Parayı veren beni konuşturur

Dünyanın sayılı zenginleri arasında yer alan merhum işadamı Faruk Yalçın'ın kızı Süreyya Yalçın, gazetelerde kendisiyle ilgili çıkan haberler nedeniyle mutsuz olduğunu söyledi. Babasının ölümüyle büyük üzüntü yaşadığını ve iki evliliğini de (Kerem Dürüst ve Önder Bekensir'le) babasına torun verebilmek adına yaptığını itiraf eden Süreyya; önümüzdeki ay New York ve Miami'ye gideceğini söyledi.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...
Sosyetik güzel, "Çok para harcıyor" iddialarıyla ilgili de şöyle konuştu: "Herkes beni farklı bir yere koymak istiyor ama birileri rahatsız olacak diye tatilimi kimsenin olmadığı bir yerde yapamam. Çok para harcayan biri gibi görünmekten de sıkıldım. 20 Temmuz'dan sonra beni bulamayacaklar!" Süreyya Yalçın, yeni bir kararını da ilk kez GÜNAYDIN'a açıkladı: "Bundan sonraki röportajlarımı paralı yapacağım. Benimle konuşmak isteyen Kanser Vakfı'na ödediği bağış makbuzu ile gelecek."

GELECEĞİMİ DÜŞÜNEREK YAŞARIM
İnsanlar sizin neden Bodrum'da tatil yaptığınızı merak ediyor...
Vallahi 'basın yok' diye gidip Göcek'te bir tekneye tıkılamam. Bütün arkadaşlarım Bodrum'da, ortamım burada. İnsanlar benden rahatsız olacak diye tatil yerimi değiştiremem. Kimseye de bu konuda ödün veremem.
Bu haberlere ailenizden tepki var mı?
Hayır bana kesinlikle karışmazlar. Ben kimseyi rahatsız edecek bir tavır sergilemiyorum ki!
Güneşlendiğiniz beach'lere butiklerin farklı farklı kıyafetler gönderdiğine tanık oldum. Bu size garip geliyor mu?
İnsanların üzerinde benimle ilgili 'Kaç lira olursa olsun Süreyya bunu alır' gibi bir imaj var ama yanılıyorlar. Ben paramın hesabını iyi yapan birisiyim. Ben de bu ülkenin bir vatandaşıyım. Dünyadaki krizin farkındayım ve geleceğimi düşünerek hareket ediyorum. Yattığım beach'e kıyafet getirmenin bir anlamı yok...
BAĞIŞ YAPMAYANA RÖPORTAJ YOK
Gece kulüplerinde gelen hesabı uzun uzun inceleyip, çoğunun üzerini çizdikten sonra ödediğiniz doğru mu?
'Ne içmişiz, ne ödüyoruz' diye tek tek bakıyorum. Hesabımı yapıyorum ve bundan ötürü de kendimle gurup duyuyorum. Hesapların üzerini çizip ödeme yapmadım, ama garip bir hesap olduğunu hissettiğim anda mekan sahibini ya da işletmeciyi çağırıp hesabı düzelttiriyorum.
Böyle bir davranışla karşılaştığınızda nasıl bir ruh haline bürünüyorsunuz?
Üzülüyorum tabii... Kimse enayi yerine konmaktan hoşlanmaz. Adım Süreyya Yalçın diye hak etmedikleri bir parayı talep edemezler ki!
Sizin geleceğinizi öğrenen bir butik sahibinin etiketleri değiştirerek iki katı fiyat yazdığı doğru mu?
Doğru! Ben de bu kadarıyla karşılaşacağımı düşünmemiştim. Çok şaşırdım...
Babanızın ölümünden sonra mı hesap kitap yapmaya başladınız?
Evet... Hayatımda babam varken kendimi hep huzurlu ve güvende hissediyordum. Babam benim her şeyimle ilgileniyordu. Bana düşünme fırsatı bırakmazdı ama artık evin elektrik-su faturaları gibi ihtiyaçlarını bile bizzat kendim karşılıyorum. Kontrol benim elime geçti...
Aylık harcamalarınızın 30 bin lirayı bulduğu söyleniyor...
(Gülüyor) Komik ya bu iddialar... İnanamıyorum! Gece dışarı çıkıyorum herkes kadar harcıyorum ama benim yaptığım niye göze batıyor anlamıyorum. Kim neye takıyorsa taksın... Kimse için kendimi üzecek değilim.
Röportaj verme konusunda yeni bir karar almışsınız... Nedir bu karar?
Bundan sonraki röportaj taleplerinde karşı taraftan bir şartım olacak... Madem benim hayatımı bu kadar merak ediyorlar ben de Kanser Vakfı'na bağışta bulunacak kurumlarla röportaj yapacağım. Babam kanserden öldüğü için Kanser Vakfı'na bağış yapılmasını istiyorum. Artık bağış makbuzunu görmeden konuşmayacağım...
Rahmetli babanız TV programlarıa çıkmanızı istemiyormuş... Özel bir nedeni var mı?
Sanırım beni koruma altına alıyordu. Hiçbir zaman bu kararından ötürü onu yargılamadım.
TELEVİZYON DİZİSİ YAPABİLİRİM
Size TV programlarına konuk olmanız için teklifler geldi mi?
Evet geldi ancak ben ne vasıfla katılacaktım onu merak ediyorum. Çıkıp insanlara ne söyleyeceğim? Benden daha önemli insanlar var, onların çıkması gerekiyor...
Dizi teklifi geldi mi?
'Süreyya'nın Hayatı' diye bir teklif geldi. Tabii dizi, magazin programlarıyla aynı şey demek değil. Belki böyle bir şey yapabilirim. Asla ekrana çıkmayacak değilim, bakalım belli olmaz...

