İlham kaynağım Kur'an-ı Kerim

Yönetmen Hasan Karacadağ'ın, 'Dabbe' serisinin beşinci filmi 'Zehr-i Cin', vizyona girdiği ilk hafta 133 bin kişi tarafından izlendi. Ünlü yönetmen şimdi de 'Magi' adında tamamen İngilizce bir filmin çekimlerini tamamladı. Hasan Karacadağ ile son filmi 'Zehr-i Cin'i ve yeni projelerini konuştuk...
Sizin cinlerle alıp veremediğiniz nedir?
Cin, bizim kültürümüze ait bir şey. Daha önce yapılan hayalet ve şeytan filmlerinden çekmek yerine, kendi dinimizdeki öğelerden yararlanıyorum. Kur'an'daki Cin suresinde; Hz Muhammed'in cinlerin de peygamberi olduğu ve Kur'an'ın cinlere de indiği yazar.
BEN SİNEMACIYIM, DİNCİ DEĞİL
Filmlerinizi çekerken Kur'an'dan mı faydalanıyorsunuz?
Evet. Benim esas ilham kaynağım Kur'an. Film çekerken hayal gücümü sonuna kadar kullanırım ama konu olarak kitaba bağlı kalıyorum. Bir sinemacının Kur'an'dan faydalanmamasını kayıp olarak görüyorum.
Bu filmlerle dini istismar ettiğiniz yönündeki eleştirilere ne diyorsunuz?
Bu, bana yapılacak en büyük hakarettir. İnsanların inançlarını, kültürlerini ya da içtimai hayatlarını deforme etmeye çalışırsam, o zaman dini istismar etmiş olurum.
Olanı aktardığınızı mı söylüyorsunuz?
Kesinlikle. Herkesin bildiği korku klasiği 'Şeytan' isimli filmin yapımcısı, kilisedir. Tamamen İncil ve Hristiyanlık propagandası olan bu film baştacı ediliyor ama benim filmlerim için, "Sömürüyor" diyorlar.
Kur'an propagandası yapıyor musunuz?
Öyle bir niyetim ya da insanları cinlere karşı bilinçlendirmek gibi bir misyonum yok. Ben sinemacıyım, dinci değil.
Korkularınızın üstüne gitmek için mi bu tür filmler çekiyorsunuz?
Korku türü, sinemanın bütün bileşenlerini barındırdığı için çok caziptir. Mesela çok sağlam bir dramı olması lazım; sosyolojik ve bilimsel tartışmalar başlatabilir. İnsan beyninin adrenaline ihtiyacı var. Sinema tarihinin en büyük yönetmenleri, korku filmleri yapmışlardır.
İzleyiciye korku filmi seyretme alışkanlığı kazandırdığınıza inanıyor musunuz?
Cinlerle alakalı sekiz tane korku filmi yaptım. Türk sinemasında cin korkusu kültürünü oturttuğuma inanıyorum. İlk filmimle son filmim arasında çok fark vardır. Artık seyirciyi çok iyi yakaladım ve bu işi çözdüm. Seyirci gerçekten korkuyor ve verdiği paranın hakkını sonuna kadar alıyor.
Sinemaya gidip seyircilerle birlikte filmlerinizi izliyor musunuz?
Evet, genellikle giderim. Bu filmde yaşlı başlı bir adam koşarak kaçtı bir sahnede.
Korktuklarını görünce gurur duyuyor musunuz kendinizle?
Tabii ki, korksunlar diye yapıyoruz. Onlar korkunca seviniyorum.
EN ETKİLİ SİLAH AYETEL KÜRSİ'DİR
Siz, cinlerden hiç korkmuyor musunuz?
Ben cinlerden korkmuyorum. Çünkü onlardan korkmayı gerektirecek bir durum yok. Ben cinden değil, onun setten birine zarar vermesinden çok korkarım. Her zaman 'Allah'ım eğer birine bir şey olacaksa benim filmimi batır' diye dua ediyorum filme başlarken. Bu ihtimaller beni daha çok korkutuyor.
Oluyor mu bu tür şeyler?
Oluyor tabii olmaz mı ama ben sakatlıklar ve sette yaşanan kazalarla alakalı haber yapılmasını istemiyorum. Sağlıkla alakalı haber yapmak çok ucuz bir şey.
Cinlerden korunmak için ne yapmak gerekir?
Bunun en büyük ve tek etkili silahı Ayetel Kürsi okumaktır.
AVŞAR'I OYNATMAK İSTERİM
Adı duyulmamış isimlerle çalışıyorsunuz. Ünlüleri filmlerinizde oynatmak ister miydiniz?
Hülya Avşar'ın ve Kenan İmirzalıoğlu'nun bir korku filminde çok başarılı olabileceğine inanıyorum. Özellikle İmirzalıoğlu'yla çok iyi bir korku filmi çekilir ve seyirci de ondan korkar.
AMERİKAN İZLEYİCİSİ KORKACAK
'Magi' isimli filminizi yabancı oyuncularla İngilizce olarak çektiniz. Neden?
'Magi'yi Amerikan filmi gibi çektik. Esas hedefimiz yurt dışı ve Amerika pazarı olduğu için tamamen İngilizce çektik. Film, Şubat sonunda gösterime girecek. Şimdi sıra Amerikalılar'ı korkutmakta. Çok kısa zamanda Amerikalılar da cinli korku filmleri yapacaklar.