Cumartesi 11.10.2015
Son Güncelleme: Pazar 11.10.2015

Hayatımda biri yok, belki 60 yaşımda aşık olurum!

'Kiralık Aşk' dizisinde canlandırdığı çılgın 'Neriman' karakteriyle dikkat çeken Nergis Kumbasar: Hayatımda şu an bir erkek yok. O boşluğu işlerimle dolduruyorum ama bu, hayatımda kimse olmayacak demek değil; bakarsınız 60 yaşımda aşık olurum

Dedesi, babası ve erkek kardeşi kardiyoloji doktoru olan Nergis Kumbasar'ı yıllardır Mehmet Ali Erbil'in eski eşi olarak andık durduk... Halbuki bu esnada mankenlikten gelen geçmişini silip bir anda ekranların aranılan oyuncusu haline geldi. 'Mankenden oyuncu olur mu?' diye birçok tartışma yaşandı bu ülkede ama oyunculukta öylesine başarılı bir ivme yakaladı ki, kimse kendisine bunu sorma gereği duymadı. Şu sıralar 'Kiralık Aşk' dizisinde canlandırdığı çılgın 'Neriman'la alkışların en büyüğünü topluyor. Kumbasar'la, yıllar sonra bir anda gelen bu ilgiyi ve hakkında merak edilenleri konuşmak için İstinye'deki evinde buluştuk...

KÜÇÜKKEN BALERİN OLMAK İSTİYORDUM
Yer aldığınız projelerde karakterlerin hep birbirine yakın tarafları var gibi...
'Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'ndaki rolle oyunculuğa başladım ama sonrasında komedi projelerinde yer aldım. Aslında hangi rol gelirse ve neyi beğenirsem onunla alakalı biraz da bu. Şimdi daha yeni yeni insanları kalıplara sokmayı bıraktılar. Bundan sonra bir dramada da esip gürleyebilirim.
Komedyen bir kadın olarak anılmak iyi bir şey değil mi?
Komedinin çok zor olduğunu düşünüyorum, o yüzden bence çok iyi bir şey. Hem senaryo yazarken, hem oynarken insanları ağlatmak daha kolaydır ama komedi tam tersi oldukça zordur. İnsanlara o kahkahayı attırmak her yiğidin harcı değil.
Siz normalde komik misiniz? 'Ben şöyleyim, ben böyleyim' demem ama yakın çevrem komik olduğumu söyler. Gözlem yeteneğim vardır, insanların karakterlerini iyi analiz ederim, sonrasında mimik ya da söz olarak kendime uyarlarım. Son oynadığım 'Kiralık Aşk'taki 'Neriman'ı geliştirmek için yakın çevremde gözlemlediğim şeyleri kullanıyorum. Arkadaşlarım anlıyorlar, bazen bende kendilerini görebiliyorlar.
'Güzelliği kenara bıraktım, artık oyunculuğumla anılıyorum' diyor musunuz?
Küçükken balerin olmak istiyordum, konservatuvar sınavını iyi dereceyle kazandım ama ailem 'Bu meslek kısa ömürlü, başka bir şey yap!' dedi. Ben ağlaya ağlaya babamın aldığı bir çift patene tav oldum, sonra mankenliğe geçtim. Zaten güzelliğimin farkındayım ama artık benim işim oyunculuk önemli. İlle de 'Şahane çıkayım, oyunculuğum ikinci plana düşsün' demem. Mankenlikte elbiseyi, oyunculukta da canlandırdığım karakteri en iyi şekilde göstermek istedim hep. Ama insanlara da hak vermek lazım; zamanında başlarına bir şey gelmişse, daha sonra titizleniyorlar diye düşünüyorum. Tabii, ben çok umursayan bir tip değilim.
Oyunculuğa geçen insanlar mankenlik günlerinden bahsetmeyi sevmez. Sizdeyse durum tersi...
Mankenlik de çok güzel bir meslek ve benim yaptığım zamanlar piyasa şimdiki gibi değildi. Mankenler o dönem ayrıca reklamlarda da oynarlardı ve ben bir reklam kuşağında, kendimi üç farklı reklamda görürdüm. Oyunculuğu hep severdim ama mankenliğin yeri ayrıdır.
Aileniz, delikanlı tavrınız kırılsın diye sizi zarafet kursunu yolluyor, oradan manken olup çıkıyorsunuz...
Bizim gençliğimizde çok fazla marka yoktu, gidip Amerikan pazarından alışveriş yapardık. Tabii o dönem, lastik ayakkabı ve blue jean giydiğim için ailem birazcık halim tavrım törpülensin ve daha zarif hareket edeyim diye beni kursa yazdırdı. Gerçi bale de yapmıştım, öyle kaba saba hallerim yoktu ama topuklu ayakkabıyla nasıl yürünür, mine etekle arabadan nasıl inersin gibi adab-ı muaşeret dersleri aldık. Ortama uygun davranabileyim diye annem istemişti. Mankenlik hedefimde yoktu ama fikrim değişti.