Oyunculuk merakınız var yani...
Okuldayken tiyatro bölümündeydim. Birkaç tane oyunda sahne aldım, çok keyifli bir iş. Ben de çok severek yaptım. Yeteneğim var; belki ileride kullanırım belki de kullanmam... Ne olur bilinmez ama beğendiğim yönetmenler var.
Böyle bir durum gerçekleşirse Türkan Şoray gibi sizin de kanunlarınız olur mu?
Tabii ki ailemi ve kendimi zor durumda bırakacak bir rolü asla kabul etmem. Açık saçık sahneler olamaz. Her şeyin bir dozu olmalı.
HER ELEŞTİRİYE KOLAY KOLAY KULAK ASMAM
Size 'ikoncan' diyorlar. Bu sıfatın ne olduğunu biliyor musunuz?
İkoncan kelimesinin Türkçe bir anlamı olduğunu ve Türkçe'de yer alan bir kelime olduğuna inanmıyorum. Açıkçası kime denir bilmiyorum...
Giyim tarzınız çok abartılı bulunuyor...
Evet abartılıyım. Çocukluğumdan bu yana böyleydim, bundan sonra da böyle olacağım. Bu kimseyi ilgilendirmez çünkü ben böyle mutluyum. Kimsenin buna söyleyecek bir sözü olamaz. Ben insanların beni beğenmesini beklemiyorum. Her eleştiriye kulak asacağımı sanmasınlar...
500 çift ayakkabınız var mı?
Bir ayakkabı dükkanında bile yoktur...
İki oda dolusu elbiseniz var mı?
Böyle bir şey mümkün mü? Benim bir tane giyinme odam var. Kıyafetlerimi paylaşırım.
Gece kıyafetleriniz sürekli değişiyor... Bir giydiğinizi bir daha giymiyor musunuz?
Çok severek aldığım bazı kıyafetlerimi birkaç farklı davette giyebilirim. Üzerime yakıştırdıysam dolabımda yıllarca kalır ve zaman zaman tekrar giyerim... Gece kıyafetlerim konusunda hassas davranırım ama günlük giysilerimin hepsi marka değildir. Bir kıyafeti beğendiysem, markasız bile olsa alıp, rahatlıkla giyerim.
YALANA HİÇ TAHAMMÜL EDEMEM!
Süreyya Yalçın, kendini anlattı: "Damarıma basıldığı zaman bambaşka biri haline gelebilirim. Beni en çok sinirlendiren şey yalandır. Yalan söylendiği an, ya karşımdakinin yüzüne vurup hayatımdan çıkarırım ya da vurmadan çıkarırım. Yalan benim için karşımdaki insanın dikişidir."
BABAMIN YERİNİ KİMSE DOLDURAMAZ
Bodrum'a gelen yabancı turistlerin sizinle fotoğraf çektirmek istemesini nasıl karşılıyorsunuz?
Çok tuhaf geliyor. Ben ne şarkıcıyım, ne mankenim! Ya da işimle gücümle ortalıkta olan biri de olmadığım için garibime gidiyor. Ama beni beğenip yanıma gelen insanları tersleyip, uzaklaştırmıyorum. Onlarla fotoğraf çektiriyorum.
Ne zaman koruma tuttunuz kendinize?
Çok uzun zaman olmadı; 6-7 ay falan oldu sadece.
Neden böyle bir ihtiyaç hissettiniz?
Babam hayattayken kendimi çok güvende hissediyordum. Sırtım hep babama dayalıydı. O benim her şeyimdi. Babamdan sonra insanlara karşı bir güvensizlik yaşadım. Tamamen tedirginliklerimden ötürü de koruma tuttum.
Yanlızlık korkunuz mu var?
Yardımcılarım olmadan evde asla uyuyamam. Daha doğrusu huzurlu bir uyku uyuyacağımı sanmıyorum. Yalnızlıktan ziyade daha çok kalabalıktaki yalnızlık söz konusu... Bazen kalabalık içinde bile kendinizi tek hissedersiniz ya...
Babanızın yokluğunu anne sevgisiyle telafi edemiyor musunuz?
Babamın yerini kimse dolduramaz. Annemi de seviyorum ama babamın yeri ayrıydı.
Babanızın mezarını sık sık ziyaret ediyor musunuz?
Fırsat buldukça mutlaka gidiyorum. Her zaman onunla konuşuyorum.
Darıca Hayvanat Bahçesi babanız için çok özel bir yerdi ve oradakiler sizin ziyaretinizi bekliyor. Neden gitmek istemiyorsunuz?
Sadece kendimi hazır hissetmiyorum. Babam orada o kadar çok vakit geçirdi ki, gidince kalbim ağrıyor. Giremiyorum içeriye bir türlü. Kapısına gidip kaç kez geri döndüm. Ama oraya sahip çıkıyorum. Sonuna kadar da elimden geleni yapacağım.