‘Hayat okulu gibi 100 hafta geçirdik’

SERKAN BİNİ Cİ (Yönetmen)
'Beş kızı 720 aday arasından seçtik'
Üç yıl önce çekimlere iyi bir hazırlığın ardından başlamıştık. Çekimler öncesi beş kız karakterimiz için tam 720 kız oyuncu ile görüştük, tek tek deneme çekimleri yaptık. Bu noktaya geleceğimize en başından itibaren inanmıştık. Sonucu görmek bize ayrı gurur veriyor. Diğer sezonlarda da başarıyı elden bırakmadan ilerlemek istiyoruz.
Çekimlere başladığımızdan beri askere gidip gelen, evlenen, çocuğu olan oldu. Mesela benim çocuğum da bu süreçte doğdu.
ALEYNA SOLAKER (Meral)
'Dizi seti beni olgunlaştırdı'
100 haftayı anlatsam sabaha kadar sürer. Günlerimin çocuğunu dizi setinde geçiriyorum, güzel anılarımız var. Haftalardır iyi, kötü her şeyi birlikte yaşadık. Bir tık daha çocuktum ve heyecanlıydım, set beni olgunlaştırdı.
Bu zamana kadar çektiklerimiz arasında beni en çok etkileyen sahne; dizide annemi canlandıran karakteri çöplükte bulduğum sahneydi. Keyif alarak çektiğimiz, gülmekten odaklanamadığımız sahneler çok oldu.
Hepimizde 100'üncü bölüme ulaşacağımız inancı vardı. Dışarıda beni gören teyzeler, bazen bana kızabiliyor rolümden dolayı. O kadar cana yakınlar ki bizi ailelerinden görüyorlar, "Kızım gel öpeyim seni" diyorlar. Sette aile gibi olmamız diziye başarı getiriyor.
BİRAN DAMLA YILMAZ (Eylül)
'Sakarlığıma çok gülüyoruz'
Çekimlerde çok eğleniyoruz, çok güldüğümüz anlar oluyor. Mesela ben çok sakarım. Sahneleri çekerken mutlaka montumu ya da çantamı bir yerlere çarpıp bir şeyleri devirebiliyorum. Böyle durumlara çok gülüyoruz. Çok eğlenceli bir 100 hafta geçirdik. Aile gibi olduk. Birbirimizin ruh halini bakışlarımızdan anlıyoruz artık.
Ben gerçek hayatta da 'Eylül'e çok benziyorum. Ama onun gözü benden daha kara.
Dışarıdan aldığımız tepkiler çok güzel. Yolda-sokakta bizi görünce çığlık atıyorlar. Geçenlerde beni duygulandıran bir an da yaşadım. AVM'de gezerken küçük bir kız çocuğu benimle fotoğraf çektirmek istedi. Çektirdikten sonra giderken "Hayallerimi gerçekleştirdim sayende, çok teşekkür ederim" dedi. Bu cümleyi duymak bile yetiyor insana
SERKAN BİNİCİ (Yönetmen)
'Beş kızı 720 aday arasından seçtik'
Üç yıl önce çekimlere iyi bir hazırlığın ardından başlamıştık. Çekimler öncesi beş kız karakterimiz için tam 720 kız oyuncu ile görüştük, tek tek deneme çekimleri yaptık. Bu noktaya geleceğimize en başından itibaren inanmıştık. Sonucu görmek bize ayrı gurur veriyor. Diğer sezonlarda da başarıyı elden bırakmadan ilerlemek istiyoruz.
Çekimlere başladığımızdan beri askere gidip gelen, evlenen, çocuğu olan oldu. Mesela benim çocuğum da bu süreçte doğdu.
GÖKÇE AKYILDIZ (Songül)
'Bu süreçte evlendim'
Dönüp bakınca üç yıl geride kalmış. Çok fazla anı biriktirdik. Ekran karşısında büyüdük.
Çekerken unutamadığım çok sahne var. Özellikle yetimhane sahnelerini çok özlüyorum. Birçok sahnede zorlandım çünkü duyguları ağırdı.
'Kırgın Çiçekler' bana çok şey kattı. Dizi çekimleri sürecinde dünyaevine girdim, şimdi de hamileyim, bebeğim olacak. Burada büyüdüm, büyük dostluklar kazandım, kendimi çok geliştirdim. Umarım bundan sonraki kariyer hayatımda bu dizi gibi büyük projelerde yer alırım.
ÇAĞLA IRMAK(Kader)
'Seyirci bazen bize kızıyor'
Hayatımın en uzun soluklu projesi. 100 hafta aynı insanları görmek çok farklı bir his. Okul gibi oldu bana, acayip tecrübe kazandırdı. Kendimi çok iyi hissediyorum.
Çekimler boyunca çok güzel haftalarımız oldu. Yorulduğumuz zamanlarda birbirimize destek olduk. 100 hafta çok renkli geçti.
'Kırgın Çiçekler', tiyatro eğitimimden sonra bana oyunculuk anlamında çok şey kattı. Çok hızlandım. Duyguya bürünmekte artık zorlanmıyorum.
Dışarıda güzel tepkiler alıyoruz. Yanaklarımızı sıkıp üzerimize atlıyorlar. Bazen rollerimizin etkisine kapılıp bize kızanlar da oluyor.
HAZAR MOTAN (Cemre)
'Reyting korkusu yaşamıyorum'
Gönül bir 100 bölüm daha çekmek istiyor. Biz birbirimize çok alıştık. İnanamıyoruz 100 bölümdür ekranda olduğumuza, çok mutluyuz.
Unutamadığım bir sürü sahne var. Mesela uçurum sahnem... Benim için çok farklı bir tecrübeydi. Belki de hayatımda yaşayamayacağım bir ortamda, bir durumun içindeydim orada. Rolüm gereği annemi, babamı kaybetmiştim. O sahnenin etkisinden uzun süre kurtulamamıştım.
'Kırgın Çiçekler', işten ziyade hayat okulu oldu bize. Nerede, nasıl davranmamız gerektiğini öğretti. Dışarıda her yaştan seyirci yanımıza gelip bize sarılıp diziyi soruyor; samimi ve sevecenler.
Piyasada reyting korkusu var fakat benim oyuncu olarak böyle bir endişem yok. Ben daha çok oyunculuğuma odaklanıyorum. Sahnemi çekerken hep en iyisini yapmaya çalışıyorum.