Fransızca öğreneceğim ama french kıss yapmayacağım!

Son günlerde Twitter'da devlet hastanesini ve THY'yi eleştirmesiyle gündeme gelen Tuba Ünsal; Galatasaray Üniversitesi'nde bir söyleşiye katıldı. Ünsal; söyleşide oyunculuktan moda hakkındaki düşüncelerine kadar samimi açıklamalar yaptı:

TUBA ÜNSAL FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN!

TWITTER'DAKİ O MESAJLARIMDAN SONRA HASTANE DENETİMDEN GEÇTİ
Sosyal medyayı iyi kullandığımı düşünüyorum. Twitter'da 400 bine yakın takipçim var. Hastane ve THY ilgili paylaştığım şeyler de çok konuşuldu. İyi bir şey yaptığımı düşünüyorum. Özellikle hastanedeki içler acısı durumu yorumsuz şekilde paylaştım. O fotoğraflar farkındalık yaratttı, Sağlık Bakanlığı hastaneyi denetimden geçirdi. "Sayenizde annemin yattığı odanın camlarını bile sildiler" diye mesajlar aldım.
ETRAFTAKİ HERKES SİNDİRİLMİŞ, BİR ŞEYLER DEMEYE KORKUYORUZ!
Popüler insanlara biçilen kıyafeti giymek zorunda değiliz. Suya sabuna dokunmamak hiç bana göre değil. THY'yi herkes şikayet ediyor. Ben devletimin havayoluna güvenemeyeceksem, ne yapacağım; şikayet edeceğim tabii ki. Ses çıkarırsan haberdar oluyorlar işte. Bu dertten muzdarip bir sürü insan var ama herkes sindirilmiş. Bir şey demeye korkar hale gelmişiz.
HÜLYA AVŞAR'I, ÖRNEK ALDIĞIM İNSANLARIN ARASINA KOYDUM
Hülya Avşar'la daha önce bir dizide çalışmıştım. Onun disiplinini ve iş ahlakını görünce; kendisini örnek aldığım kişilerin arasına koydum. O da bana "Sen benim ilk hallerime çok benziyorsun" demişti.
MODADA KAZANDIĞIM BAŞARI BANA CESARET VERDİ
15 senedir oyunculuk yapıyorum. Oyunculuk çok zor sektör; fiziksel olarak çok zorlanıyoruz. İyi oyuncu olmak yetmiyor; soğuğa, açlığa, uykusuzluğa dayanıklı olmanız gerekiyor. Bu işin bu derece zorlu olması beni başka alanlarda iş yapmaya yöneltti. O yüzden Koton'la işbirliği yaparak moda sektörüne girdim. Modadaki başarım bana cesaret verdi; hayal ettiğim zaman yapabildiğimi gördüm. Ben zaten sadece oyunculuk yapamam, çok sıkıcı olurdu; aktif olmalıyım.
ANNEM DE ÇOK YARATICI, FARKLI OLMAK BENİM GENLERİMDE VAR!
Annem el sanatları öğretmeni. Tüm kıyafetlerimi, hatta Barbie'lerimin kıyafetlerini bile dikerdi; yaratıcı kadındı. Benim yaratıcılığım da genetik olsa gerek. Farklı olmak için bir çabam yok; bu benim doğamda var. Kendimi iyi hissettiğim şekilde giyiniyorum. Herkese bunu tavsiye ediyorum.
'Keşanlı Ali Destanı'nda Fransız bir kızı canlandırıyorum. Hiç Fransızcam olmadığı halde çok iyi konuştuğumu söylediler. Ben de kızım Sare için Fransızca öğrenmeye karar verdim. Sare'nin de Fransızca öğrenip Galatasaray Üniversitesi'nde okuması için çabalayacağım. Fransızca'ya başlayacağım ama French Kiss yapmayacağım!

'HOMELAND'İ İZLİYORUM BELKİ O DİZİDE DE OYNARIM
İzlediğim her diziye oyuncu olarak girmenin keyfini yaşıyorum. İlk 'Kara Melek' dizisini severek izliyordum, son üç bölümüne girmek nasip oldu. Başladığından beri 'Öyle Bir Geçer Zaman ki'yi izliyorum. Sonra dört bölüm diye girdim, 10 bölümü geçtik. Baktım izlediğim her diziye giriyorum; 'Homeland'i de izlemeye başladım.
BALATALARIM YANDI HİNDİSTAN'A GİDİYORUM
Dizi ve tiyatroda oyunculuk, moda, gazetede köşe yazarlığı; "Hepsine birden nasıl yetişiyorsun, kızına nasıl vakit ayırıyorsun?" diyorlar bana. Ancak ben her işe gerekli zamanı ayırıyorum. Çok bölünmüş olmam, kesinlikle işlerimi savsakladığım ya da layığıyla yapmadığım anlamına gelmesin. Ben Sare'yle çok güzel vakit geçiriyorum. Bunca işim onu görmememe ya da onunla az vakit geçirmeme sebep olmuyor.
Sare'yle ilgili bir çocuk koleksiyonu da yapmayı düşünüyorum. Anneçocuk modası üzerine düşüncelerim var. Şu sıralar balatalarımın yandığı dönemdeyim. Hatta yakında kızımla birlikte Hindistan'a gideceğim.