Gerçek bir yorumcuyum diye Şehrazat beni seçti

Prodüktörlüğünü ünlü besteci Şehrazat'ın yaptığı Zeliha Sunal'ın yeni albümü 'Her Şey Çok Güzel Olacak', 21 Nisan tarihinde DMC etiketiyle müzik marketlerde yerini aldı. Şehrazat, bu albümde sadece prodüktör değil aynı zamanda styling, saç, makyaj ve kapak tasarımına kadar her şeyle bizzat ilgilendi. Albümde yer alan şarkılar Şehrazat ve Bülent Yetiş'e ait. Şarkıların düzenlemelerini ise genç kuşağın en iyilerinden biri olan Volga Tamöz yaptı. Zeliha Sunal da 'Her Şey Çok Güzel' olacak albümüyle birlikte büyük bir değişim içine girdi. Bunda Şehrazat'ın büyük payı olduğunu belirten Sunal ilginç bir açıklamada da bulundu: "Şehrazat benim gibi gerçek bir sanatçıyla çalışmak istediği için beni tercih etti!" En çok ekstraya giden sanatçıların başında gelen ve 42 dilde şarkı söyleyerek farklı bir kulvarda durmayı başaran Sunal'la iddiasını ve değişimini konuştuk.
ZELİHA SUNAL FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

Şehrazat'la bu albüm için biraraya gelme hikayeniz nedir?
Şehrazat'ın tercihiydim ben aslında. Benim derdim kadınlarla ilgili bir projeydi; Deniz Seki'ye gittim, Sezen Aksu'yla konuştum, "Kadın öyküleri anlatan bir proje yapalım" diye. Sonra Şehrazat ile tanıştık ve kendiliğinden gelişiverdi her şey.
Sizi bu projeye iten ne oldu?
Ben projesiz hiç albüm çıkarmıyorum. Şehrazat'ın yaptığı şarkı da günün konusuydu, şarkıda aldatılan kadının ikinci kadına sözleri var. Çok çarpıcıydı, vuruldum şarkıya.
Çok fazla aldatılan kadın öyküleri var etrafta, bu yüzden mi 'günün konusuydu' diyorsunuz?
Bundan altı-yedi ay önce, Nazire ile Hüsnü Şenlendirici olayı günün konusuydu. Çok sıkça rastlanan bir durumdu. Sonunda Şehrazat Hanım bana prodüksiyon teklifinde bulununca, her zaman böyle bir duayenle çalışamayacağım için kabul ettim.
KORSANDAN ÖNCE MP3 MAHVETTİ
Şehrazat Hanım'la daha önce birlikte çalışma şansınız olmuş muydu?
Hayır ilk kez oldu ama elektriğimiz tuttu sanırım. Gülben Hanım o sırada başkalarıyla çalışmaya karar vermişti, aralarında sanırım dava da vardı. İç dünyasını bilemem Şehrazat'ın ama o da sanırım artık gerçek bir yorumcuyla çalışmaya karar verdi (gülüyor).
Bu 'gerçek sanatçıyla çalışma' yorumu size mi ait, yoksa Şehrazat Hanım mı söyledi?
Hayır, bu tamamen benim yorumum.
Gerçek sanatçı ile şarkıcılar arasındaki ayrım nasıl yapılıyor?
Popüler insanlar çok iş yapıyormuş gibi görünüyor. Onlar her şekilde kazanıyor. Ve insanlar onların yaptıkları işleri yiyor!
Bu albümü çıkardığınız dönemde korkularınız oldu mu? Birçok iyi sanatçı da sizinle aynı dönemde albüm çıkardı...
Aslında benim albümüm çok önceden bitti. Ama Obama'nın Türkiye'ye gelmesinin ardından siyasi bir kaos vardı. Belki albüm seçimlerin olduğu zaman çıksaydı slogan olabilirdi, 'Herşey Çok Güzel Olacak' diye. Türkan Saylan'ın öldüğü ve dünyanın dibe vurduğu bir dönemde 'Herşey Çok Güzel Olacak' şarkısı iyimser bir şarkı oldu.
Dünya'daki global kriz sanat dünyasını da etkiledi. Siz de birçok dilde şarkı söyleyip en çok ekstra alan sanatçılardan birisisiniz. Bu durum sizi nasıl etkiledi?
Etkilendik tabii. Çünkü müzik piyasasında tıkanma başlayınca önce yorumcudan başlıyor; besteciler derken orkestrayı ve müzik şirketinin sahiplerini de etkiliyor. Ben krizin ilk başladığı zamanlarda New York'ta meydanda yürüyordum. Bir anda karton kutuların içinde eşyalarını alıp yürüyen insanlar gördüm. Yani işten ayrılanlar olmuştu ve birdenbire patladı her şey. O anda Türkiye'ye yansımasını düşündüm. Müzik sektörüne yansıması ise geçen yıl başlamıştı zaten.
