Cuma 23.03.2013
Son Güncelleme: Cuma 22.03.2013

Hayattaki acıdan seyirlik yapılmaz

Son filmi 'Jîn'de Kürt sorununu masalsı bir dille anlatan Reha Erdem: Sabah kurmaca film çekerken, akşam haberlerde insanların öldürüldüğünü öğreniyoruz. Ortalık militarist filmlerden geçilmiyor. Yaşananları birebir canlandırmak ayıp

Geçtiğimiz ay Berlin Film Festivali'nde gösterilen, hemen ardından Türkiye prömiyeri de !f İstanbul'da gerçekleşen Reha Erdem'in yeni filmi 'Jîn'; Kürt bir gerilla kızın ayakta kalma savaşını anlatıyor. Yönetmen Erdem; filminin perde arkasını Sinema dergisinden Senem Erdine'ye anlattı...
Jîn; Kürtçe'de hem kadın, hem de hayat anlamına geliyor. Bu bilgi ne kadar etkili oldu?
Kürtçe güzel bir dil çünkü 'hayat' ve 'kadın' tek bir kelimede buluşmuşlar. Fakat yazılışları farklı; i'yi noktayla yazdığınızda kadın, şapkalı olarak yazdığınızda hayat anlamına geliyor. Bizimki şapkalı, yani hayat anlamında...
FİLMLERİMDE POLİTİKA HEP VAR

Peki, Kürt sorunuyla ilgili bir film çekme fikri nasıl ortaya çıktı?
Bu konuyla ilgili bir film çekmeyi çok uzun zamandır istiyordum. 'Jîn' yaşlarındayken, ben de politikanın içindeydim. Militan filmler çekiyorduk. Sonra bazı filmlerimiz yakalandı ve ses bantları değiştirilerek propaganda filmi olarak gösterildi. Oysa bence iyi bir filmin ses bandını değiştirseniz bile anlamı değişmemeli. Hele ki isyankar bir filmse... Bunu şu yüzden anlattım; aslında benim bütün filmlerimde politik unsurlar var. Hatta en politik filmim 'Korkuyorum Anne'dir. Oradaki 'koca' çocukların, ana-babalarıyla kurdukları ilişki, ebeveyne karşı çıkamama ve hesap soramama halleri... Darbecilere, generallere 'baba' korkusuyla zorunlu yakınlık duyanlar, annesine benzemeyen kadını kadından saymayanlar vs. Fakat bazı insanlar için politik sinemanın tek biçimi var: Hazır, hap 'cevapları' olan, net önermelerle dolu, sansasyonel formlu mesaj topları... Ben ise böyle bir sinema yapmıyorum.
GERÇEKLİKTEN HAZZETMEM
Filmin seyirciden nasıl tepkiler alacağını düşünüyorsunuz?
Jîn'le ilgili duymaya en tahammül edemediğim soru; "Bu film tarafsız mı?" Yıllardır hepimizin tanıklık ettiği, birinin diğerini ezdiği net bir süreç var. Haksızlık ve şiddet söz konusu olduğunda, tarafsızlıktan bahsetmek mümkün olabilir mi? Fakat ne yazık ki böyle sorularla karşılaşıyorsunuz.
Fakat tüm bu tartışmaların; Kürt sorununun sinemada nasıl ele alınabileceğiyle ilgili zihin açıcı bir tarafı da yok mu sizce?
Evet, olayın bu tarafı beni gerçekten heyecanlandırıyor. Özellikle 'Jîn'i çekerken sanatta 'gerçekçilik'ten neden hiç hazzetmediğimi bir kez daha anladım. Sabah kurmaca bir film çekiyor, akşam otele geldiğimizde; haberlerde insanların ölüm haberlerini görüyorduk. Bunu gerçekçi şekilde ele almak, sinema perdesinde birebir canlandırmak, bunu bir gösteriye çevirmek bana çok ayıp geliyor. Bence hayattaki acıdan seyirlik yapılmamalı. Bakın; ortalık içi 'kahramanlarla' dolu, militarist filmlerden geçilmiyor. Hayattaki trajediyi; ancak gerçekçi ilüzyona bulaşmayan bir form üzerinden ele alabilirsiniz. Belki o zaman acılığını hissettirebilirsiniz. 'Jîn'de de bunu 'masal' yoluyla yapmaya çalıştık.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.