Herkes mutlu ben mutlu!
İŞİNE AŞIK ADAM
New York Soho'nun ünlü kafelerinden Balthazar'da çalışıyor Michael. 33 yaşında. Uzun boylu, yapılı... Sarı saçları var. Saçının önü ara sıra alnına düşüyor, düştükçe o da çok tatlı bir el hareketiyle yana doğru atıyor. Mavi de gözleri var. Güzel olan gözünün rengi değil, içi! Bakışları yani. Siyah pantolonun üstüne uzun beyaz bir gömlek giymiş. Barın arkasında çalışırken elindeki beyaz kumaş bezi bir sol omzuna, bir sağ omzuna atıp duruyor. Pazar sabahı saat: 10:30, küllerle savrulup New York'ta bulmuşuz kendimizi. Kahvaltı için gittiğimiz Balthazar tıklım tıklım. Gençler, çiftler, aileler, arkadaş grupları kapıda kuyruk. "Barda yemek ister misiniz?" diye soruyor kapıda gülücükler dağıtıp, masaları ayarlayan genç kız. Bara geçiyoruz ve hemen o anda dikkatimizi çekiyor Michael. Bir yandan kahvaltı edip, bir yandan onu izliyoruz. Bir insan bu kadar neşeli, bu kadar işine aşık, bu kadar pozitif mi olur?
'NEDEN NEDEN' SORUSU...
Mönüde bilmediği yemek yok ve öyle bir coşkuyla tarif ediyor ki yemekleri, hepsinden ısmarlamak geliyor içinizden. Bütün sorulara verecek bir cevabı var, küçük küçük espriler patlatıp güldürüyor müşterilerini. Hatta o kalabalık içinde bizim sorduğumuz adres için üşenmeyip kroki bile çizdi. İletişimi, duruma hakimiyeti muhteşem. Rahat, samimi ve fakat asla sulu değil. Önünüze servis açması, bardağa su koyması bile başka... Dayanamayıp soruyorum; "İşini çok mu seviyorsun, yoksa bugün iyi bir gün mü?" Gülümsüyor; "7 yıldır bu işi yapıyorum ve tek bir şeye inanıyorum; ben mutluysam, herkes mutlu. Herkes mutlu olunca da günüm mutlu. İşimi çok seviyorum, ben onu sevince hayat da beni seviyor..." Tabii eminim onun da yüzünün asıldığı günler oluyordur, o da sıkılıyordur bazen hayattan bizler gibi. Onun da basıp gidesi geliyordur. O da "neden, neden?" sorusuyla haykırıyor, başını iki elinin arasına sıkıştırıp küsüyordur. Fakat Michael Harpor işini aşkla yaparak en önemli sınavdan geçer not alıyor.
İŞİMİZ HER ŞEYİMİZDİR
Evet! Günümüz insanının hayatının başköşesi ne aşkı, ne arkadaşları. İşimiz şekillendiriyor günlerimizi, geleceğimizi, yaşamımızda ne varsa hepsini. Eğer ayaklarımızın geri geri gittiği, zorla yaptığımız, 'mesai bitse de gitsem' çektiğimiz bir işimiz varsa bittik demektir. Ne sabah güzel uyanabilir, ne akşam eve gülümseyerek gelebiliriz. Evet! Günümüz insanının işi her şeydir. Bir şekilde onu ya sevmeyi öğrenmeli ya da sevdiği işi yapmayı denemelidir. Unutmayın, sevdiğimiz işte çalışmak bir lüks gibi görünse de değildir. Bu, olması gerekenler listesinin bir numarasıdır! Elzemdir. Ve aslında formül basittir; sen mutluysan, çevrene mutluluk verirsin. Sen mutsuzsan, mutsuzluk verirsin. Yani sen neysen onu yaşar ve yaşatırsın. O zaman Michael'a selam gönderelim ve son cümle gelsin: Havalar nasıl olursa olsun yeter ki sizin havanız iyi olsun, işiniz yüzünüze gülücük kondursun.
EN SON HABERLER
- 1 Esra Erol’da şaşırtan olay! Öldü sandığı annesine 33 yıl sonra kavuştu!
- 2 Aybüke Pusat ve Furkan Andıç’ın ayrıldığı iddia edilmişti! Aybüke Pusat ve Furkan Andıç’tan şaşırtan hamle!
- 3 Çağla Şıkel'in 9 odalı süper lüks villası göz kamaştırdı! İşte Çağla Şıkel'in 2 oğluyla yaşadığı evi...
- 4 Bergüzar Korel ile Halit Ergenç'in ilk göz ağrısı Ali koca delikanlı oldu! "Doğduğunda ayağı serçe parmağım kadardı..."
- 5 Duayen sanatçı Ayten Gökçer son yolculuğuna uğurlandı!
- 6 'Kara Melek'in saçlarına aklar düştü! 48 yaşındaki Sanem Çelik'in son hali hayranlarını şoke etti!
- 7 Ünlü çift Can Bonomo ile Öykü Karayel'in oğulları Roman sevimliliğiyle "Maşallah" dedirtti! Babasının kopyası...
- 8 Serdar Ortaç'tan eski eşi Chloe Loughnan'a gönderme! 'Boşandım, daha iyisi geldi'
- 9 Serdar Ortaç göbeğinden zeytin yemişti! 47 yaşındaki İlknur Soydaş estetikle bambaşka biri oldu
- 10 Aldatmak'ta Sezai’den Güzide için son bir hamle