80'li yıllarda çok fazla albümler satılırdı. Şimdilerde MESAM bile bir albüm 100 bin satınca ödül veriyor. Sektör bu duruma nasıl geldi?
Bence korsandan önce mp3'ler ortalığı perişan etti. Çünkü durumlar çok iyi değil. Aslında buna bir 'dur' denmeli. Herkesin evinde bilgisayar var.
Sanat camiası korsandan bu kadar şikayet ederken Emniyet Müdürlüğü'nün korsan icin verdiği mücadelede basın toplantısına kimse katılmadı. Bu da bir çelişki oluşturmuyor mu?
Bence gidilmeliydi. Çünkü gazeteci dostlarımız da bu tarz toplantılara kimin geldiğini önemsiyordu. En azından bu toplantılarda yer alsalardı, daha çok ses getirirdi. Ama bence çoğunun haberi yok bu toplantılardan.
Deniz Seki bu albümünüze destek veren isimlerden birisiydi. Onu cezaevinde görmeyi düşünüyor musunuz?
Gayet samimi olduğum, sevdiğim birisi. Dünyanın en temiz kalpli insanı ancak ziyaret edemedim. Tam olarak albüm hazırlıklarıma geldi, karmaşam vardı. Ben duygu ve kalp olarak onun her zaman yanındayım.
42 dilde şarkı söyleyebilen ender isimlerden birisisiniz. Daha kaç dil eklenecek bu duruma?
Hâlâ 42, çünkü yabancılarla olan çalışmalarımda düşüş var. Oysa ülkemize gelen yabancılarla mutlaka tanışır ve onların dillerini öğrenmeye calışırdım. Ancak Türkiye piyasasından çok çalıştığım için uzaklaştım. Ama kafama taktım birkaç dil daha ekleyeceğim Daha kaç dil var ki öğrenebileceğiniz? Olmaz mı, 73 tane daha dil var. Selçuk Alagöz, 73 tane dil biliyor. Ben daha ulaşamadım ona. Moğollar'a taktım, onları araştıracağım.
KÜRTÇE ŞARKI SÖYLERİM
Kürtçe şarkı biliyormusunuz?
Kürtçe şarkı biliyorum ama söylemiyorum çünkü o tarz programlara katılmıyorum. Eğer söylemem gereken bir yer olursa tabii ki söylerim. Her dil güzeldir. Ben Kürtçe'yi, Lazca'dan, Arapça'dan ayırmıyorum. Onu da bizim dillerimizden ayrı görmüyorum.
Peki, Ajda Pekkan'ın Kürtçe şarkı söylemesi çok eleştirildi. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence iyi yaptı. Ajda Pekkan'ın her zaman ulaşılmaz bir imajı vardı. Bununla birlikte en azından daha da çok ulaşılabilinir olduğunu düşünüyorum. Belli bir kesim onu yakın buldu. Bana kalsa ben de söylerim. Etnik dillerle ilgili bir proje yapsam Ermenice de söylerim Arapça da, Kürtçe'de...
İzzet Yıldızhan popçuların Kürtçe şarkı söylemesini eleştiriyor?
Aslında bizi bölüyorlar. Çünkü onlar iyi düşünsünler ki onlar da vaktiyle Türkçe'yi İstanbul Türkçe'siyle konuşmaya calışıyordu. Bir müddet sonra etnik konuşma çok matrak birşey gibi televizyonlarda konuşulmaya başlandı. Bu tarz lehçelerle konuşmak için ders alanlar; prim yapıyor diye böyle konuşmaya başladı.
Sanat camiasından çok fazla dostunuz yok neden?
Çünkü özel hayatım kendime ait. Tercihim her zaman evim ve eşimdi. Ben de biliyorum magazinsel olarak kendimi nasıl kullandırıp prim yatıracağımı ama ben huzur peşindeyim, bu camiadaki insanlardan da uzak duruyorum.
Magazin gündemindeki insanların bu kadar para kazanması sizi rahatsız ediyor mu peki?
Bazen oluyor tabii. Bazen olmadık sanatçılar olmadıkları yere geliyor. Örnek vermek istemiyorum, geçen seneki konserlere bakın ne demek istediğimi anlarsınız.
MUTLU EVLİLİĞİMİZİN SIRRI ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ
Şöhretli insanların evlilikleri neden hep çok kısa sürer? Siz nasıl koruyorsunuz evliliğinizi?
Biz kendimize hareket edeceğimiz bir alan ayırıyoruz. Özgür hareket alanımız, bir iş hayatımız ve bir de özel hayatımız var. Eşimle biz beraber çalışıyoruz. Benim için o orkestramın bir elemanı. Biz ancak evden içeri girince karı-kocayız.
Evde rekabet olmuyor mu?
Hiç olmaz. Ben öyle hissetmesini istemiyorum. 'Ben çok para kazanırım' diye havaya girerseniz, dengeler bozulur.