Birkaç gün önce sosyal medyada bir dedikodu yayıldı: Ajda Pekkan yoğun bakımda.
Oradan internet siteleri alıntı yaptı ve 'yoğun bakım' konusu dijital arşivlerdeki yerini aldı.
Doğru mu?
Değil. Ama Ttwitter'ın hızı bazen haberin bile önüne geçiyor, istenmeyen durumlar oluşuyor. 'Yoğun bakımda' haberleri yayılırken, biz Ajda ile Sarıyer'de bir balıkçıda oturmuş keyif yapıyorduk.
AJDA DURMAZ!
Sohbet hayatın keyifleri üzerinde dönüp dolaşırken, zamansızlıktan yakındık.
Ben de "Bu kadar çok çalışmayın o zaman" dedim. "Olmaz" dedi, "Ajda'ya durmak olmaz... Bu hep Ferrari ile gitmek gibi; hep hız yapıyorsun, hiç sağa çekmiyorsun.
Zaten bir gün sağa çekersem lastik patlamış demektir." "Bir dakika" dedim, söylediklerini hemen peçetenin üzerine not aldım. Böyle yemeklerden peçete üzerine yazılmış ne notlar çıkar Ajda ile ilgili, bir bilseniz. "Yazarsak kitap olur" dedim, güldük...
İşin şakası bir yana, Ajda Pekkan'ın hayatına dışarıdan bakınca pek çok kişi "Niye bu kadar çok çalışıyor ki?" diye sorabilir.
Ama hayatın enerjisini yaptığın işten, ürettiklerinden almak diye bir şey var; onun için de bu geçerli.
Üstelik yeni projelerini duyunca, Ferrari'yi park etmeye niyetli olmadığını görüyorsunuz...
Çok yakında moda konusundaki çalışmaları gündeme gelecek.
Birkaç yıl önce başladığı moda serüveni bu kez başka bir mecradan, internet üzerinden devam edecek.
Ajda tasarımları artık internet üzerinden satışa sunulacak. Sonra ev tekstili ve kozmetik ile ilgili projeler sırasıyla hayata geçecek.
Yani Ajda içindeki değişik kadınların rengini, sesini; müzik dışında da haykıracak...