sahnesi için kendi elleriyle dolmalar yaptı. Çok duygusal anlar yaşadık. Ruh halimin düşmemesi gerekiyordu ama acılı anne-babayı görünce; etkileniyorsun.
Evet benzetiyordum. Makyajla tam benzedim. Ama esas zor olan duyguyu yakalamaktı. Elimden geleni yaptım.
Konser sahnesinde 'Koyverdin Gittin Beni' şarkısını söyledim, hatta ağladım.
Kesinlikle. Yıldız Hoca çok büyük şanstır benim için. Bu sanatı nasıl yapmam gerektiğini bana gösterdi. Çok büyük bir okuldur kendisi. Benim ikinci annemdir.
Hayır, değilim. Aksine işime yarıyor. Beni TV'de gören seyirci oyunuma geliyor. Sadece dizilerden tanınsaydım belki şımarabilirdim ama sinemada ve tiyatroda da olunca şımaracağım bir pozisyon yok. Kime, niye şımarayım? Ayrıca Tiyatro İn için o kadar çabalıyorum ki, şımaracak vaktim de yok.
KENDİMİ BAZEN DIŞARIDA KALMIŞ GİBİ HİSSEDİYORUM
Oluyor, onlara da söylüyorum. Çok keyif alıyorlar oynarlarken. Bazen kendimi, oyuncaklarla oynayan çocuklar var da sanki ben dışarıda kalmışım gibi hissediyorum. Ara sıra çağırıyorlar aralarına ama o takım elbiseyle, kulaklıkla, saçla başla katılmak çok zor oluyor. Bu programda sadece oyunculuk yetmiyor; komedyenlik, cin fikirli ve hazır cevap olmak lazım! Oyuncuların hepsinde bu özellikler var. Oyuncu kadromuz çok başarılı.
Duygusallığımız çok benziyor
Hayata bakışını, duygusallığını kendime benzettim. Bence hayatını sanata adayan bir adamın; sadece bunun için yaşayan Kazım Koyuncu gibi bir adamla arasında benzerlik bulmaması zaten imkansız. Sanatından, inandığı hiçbir şeyden vazgeçememesini takdir ediyorum. Ben de mümkün olduğunca, hayatımın sonuna kadar tiyatro sahnelerinde olacağım. Bunu da, Kazım'dan öğrendiğim gibi her koşulda yapacağım.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum’da Vicdan’ tatile çıktı! Bodrum’da yeni sezon açıldı ama yeni fiyat listeleri görenleri şoke ediyor!
- 2 Osman Bey sahte Kadı’nın cezasını kesti!
- 3 Biz izlerken üşüdük! 45'lik güzel Mine Tugay -15 derecede göle girdiği anları paylaştı! "Ölüm gibi bir şeydi ama kimse ölmedi"
- 4 Bir de estetiksiz halini görün!‘ Ufak tefek dokunuşlar var’ diyen Gökçe Bahadır estetik harikası çıktı!
- 5 Akasya Durağı'nın köylü güzeli Zeyno değişimi ile yürek hoplattı! Oyuncu Sitare Akbaş Instagram halleri baş döndürüyor!
- 6 Duyanlar çok şaşırıyor! Annesi Zerrin Tekindor, babası Çetin Tekindor! İşte ünlü çiftin yönetmen oğulları Hira Tekindor...
- 7 Afra Saraçoğlu'na benzetilen Bahar'ın Umay'ı Alisa Sezen Sever sosyal medyadan isyan etti!
- 8 Hayat Bilgisi'nin Beton Ayşe’sini tanıyabilene aşk olsun! Beton Ayşe Hayfa Safi'nin son halini gören inanamadı!
- 9 Aldatmak'ta Yeşim’le Dündar’ın ilişkisi ortalığı karıştırıyor
- 10 Görenler şoke oldu “Güzeller güzeli Semra Hoca’ya ne olmuş böyle” Hababam Sınıfı'nın Semra Hoca’sı yıllar sonra ortaya çıktı!