Rüzgarın, zamanın ve insanın elinde büyüleyici bir diyara dönüşen Kapadokya'da görülecek çok yer, yapılacak çok şey var. Kutlamalar, iş toplantıları, romantik kaçamaklar... Bahaneniz ne olursa olsun, hafta sonunu Kapadokya'da geçirecekseniz Food&Travel dergisinin hızlandırılmış dersine göz atabilirsiniz...
Doğru oteli bulmak: Kapadokya'da kaya içine oyulmuş birçok otel var. İşin püf noktası; otelin iyisini bulmak. Göreme'deki Anatolian Houses, bulunduğu yerin doğal dokusuyla muhteşem bir uyum sağlamış bir otel. Hem teknik, hem de artistik açıdan tam puanı hak ediyor! 33 suitten oluşan otel; dekoru ve ışıklandırmasıyla oldukça romantik bir adres. El yapımı ahşap sehpa ve gardıroplar, her biri Nevşehir Müzesi'ne kayıtlı olan buluntular, ceylan derisi yatak örtüleri, eskiden şarap üretilen bölmeye yerleştirilmiş jakuziler... Hepsi çok gösterişli.
Öğle yemeği zamanı: Sur Balık'ın Avanos'taki şubesi Kızılırmak'ın kıyısında yer alıyor. Levrekten yapılmış balık köftesini, masaya getirildiğinde halen fokurdayan güveçte lagosunu deneyin. Yanında Kapadokya'nın Emir üzümünden beyaz şarap iyi gidiyor.
Biraz adrenalin: Kızılırmak boyunca yol almanın iki yolu var: Usul usul ilerlemek isteyenler gondola binebilir. Tatiline heyecan katmak isteyenlerse; kendilerine verilen yağmurluğu, can yeleğini ve kaskı giyip jet bota atlayabilir. 360 derecelik dönüşleri ve ani manevraları sarsıcı ama eğlenceli. 20 dakikalık jet bot turu kişi başı 50 lira.
Zor zanaat: Seramik atölyesi ziyaret etmek, Kapadokya'nın olmazsa olmazlarından. Avanos'ta, 200 yılı devirmiş bir aileye ait olan Venessa Seramik'te Hasan Usta'nın şovunu izleyin. Yörenin meşhur kırmızı kili, ustanın elinde zarif bir vazoya dönüşüveriyor. Seramik çok narin; kurutulurken yel alsa çatlayabiliyor. Kimi desenler de gerçekten deli işi. Venessa Seramik'te seramikten çiniye, porselenden duvar panolarına kadar farklı tekniklerle yapılmış yüzlerce iş var.
Tarih dersi başlıyor: Göreme'nin 2 kilometre doğusundaki Göreme Açıkhava Müzesi, Hristiyanlık tarihinde çok önemli bir yere sahip. Manastır sisteminin doğduğu yer olarak kabul ediliyor. Kayaların içine oyulmuş kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma salonları bulunuyor.
Dinlenmeyi hak ettiniz: Akşam yemeğinden önce, günün yorgunluğunu çıkarmak için Anatolian Houses'ın SPA'sına gidin. Sauna ve buhar banyosundan sonra Türk hamamında ölü derilerinizden kurtulun. Ardından kendinizi Balili masözlerin eline bırakın.
Hint usulü lezzet: Kapadokya'nın ilk Hint restoranının adı; Indian Rosi. Restoran, Anatolian Houses'ın karşısında yer alıyor. İki mekan, sokağın altında uzanan tünelle birbirlerine bağlanıyor. Atmosferi rahat, yemekleri lezzetleri. Hintli müşterileri de var!