Son Güncelleme: Çarşamba 31.10.2012
Günümüzde iyi insan olmak çok zor
Şu sıralar vizyonda olan 'Uzun Hikaye' filminin genç oyuncuları Ushan Çakır ve Damla Sönmez, filmin iyi insan olabilmek ve sevebilmek üzerine kurulu olduğunu söylüyor: Günümüzde iyi insan olabilmek o kadar zor ki...
DAMLA SÖNMEZ: Yaptığımız işin çok fazla kişiye ulaşması, herkes gibi beni de mutlu ediyor. Rakam kalmıyor aklımda ama çevremden duyduğum kadarıyla iyi gidiyor film.
USHAN ÇAKIR: Gişe anlaşmamız olsaydı keşke! (Gülüyor)
D.S.: Sosyal medyada, özellikle Twitter'da o kadar güzel şeyler yazıyorlar ki, replikler kalmış insanların aklında. O çok güzel bir şey. Filmin, bir şekilde insanları etkilediğini görmek güzel.
D.S.: Bir dram ama bildiğimiz dramlardan değil. Çok iyi oyuncularla çekilmiş, çok iyi bir dönem hikayesi... Politik mesajlar veriyor gibi duruyor ama bence tüm politik unsurların dışında bir film; iyi insan olmak ve sevebilmek üzerine kurulu.
U.Ç.: Eşitlikten, adaletten ya da haktan bahseden bir durumu var filmin. Herkesin de bunlarla ilgili bir sorunu var. Özellikle adaletle... Twiter'dan 'Savaşa hayır' diyerek, savaşa karşı mücadele etmiş olmuyorsun. Orayı da kaşıyan bir yanı var filmin.
BABAMIN İZDÜŞÜMÜ GİBİYDİ...
D.S.: Ben çok seviyorum dönem işlerini. Size ait olmayan ama tanıdığınız duyguları ortaya çıkartarak ifade etmeye çalışıyoruz. Bir de dönem işi; kostümler ve mekanlar dolayısıyla daha oyuncaklı geliyor bana.
U.Ç.: Osman Hoca'nın (Sınav) dediği gibi, dönem filmleri geleceği anlatır; biz de filmde geleceği anlatıyoruz. Bizim babalarımızdan duyduğumuz, kitaplardan okuduğumuz şeyleri kostümlerle yaşatıyor olmak, o dünyaya girebilmek çok enteresan. Kostümlü fotoğrafımı çekip babama gönderdim. Babamın o dönem o kıyafetleri giydiğini görmek ve onları giymek çok farklı bir duyguydu. Onun izdüşümü gibiydi.
U.Ç.: Sevdi, şaşırdı. "O düğmelerin arası hep açılırdı" dedi. Kendisini gördü muhtemelen.
D.S.: Filmde canlandırdığım 'Ayla' karakterinin babasıyla kurduğu ilişkiden daha samimi bir ilişkimiz var. Babam; annesi ve babasıyla filmdeki gibi bir ilişki yaşadığı için beni kendisine daha yakın tutmaya çalıştı.
U.Ç.: Ben babamı çok severim. 'Büyüdüğümde onun gibi olsam keşke' diye düşünürdüm. Sonuçta her erkek çocuğun kahramanı babasıdır. Babamın yaşam biçimiyle benimki arasında çok fark var. Onlar tepkilerini, toplumsal olarak hareket ederek göstermişler; bizim mücadelemiz daha şahsi.
D.S.: Babam hep "Bizi 'Kimseye zarar vermeyin' diye büyüttüler. Biz sizi 'Aman yavrum dikkat edin, kimse size zarar vermesin' diye büyütüyoruz" der. Zor bir dönem yaşamışlar.
AİLEM GURUR DUYUYORDUR
U.Ç.: Ben Karşıyakalı'yım ve küçük bir yer orası. Gurur duyuyorlardır muhtemelen.
