Futboldan keyif alan kaldı mı gerçekten?
Bana ligimizden sadece bir tek 'yıldız' futbolcu gösterin ki, sadece onu izlemek için bilet alıp stada gideyim.
Ayyıldızlı ekibimizde bir tek futbolcunun adını söyleyin ki, "İşte bu bizim dünya starımız" diyebileyim. Son Ukrayna maçına çıkan ilk 11'imizde sekiz futbolcu gurbetçi. Tabii ki onlar da bizim evladımız, hiçbirini dışlıyor filan değilim. Ama insan Milli Takım'ında her hafta kendi liginde izlediği, her hallerinden haberdar olduğu isimleri görmek istemez mi? Ben son 11'imizin en az yarısının Avrupa'daki hangi takımlarda top koşturduğunu internetteki arama motorundan öğrendim. Milli Takımı'mızda gurbetçiler oynuyor, bizim kendi ligimizde ise elalemin gurbetçileri...
Takımlar lig maçı için seremoniye çıkıyor, milli marşı söyleyebilen 22 kişiden sadece dört kişi var. Çok merak ediyorum, Milli Takım'ın hocası Lucescu, neden futbolcuların durumunu görebilmek için bizim lig maçlarını izliyor? Gitsin Almanya'daki Bundesliga'yı izlesin.
Orada daha çok fikir sahibi olmaz mı?
NEYİ YORUMLUYORLAR?
Kimse alınıp gücenmesin ama ağzının içine bakılan televizyon yorumcusu, acaba ne yazacak diye beklediğiniz spor yazarı kaldı mı? (Örnek mi? Hıncal Uluç ile Erman Toroğlu'nun sunduğu 'Kale Arkası'. Örnek mi? Merhum İslam Çupi'nin her biri edebi eser değerindeki spor kritikleri) Yanlış anlaşılmasın; günümüzdekilerin yeteneklerini sorgulamıyorum tabii ki.
Ortada 'futbol' olmayınca neyi yorumlayacaklar ki?
Passolig deseniz, benim gibi pek çok futbolseveri tribünlerden uzaklaştıran en büyük barikat.
TELEVİZYONUN SUÇU
Televizyonlarda hafta sonları yabancı ligler dahil en az 20 maçın yayınlanıyor olması da 'doz aşımı' yarattı. Eskiden bir Avrupa Kupası maçı yayınlanacak diye iki gün öncesinden çekirdek stoklardık.
Şimdi hafta sonu eğer bir maçı stadyumda izlemeye kalkarsanız, evinizde en az beş maçı izlemekten mahrum kalacağınızı biliyorsunuz.
Şiddet, futbolu öyle sarıp sarmaladı ki; bırakın tribünde beraber maç izlemeyi, aynı kahvehanede bile ezeli rekabet birlikte izlenemiyor.
NASIL ÖLDÜRDÜLER?
Futbol, tamamen 'puan ve para kazanma' odaklı ticari bir meta haline dönüştü.
Her takım aynı futbolu oynamaya başladı. 'Topa daha çok sahip olma' sevdası heyecanı öldürdü. 'Yemeyelim de nasıl olsa bir tane atarız' sığ mantığı, teknik direktörlerin beynine virüs gibi çöreklendi. 'Kontrollü oyun' ve 'Pas futbolu', bu güzel oyunun katili oldu.
Eğer televizyon yazarlığı yaptığım için spor programlarıyla ilgili gündemini yakından takip etme zorunluluğum olmasa, beIN Sports üyeliğimi çoktan iptal ederdim ama yapamıyorum işte...
Ve futbolla ilgili son bir dip not: Ukrayna ile oynanan hazırlık maçını içim parçalanarak izledim. Dört bir yanı yeşil olan Antalya'nın tek çorak yeri şehir stadının zemini... Yazık ki ne yazık...
EN SON HABERLER
- 1 Pis Yedili'nin Dilkopat'ı Güneş Zavrak tam estetik harikası oldu! İşte Dilkopat Güneş Zavrak'ın son hali...
- 2 Ümit Erdim ve Seda Erdim sessiz sedasız boşandı mı? Soyadını değiştirince takipçileri ayaklandı...
- 3 Tuba Büyüküstün'ün ikizleri Maya ve Toprak kocaman oldu! Babaları da çok ünlü bir oyuncu! Biri anneye diğeri babaya benziyor...
- 4 Yargı'nın savcı Ilgaz'ı Kaan Urgancıoğlu'nun kardeşi de çok ünlü! Meğer yakışıklı oyuncuymuş....
- 5 Eda Ece'den minik kızı Mina İpek ile yeni poz! "Minnoşumla günler böyle geçiyor"
- 6 İnci Taneleri'nin Azem'i Yılmaz Erdoğan'ın siz bir de gerçek kızı Berfin'i görün! Oyuncu olacak derken ters köşe yaptı!
- 7 Yargı'nın güzel yıldızı Pınar Deniz Cannes'da nefes kesti! Derin dekolteli büstiyeriyle tüm gözleri üzerine topladı...
- 8 Üçüncü kez ertelediler...Serkan Keskin ve Meriç Aral'ın düğün tarihleri belli oldu
- 9 Şevket Çoruh’tan güldüren ‘Serenay Sarıkaya’ esprisi
- 10 Türk Sineması'nın efsanesi Münir Özkul'un 93 yıllık ömrüne 4 evlilik sığdırmıştı! Hiç bilinmeyen oğlu ortaya çıktı!