Perşembe 02.10.2015

Hem film çekmek, hem çocuk yapmak istiyorum

Oyuncu ve yönetmen Tuğrul Tülek, beş yıl sonraki hayallerini anlattı: Bir film çekmiş olmayı ve bir de çocuk sahibi olmayı istiyorum. Ben son yıllarda dinginleştim ve bunun devam etmesini istiyorum. Çok büyük, korkunç hırslarla hayatımızı karartmanın anlamı yok

'İki Kişilik Yaz' oyunundaki performansıyla herkesi kendisine hayran bırakıp Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri'nde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu ödülünü kucaklayan Tuğrul Tülek, şu sıralar bir hayli yoğun. Önümüzdeki dönemde kendisinin yönettiği 'Özel Kadınlar Listesi' isimli oyunla tekrar gündeme gelecek olan ünlü oyuncu, projeleri ve kendisiyle ilgili bilinmeyenleri Esquire dergisine anlattı...
Hikayeniz nasıl başladı?
Bursa'da doğdum ve ilk üniversitemi bitirene kadar bu kentte yaşadım. Annem evi çekip çeviren, dikiş dikerek ekonomik olarak özgürleşen, el becerisi güçlü bir kadındı ve hayattaki rol modellerimden biri oldu hep.
SAHNEDE HİÇ UTANMAM
26 yaşında İngilizce öğretmenliği yaparken konservatuvar sınavına girerek hayatınızı değiştirmişsiniz...
'Konservatuvarda okuyacağım' dediğim zaman, ailem bu düşüncemi sıcak karşılamamıştı. Garantisi olan bir işim olsun istedikleri için İngilizce öğretmeni oldum. Ancak konservatuvar hep aklımdaydı. Kendi yaşımdaki insanların oyunculuk kariyerine başladığı yıllarda, konservatuvarda okudum.
Tiyatro aşkınız nasıl başladı?
His olarak nereden geldi bilmiyorum ama bir şey üretmek, yaratmak hissi hep vardı. Çok yakın arkadaşlarımın dışında çok rahat bir adam değilim ama sahnede hiç utanmam yoktur.
'İki Kişilik Yaz' için "Mutlu değil, umutlu bir hikaye" diyorsunuz. Umut hep var mı?
Umudumuzu kaybedersek, yaşamımızın bir anlamı olmaz. Ülke ve coğrafya olarak çok zor zamanlardan geçiyoruz ve bizi ayakta tutacak en önemli his, umut. Mutluluk gelip geçici bir his çünkü. Kastettiğim umut, her şeyin daha iyi ve güzel olacağıyla ilgili mücadele etme hali. Bu yüzden 'İki Kişilik Yaz'ı çok seviyorum.
KENDİ BİLDİĞİM YOL EN İYİSİ
'İki Kişilik Yaz' dışında, yönetmenliğini üstlendiğiniz 'Özel Kadınlar Listesi' isimli oyun da önümüzdeki aylarda izleyiciyle buluşacak. İyi oyuncudan iyi yönetmen de olur mu?
Aslında hayır; ikisi farklı. Oyuncu olarak bir projede sorumlusu olduğunuz alan, size ait olan bölüm. Onu en iyi şekilde oynamaya çalışırsınız. Yönetmen olduğunuzda ise bütün resim size ait oluyor. Bu hem şahane bir şey, hem de büyük bir sorumluluk duygusu gerektiriyor. Normalde oyuncusu olduğum projeden bir hafta önce kabuslar görmeye başlarım ama 'Özel Kadınlar Listesi'nin sahnelenmesine daha bir ay olmasına rağmen kabuslar görmeye başladım.
39 yaşındasınız. Bu yaşa kadar hayattan neler öğrendiniz?
Burnunun dikine gitmekten bahsetmiyorum ama kendi bildiğim yolun en iyisi olduğunu öğrendim. Bir de çok klişe gelebilir ama siz neyseniz 'o'sunuz. Oynamanın gereğinin olmadığını, bunun aslında kişiye daha çok zarar verdiğini öğrendim.
Beş yıl sonra kendinizi nasıl bir fotoğrafta görüyorsunuz?
Bir film çekmiş olmayı ve bir de çocuk sahibi olmayı istiyorum. Bu yaz, çocuklu arkadaşlarımın yanında bunu hissettim. Açıkçası üç aşağı beş yukarı, bu yaşa geldikten sonra size neyin iyi, neyin kötü geldiğini anlıyorsunuz. Ben son yıllarda dinginleştim ve bunun devam etmesini istiyorum. Çok büyük, korkunç hırslarla hayatımızı karartmanın anlamı yok.

BU İŞ SABIR GEREKTİRİYOR
Sizi önümüzdeki Mart ayında, komedi filmi 'Şeytan Tüyü'nde de izleyeceğiz. Komediyle aranız iyi mi?
Tiyatroda komedi diye adlandırılan oyunlarda oynamasam da komedisi yoğun olan oyunlarda oynadım.
31 yaşında tiyatro yapmak için İstanbul'a geliyorsunuz ve DOT'ta başlıyorsunuz ve alanınızda en önemli ödülün de sahibi oluyorsunuz. Sizce şanslı biri misiniz?
Evet, çok şanslı hissediyorum kendimi. İstanbul'a geldiğimde 31 yaşındaydım. Bir anda DOT'ta başladım ve bir oyunla birkaç yıllık adım attım. Bu çok büyük bir şanstı. Bana kalırsa daha çok ne istediğinizle ilgili bir şey. Hemen şöhret olmak istiyorsanız, farklı adımlar atarsınız. Ama tiyatro sabır işidir.
Ünlülerin üzerinde büyük bir baskı var. Kişinin böyle bir derdi olmasa bile, 'Bu oyuncu da bir türlü başrolü kapamadı' denebiliyor... Elbette var ama bu sadece bizimle alakalı değil. Hatta bu daha çok sektörde olmayan insanlarda var.

ÖFKELİ BİR ADAMKEN SAKİN BİR ADAMA DÖNÜŞTÜM
'İngilizce öğretmeni Tuğrul olarak kalsaydım, ne olurdu?' diye düşünüyor musunuz hiç?
Düşünüyorum ama belli de olmaz. Hayat insanı öyle bir yere getirir ki, tekrar İngilizce öğretmenliği yaparım.
Mutlu sonlara inanır mısınız?
Tabii inanırım ama mutsuzlara da inanırım.
Herkesin hayatla alıp veremediği bir şeyler var. Sizinkiler neler?
Benim en büyük derdim, hep birlikte daha yaşanabilir ve özgür bir dünyada yaşamak. Bu, dünya için küçük olabilir ama benim için büyük bir şey.
Değiştirmeye çalıştığınız özellikleriniz var mı?
Evet, değiştirmeye çalıştığım taraflarım var. Daha öfkeli bir adamken daha sakin bir adama dönüştüm. Hatta şimdi de, fazla uzlaşmacı olduğumu düşünüp onu değiştirmeye çalışıyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.