D.S.: Benim hep arkamdaydılar ama bazen şüpheye düştükleri oldu. Zaman geçtikçe o şüphelerinin azaldığını görüyorum. Benim ayaklarımın üstüne sağlam bastığımı gördükçe, tereddütleri azaldı.
U.Ç.: Ben özleyemem, geçmişi bilmiyorum çünkü. Ama daha sahici, daha temiz duruyor geçmiş. Mesela 'Geleceğe Dönüş' filminde önce 1955 sahnelerini çekiyorlar, sonra 1985 yılına gidiyor ya; o sahne çekimlerinde yine 1955 dekorunu kurup o dekoru pisletmişler. "Gelecek pis ve kalabalık olur" diyorlar. Günümüzde de öyle...
D.S.: Bunun çok net bir cevabı yok. Zor koşullarda yaşıyoruz. Dünyada savaş var, açlık var... Teknoloji almış başını gidiyor ama insan zihninin belli bir hızı var. Bir kaos yaşıyoruz ve bütün bunların arasında kendimizi duymuyoruz ki, karşımızdakini nasıl duyup anlayacağız. O kadar fazla dış etken var ki... İyi insan olmak da bunun üzerinden evrilen ve günümüz koşturmacasında çok zor bir şey bence.
HEMEN HER KADIN ÇİÇEĞE TAV OLUR!
D.S.: Ben çiçekle etkilenen kadınlardan değildim, hatta "Çiçek mi, ne gerek var. Çiçekler yerinde güzel. Niye etkileniyorlar ki bundan?" derdim. Ta ki o sahne için 'kayıt' denene kadar. Kayıt dendi, kafamı kaldırdım, gül yapraklarını görünce ben de gül yapraklarına doğru gidiyormuşum gibi hissettim. Çok etkileyici bir andı. Ayvalık'ta Küçükköy'de çektik o sahneyi. O sahneyi çektiğimiz gün çok rüzgarlıydı. Tüm kasaba gül yapraklarıyla doldu. O görüntü de çok güzeldi.
U.Ç.: Çok romantik bir hareketti. Hemen her kadının etkilendiği şeydir çiçek. Her kadın çiçeğe tav olur. Bir de çocuk balondan atıyor; daha ne olsun? Ben de olsam, ben de kaçardım bu çocuğa! (Gülüyor)
EN SON HABERLER
- 1 Çağla Şıkel’in estetik yaptırmadan önceki halini görenler şaşırdı! Kim der ki Çağla Şıkel!
- 2 Bahar’ın yıldızı Demet Evgar karavan pozu ile yine mest etti! Arada minik kızı Mavi'yi de paylaşan oyuncuya beğeni yağdı!
- 3 Kuruluş Osman’a Avusturya Dornbirn’de yoğun ilgi!
- 4 "Annen tanıyabiliyor mu bari?" Pis Yedili'nin Dilkopat'ı estetik harikası oldu! İşte Güneş Zavrak'ın son hali...
- 5 İdo Tatlıses'in ablası Melek Zübeyde ikizleri öpmeye doyamadı! 'Minik Tatlısesler'e hala ziyareti! Yasemin Şefkatli paylaştı...
- 6 Güzel oyuncu ile ünlü yönetmenin 11 yıllık evliliği meğer geçen yıl sessiz sedasız bitmiş! "Evlenmek kadar boşanmak da zor"
- 7 Burcu Biricik doğacak kızının adını doğum gününde açıkladı! 35. yaşını karnı burnunda kutlayan Burcu Biricik bakın kızına hangi ismi verdi...
- 8 Güzel şarkıcı Emel Müftüoğlu'nun kızı çıktı! İlk defa duyanlar şaştı kaldı! İşte Emel Müftüoğlu'nun şarkıcı kızı...
- 9 Dilan Polat cezaevinde kendini yaraladı! Avukatından dikkat çeken hamle! Dilan Polat tahliye mi olacak?
- 10 Eşi kendisinden ünlü çıktı! Yargı'nın Eren Komiser'i Uğur Aslan'ın 24 yıllık eşi öyle bir isim ki çok şaşıracaksınız!