Hande'ye olan aşkım hiç bitmeyecek

'Oh Oh' isimli yeni albümüyle müzikseverlerle buluşan Berksan; önümüzdeki günlerde Kutsi, Sibel Can ve Nükhet Duru'ya verdiği şarkılarla da adından söz ettirmeye hazırlanıyor. Genç şarkıcı, son albümünü ve yeni projelerini GÜNAYDIN'a anlattı...
Ünlü isimlere şarkılar veriyorsunuz ancak uzun süredir kendiniz albüm yapmıyordunuz...
Bundan önceki albümümle, 'Oh Oh' arasında iki yıl var. Bunun bir yılında konserler ve diğer albüm çalışmaları devam etti. Onun dışında zaten sürekli stüdyodaydım; hem kendi şarkılarım için, hem de sanatçı arkadaşlarımın şarkıları için. Ekranda olmadığım için insanlar ara verdiğimi sanıyor ama ara vermedim. Sonra Hande'nin (Yener) seslendirdiği 'Ya Ya Ya Ya' ile hızlı bir giriş yaptım.
Son yıllarda üretken yönünüzle ön plandasınız.
Aslında sürekli üreten bir adamım ben; 90'ın üzerinde seslendirilmiş bestem var. Fakat şarkılarımı bu kadar yoğun biçimde paylaşmıyordum. Bunun beni ne kadar heyecanlandırdığının yeni farkına vardım sanırım. Aslında hiçbir şey yazmadığım kısa bir süreç oldu. O sürede kalbim fazla doluydu galiba. Şimdi güçlendim. Ben hayatta üretebildiğim ve şarkı söylediğim zaman tatmin oluyorum.
AYAKLARIN YERE BASACAK
'Ya Ya Ya Ya' gibi popüler şarkıların bestecisi olarak, gördüğünüz ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu bir çılgınlık gerçekten; bu şarkının bu kadar ilgi göreceğini hiç tahmin etmiyordum. Ne ben, ne yapımcımız Polat Yağcı, ne de Hande Yener... Tabii insanın önce ayakları yere basacak ki, o yolda doğru yürüyebilsin. 'Ben ne büyük şarkı yaptım, 42 milyon kez tıklandı' diyerek evden çıkarsan, başın dönmeye başlar! Benim için bu şarkı, daha iyisini yapmam için teşvik oldu.
Farklı kulvarlardaki şarkıcılara da besteler veriyorsunuz. Artık herkes pop söylemeye başladı; bunu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında Türkiye'de; dönem dönem arabesk ve farklı müzik türleri popüler oluyor. Artık teknoloji hayatımıza işledi ve müzik de globalleşti. O yüzden folklorik müzik türleri, biraz gölgede kalıyor. Biz Batı'dan çok etkilenen bir toplumuz. Zaten müzik de tamamen Batı'dan etkileşimli olarak ortaya çıkıyor. Ben şöyle düşünüyorum; Sibel Can gibi farklı müzik türlerinde yorumculuk yapan değerli sesler, bence çok sesliliği ve keyfi artırıyor. Hatırlarsınız; rahmetli Müslüm Baba, pop türünde bir şarkı okuduğunda herkes çok beğenmiş ve etkilenmişti. Bu, bu konunun en güzel örneklerinden birisidir bence. Ben besteci olarak, sadece popüler müziğe yönelik besteler yapmıyorum. Mesela şu sıralar iki türkü çalışmam var. Umarım, değerli bir ses tarafından okunur ve müzikseverlere ulaşır.
UTANGAÇLIK İŞE YARIYOR
Siz farklı tarzda şarkı söylemeyi dener miydiniz?
Tabii ki. Aslında biz şarkı söyleyen yorumcular; türkü, Türk sanat müziği gibi pek çok daldan etkileniyoruz. Rock dinleyen adamı da türkü dinlerken görebiliyoruz. Sahne çalışmalarında Türk Sanat müziği ve özellikle türkü söylediğim oluyor. Türkü söylemek bana çok etkileyici geliyor bana.
Sanki müziğe ilk başladığınızda çekingen biriydiniz ve şimdi bu çekingenlik yok olmuş gibi...
Perdeyi araladım artık. (Gülüyor) Şöhret, ateşten gömlek gerçekten. Ben hâlâ şöhret basamaklarını tırmanıyorum; ünlü olmakla, şöhret olmak arasında fark var. Bence asıl şöhret; Ajda Pekkan'dır, Sezen Aksu'dur. İnşallah benim ismim de bir gün, insanların ailelerinin bir ferdi gibi anılır. İşte o zaman şöhret olmuşsun demektir. Belki bu utangaçlık, yolculuğumda benim işime yarıyordur.
Peki Hande Yener'le sevgili olduğunuz iddiası doğru mu?
Hande Yener, benim kıymetlim. Gerçekten tanıdığınızda, her şeyi hak eden birisi olduğunu görüyorsunuz. Zaten Allah onu çok özel yaratmış. Dünya normlarında bir şarkıcı. Benim ona hiç bitmeyecek bir aşkım var. Kalbim çarptığı sürece Hande'nin yanında olacağım. Benim ona aşkım, dostluk aşkı. Ona çok ama çok değer veriyorum.