Hükümet gibi kadın maşallah!

2011'de çektiği 'Ay Lav Yu' filminde tanıştım ben Sermiyan Midyat'ın mizahıyla. Bir Doğulu olarak Doğu'yu mizahla anlatışı, yörenin şivesini başarıyla aktarışı, bölge insanının doğal komikliğini verebilmesi ve zekası anında tavladı beni. O filmin ardından 'Demet Akbağ' ile 'Hükümet Kadın' diye bir film çektiğini duymam ise düpedüz heyecanlandırdı beni. İlk yazıp yönettiği filmde farkını bu kadar hissettirdiyse; Türkiye'nin en başarılı 'komik kadını'yla kimbilir neler yapacaktı… O gün geldi çattı ve 'Hükümet Kadın'ı İstanbul galasında izledim. Beklediğim oldu; hem filmde anlatılanları sevdim, hem Sermiyan'ın zekasına bir kez daha inandım, hem verdiği mesajları yerinde buldum, hem de filmde resmen şov yapan 'Hükümet Kadın'a hayran kaldım. Özetle ben filme bayıldım! Uzun zamandır bu kadar güzel pas atan, o pası gole çeviren bir ikili izlememiştim! Sermiyan Midyat'ın, 1956'da Mardin'de belediye başkanı olmuş babaannesi Zekiye Midyat'ı canlandıran Akbağ, geçtiğimiz günlerde 'Jurnal'in konuğu oldu. Jurnal'in ardından Akbağ'la Mardin galasında da birlikte olduk. Bu röportajı oluşturan da, galanın ardından buluşulan Mardin sofrasında ve aHaber'deki 'Jurnal' programında konuşulanlardır…
Güneydoğu'nun ilk kadın belediye başkanı olmak nasıl bir duyguymuş?
Orada, o şartlarda, o kadar sorunları olan bir yerde hem kolay, hem zor…
Neden zor, neden kolay?
O yörenin ileri gelenlerinden birinin karısı 'Xate'. Orada böyle büyük, geniş aileler; resmi olmasa da, ister istemez belediye başkanlığı yapıyor. Vatandaş her derdini onlara söylüyor, yardım edilecek ailelere onlar yardım ediyor, ne müşkül varsa onlar çözüyor. Kadınlar da bundan nasibini alıyor haliyle.
Geniş ailelerin kaderi yani…
Biraz öyle. Belediye başkanlığı da babadan oğula geçiyor haliyle. O soyadının dışına çıkamaz! 'Erkeklerden kimse yoksa, kadına geçsin o zaman' deniliyor ve kocası trafik kazasında ölünce, 'Xate Nuroğlu' belediye başkanı oluyor.

BÜTÜN GÜZEL ROLLERİ OYNAMAK İSTERİM
Biliyorum ki yıllardır yeteneğinizi sergileyeceğiniz bir rol bekliyordunuz; 'ilginç bir senaryo gelse, ilginç bir rol olsa' arayışındaydınız. 'Xate'yle tanışınca 'Hah işte aradığım rol' dediniz mi?
Rollerden biri dedim! Çünkü ben biraz aç gözlüyüm bu konuda. Ne kadar güzel rol olursa, oynarım; yeter ki gelsin. Fakat şöyle bir durum var; 'Xate' benim babaannem olsa, yazar olasım gelirdi! Bir şekilde, bir kadro kurup el birliği ile yazardık.
Sermiyan Midyat sizin oynamanız kaydıyla bir senaryo yazacağını söyledi; siz de ona "Kabul etmem için iki cümle söyle" dediniz. Ne dedi de, ikna etti sizi?
"Sen kabul edersen başlıyorum çalışmaya" dedi. "Zaten kabul edeceksin de… Hani belki verdiğin bir söz vardır şu an, kabul edemiyorsundur, o zaman seneye yazarım" dedi.
O kadar emindi kendinden...
Gayet emindi ve bana sadece "Benim babaannem 1956- 1960 yılları arasında Güneydoğu'nun ilk kadın belediye başkanı olmuş" dedi, tam noktayı koymadan da ekledi: "Okuma yazma bilmeden…" O cümleyi bitirmeden ben, "Tamam yaz senaryoyu" dedim. Daha ne diyeyim ki! (Kahkahalar) O kadar film yapılası bir durum ki... Hele Sermiyan gibi mizah anlayışı kuvvetli bir kalem böyle bir şeye kalkışınca, "Hayır" diyemiyorsunuz. Onun kalemine alışkınım, senaryolarını biliyorum çünkü. Genelde hiçbir senaryo ilk anlatıldığı gibi gelmez senin önüne, ilk yazıldığı haliyle çekilmez ama burada, daha en baştan malzeme ortadaydı.
'Eyvah Eyyvah'ta 'Firuzan', 'Vizontele'de 'Siti Ana', 'Bir Demet Tiyatro'da 'Feriştah' ve 'Lütfiye'… Öyle unutulmaz ve başarılı karakterler yarattınız ki, hepsi birbirinden fenomen. 'Xate Başkan' nerede duruyor?
Şu anda iktidarda! (Gülüyor) Aslında bunu zaman gösterecek biraz da... Farklı roller oynama iştahım bakalım nerelere varacak? Ben o kadar benimseyerek ve severek oynadım ki... Kadın hikâyeleri zor üretildiği için, böyle karakterlerin her zaman bir kadın oyuncu ile buluşması kolay değil. Bunun şansını yaşıyorum. Benim oyunculuğumda önemli bir yerde olacak 'Xate'.
'Xate'nin anlamı ne?
Hatun demek.
Filmde izlediğimiz; köye su getirme çabası, çocuk gelinlere sahip çıkılması gibi durumlar gerçek hikayede de yaşanmış mı?
Gerçek hayat hikâyesinde dede bir trafik kazasında ölüyor, bu vakitsiz ölümle Sermiyan'ın babaannesi yedi oğlu ve bir kızıyla yalnız kalıyor. Belediye başkanı olduğunda da okuma yazma bilmiyor. Buraya kadarı gerçek. Bundan sonrası Sermiyan'ın işi mizaha kaydırıp kurmacaya çevirmesi.
ŞİVEYE YÖRE İNSANIYLA ÇALIŞIRIM
Şiveye, o gırtlağa ne kadar çalıştınız?
Karadeniz'de olduğu gibi, Doğu'da da şive farklılıkları var. O yüzden şiveyi Sermiyan'la çalıştım. Kulağım alışkındır zaten; yöresel ağız kullanırken, şivenin melodisine de dikkat ederim. Bir müziği vardır, o melodiyi yakalamaktır bütün iş. O yüzden tamamen oralı kimseleri konuşturur, dinlerim. "Sen söyle" diye repliğimi söyletirim. Yılmaz'ın annesi Süheyla Hanım, 'Vizontele'yi çekerken benim baş koçumdu mesela, repliklerimi önce ona söyletirdim.
'Vizontele'ye benzetenler var bu filmi, katılır mısınız?
Sadece aynı coğrafyalarda çekilmesi ortak bence.