Giriş Tarihi: 5.11.2016

Hep dekoratör olmak istedim

Bebek’teki yeni evini A’dan Z’ye kendisi dekore eden ünlü moda tasarımcısı Siren Ertan: Çocukluğum boyunca dekoratör olmak istedim. Tüm okul defterlerime ev krokileri çizerdim. Ne tasarlarsam tasarlayayım; asalet ve zarafet başrolde olmalı

Cemiyet hayatında zarif görüntüsü ve şıklığıyla dikkat çeken ünlü moda tasarımcısı Siren Ertan; Bebek'te, A'dan Z'ye kendi dekore ettiği yeni evinin kapılarını ilk kez Şamdan Plus'a açtı. Gökhan Çarmıklı'dan boşandıktan sonra kendine yeni bir hayat kuran ve birkaç ay önce de Bebek'teki yalı dairesine yerleşen Ertan, çok mutlu olduğunu söylüyor. Yeni hayatındaki mutluluğunu, işadamı Ersin Kayalar ile yaşadığı aşkla perçinleyen Ertan; yeni evini ve kariyerini Şamdan Plus'a anlattı.
20 yıldır İstanbul'da yaşıyorum ve Bebek'te ya da yakın bir yerde oturma arzum hep vardı. Çünkü sahilde deniz kokusu ve yüzüme çarpan rüzgar ile yürümeyi, araçsız dolaşıp manavdan, şarküteriden alışveriş yapmayı, waffle ya da dondurma yemeyi, köpeğimle vakit geçirmeyi, Bebek kafelerinde kahve içmeyi çok severim. Bu yüzden yeni yuvamı seçmem gerektiğinde ilk aklıma gelen semt Bebek oldu.
ANTİKALARI ÇOK SEVERİM
Ben çocukluğum boyunca dekoratör olmak istedim. Tüm okul defterlerime ev krokileri çizer, içlerini doldururdum ama 9 Eylül Üniversitesi'nde iç mimari bölümü yoktu. Bu yüzden moda tasarımına yöneldim ve tekstil tasarımı bölümünde okudum. Ama aklım hep dekorasyonda kaldı. Bu nedenle de vakit buldukça bu alandaki kurslara katıldım.
Yeni evimde çok sevdiğim eski parkeler dışında pek bir şey bırakmadım diyebilirim. Yerleşim planı ve ürün seçimleri ile evimin tüm dekorasyonu bana ait. Zaten çok fazla yeni mobilya da almadım. Eski evlerimin eşyalarını kullandım. Tıpkı gardırobum gibi; ben eşyalarımı uzun yıllar kullanmayı seviyorum ve zamansız parçalara yatırım yapmayı tercih ediyorum.
Bu eve ilk girdiğim gün şöyle demiştim: "Her gün işten gelip çantamı, şuraya yerleştirdiğim koltuğa bırakıp balkona yürüyeceğim. Kendime bir cafe latte söyleyip puromu yakacağım ve bakmaya doyamadığım Boğaz'ı seyre dalacağım." Bu dediğimi her gün yapıyorum çok şükür...
Eskiyi, antikayı çok severim. Ailemin evinden ilk bekar evime ve oradan da bu evime kadar bu hep böyle oldu. Antikacıları dolaşır parçalar toplarım. Koleksiyonlarıma ilave olabilecek bir şeyler aldığımda ise mutluluğuma diyecek yoktur. Kendi çapımda hat koleksiyonum var. Özellikle Arap alfabesi, Osmanlı hat sanatı, tezhip sanatı, bazılarının anlamları, derinliği beni her zaman çok etkilemiştir. Mavi opalin topluyorum. Paris'teki ünlü sanat galerilerinin 1940-1980 yılları arasında açtıkları resim sergilerini içeren poster koleksiyonum da var.
Benim için insanlar çok önemli olduğundan konut projesi yapmayı isterim herhalde. Çünkü kişilerin evleri onlar hakkında birçok ipucu verir ve imajları için önemlidir. Tıpkı kıyafetleri gibi... Ancak çok seyahat ettiğim ve çok otel gördüğüm için bir otel fikri de bana çok yakın. Ne tasarlarsam tasarlayayım, tıpkı kıyafet tasarımlarımda hedeflediğim gibi; zarafet ve asalet yine başrolde olmalıdır.
KADINLARIN SMOKİNİ OLMALI
Her meslek gibi benim kendi mesleğimin de zorlukları var. Bu iş, aşk olmadan yapılabilecek bir iş değil. Tamamen müşteri memnuniyetine dayanır ve ilk geldiğinde sadece bir hayal sunarsınız. Benim işim biraz ressamlık, biraz heykeltıraşlık, biraz da psikologluktur ve ben sabrıyla ünlü biriyim...
Kişinin bir stilinin olması gerçekten o kişiye değer katar. Ancak hayatınızla uyum sağlaması ve süreklilik göstermesi çok önemlidir. Bu nedenle içinizden gelerek giyinmeye dikkat edin derim.
Günlük hayatımda planlı biri olmama rağmen uzun vadeyi düşünmüyor olmam beni de çok şaşırtıyor. Hayatımda uzun vadeli plan yapmadım. Hayat da bunu öğretiyor zaten.
Gardırobumu yazlık-kışlık olarak düzenlemem. Her an, farklı iklimlerdeki, dünyanın herhangi bir noktasına gidebilecek düzendedir giyinme odam; açık, pratik, düzenli.
Ben şehirli her kadının gardırobunda bir smokin olmasından yanayım. Şık ayakkabılar, kaliteli çantalar, zamansız vintage ve klasik kıyafetler her daim kurtarıcılarımdır. Yıllarca hiç alışveriş yapmadan giyinebilirim. Çünkü her bir parçayı bir koleksiyoner gibi itina ile seçerim. Gardırobuma eklektik bir yapı diyebiliriz. Tıpkı evim gibi...
ÇOK ÖNEMLİ BİR İŞ YAPMIYORUM
Moda hayatımın sadece bir parçası. Moda hangi alanda olursa olsun hayatımızın tuzu biberidir; hayatlarımıza renk katar. Ancak çok da önemli bir iş yaptığımı düşünmüyorum çünkü bir beyin cerrahı gibi hayat kurtarmıyor, bir öğretmen gibi bir hayata yön vermiyorum. Ama şu noktaya da dikkat çekmek isterim; dünyada ilk izlenim diye bir şey vardır ve görüntünüz hayatınızı hiç çaktırmadan etkiler.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.