ARADAKİ ÇOCUK FAKTÖRÜ ÖNEMLİ


'Kiralık Aşk'taki rolünüz size çok yakışmış...
Bu karakteri de bu yaşımda oynayabilirdim ancak. Kadın hem arıza, hem abartılı bir karakter... Zaten komedide de biraz karikatürize etmek gerekiyor. Genelde herkes beğendi ama arada 'Abartılı olmuş' diyenler de var. Muhakkak olacak zaten ama yüzde 90'ı 'Çok güzel' diyorsa; iş iyi demek.
Mehmet Ali Erbil size oyunculuk adına bir şeyler öğretti mi?
Tabii ki, her sorduğumda fikir verir. Zaten onun yanlış vurgulara hiç tahammülü yok. Açar telefonu "Şurada hata yaptın" der.
Eski karı-koca olarak iletişiminizin bu kadar kuvvetli kalmasını nasıl sağladınız?
Bu aşkın bitmesiyle de çok alakalı, artık o gözle bakmadığın için iletişimin de daha dostluğa-arkadaşlığa dönüşüyor. Ama ikimiz de hiçbir zaman kavgacı tipler olmadık. Karşındaki sana doğru düzgün davranınca sen ne kadar arıza çıkarabilirsin ki? Tabii ki çocuk faktörü de çok önemli. Yasmin olmasaydı böyle olur muydu bilemiyorum.
Yasmin, anne ve babasının şöhretli olmasının avantajından hiç faydalanmaya çalıştı mı?
Hayır, hiç öyle bir çocuk değil. Dün akşam gittiğimiz lokantanın sahibi de, "Ne kadar düzgün, ne kadar hanımefendi bir kız yetiştirmişsiniz" dedi. Ünlü çocuğu olmanın şımarıklığını asla yaşamadı.
Sürekli eski eşiniz Mehmet Ali Erbil'le anılmanız rahatsızlık hissettirmiyor mu?
Yoo, ben istesem ve hayatımda biri olsa onunla da gözükebilirim. Benim de erkek arkadaşlarım oldu, ben de gezdim ama sevgilimle herkesin gittiği yere gitmiyordum ve çok güzel yakalanmıyordum.
Peki sürekli Mehmet Ali Erbil'le anılmanız hayatınızdaki insanı rahatsız etmedi mi?
Hiç etmedi. Erbil de, ben de birbirimizle anılmayı çok kanıksadık. Hayatımdaki insan da, basının sürekli benim eski eşimle anılıyor olmama takılmadı. Çünkü benimleyken, basının dayattığı şeylerin gerçek olmadığını görüyordu.
Ünlü boşanmalarında çok sık duyduğumuz bir olay vardır; o da velayet ve nafaka mevzusu... Sizde hiç duymadık bu konuları...
Bu, iyi ya da kötü kalpli olmakla alakalı bir şey... Bizim ilişkimizin buraya gelmesi, Erbil'in kişiliği ve benim kişiliğimle alakalı. Paranız var, kazanıyorsunuz ama çocuğunuzun nafakasını, okulunu ödemiyorsunuz. Erbil iyi bir adamdır, bizim aramızda hiç mevzusu olmadı bu konuların.
Evliliğinizin bitmesinin özel bir sebebi var mıydı?
Tabii ki bir sürü şeyler oluyor, birtakım şeyler su yüzüne çıkıyor, çapkınlıklar vesaire... Bir zamandan sonra gerçekten aynı lisanı konuşmamaya başlıyorsunuz. Şimdi aynı dili konuşuyoruz ama evlilikte olmadı bu. Kavgasız gürültüsüz, çocuklar rahatsız olmadan bitti bizim evliliğimiz, doğal sürecinde gitti her şey.
Şimdilerde hayatınızda özel biri var mı?
Aman aman! Hayatımda erkek yok, çalışmayı çok seviyorum. Hayatımdaki o boşluğu işlerimle dolduruyorum ve mutluyum. Bir sürü aşk yaşadım ama bu biraz da yaşla ilgili. Hayatta belli dönemlerden geçersin ama bu hayatımda kimse olmayacak demek değil; bakarsın 60 yaşımda aşık olurum.
ERBİL BANA 'HEY STAR' DİYE SESLENİYOR
'Kiralık Aşk' dizisiyle gelen ilgi sizi şaşırttı mı?
Şaşırttı. 'Eyvah Kızım Büyüdü' ve 'Acemi Cadı' dizilerinde oynarken de çok seyircimiz vardı, yolda çeviriyorlardı. Ama bu dizideki çok değişik bir ilgi, beni çok şaşırttı. Hatta "Hey star ne yapıyorsun?" diyerek Erbil (Mehmet Ali Erbil) dalga geçti benimle. Yolda çeviren insanlar; "Çok beğeniyoruz, çok başarılısınız" dediklerinde, boş bulunup "Gerçekten mi?" diyordum. Bu seferki ilgi değişik geliyor.
Bu kıvama nasıl geldiniz?
Biraz tecrübeyle. Hep ustalarla çalıştım. Ben öğrenmeye açık bir insanım, çok soru sorarım, çekinmem.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.