Son Güncelleme: Çarşamba 05.04.2017
İlk görüşte aşk olmaz, aşk tanıdıkça köklenen ağaçtır
Atv dizisi ‘Bu Şehir Arkandan Gelecek’te bir katile hayat veren oyuncu Burak Tamdoğan: İlk görüşte aşka inanmam. Aşk, tanıdıkça köklenen bir ağaçtır. En önemlisi aşkın serüveninde, sevdiğinizin gözlerinde gördüğünüz kendinizi sevmenizdir
Burak Tamdoğan, atv dizisi 'Bu Şehir Arkandan Gelecek'te cinayet işlemiş, kontrol ve güç düşkünü 'Tekin' adlı karakteri canlandırıyor. Kötü karakterlerde görmeye alışık olduğumuz Tamdoğan, bunun üzerine yapışmasından korktuğunu söylüyor. Tamdoğan, sürekli kendisini geliştirmeye çalışanlardan. Psikoloji okuduktan sonra tiyatro eğitimi almış. Ardından birçok dizi, film ve tiyatroda oynadı. Tamdoğan, oyunculuk ve tiyatro yönetmenliği derken şimdi de kariyerine yazarlığı da ekledi. Geçtiğimiz günlerde 14 öyküden oluşan 'Kalabalık Olmanın Esasları' adlı kitabını çıkartan Tamdoğan ile diziyi, aşka bakışını ve yeni kitabını konuştuk.
'TEKİN' ZAYIF BİR KARAKTER
'Tekin', ilk cinayetini yanlışlıkla işliyor. Babasını öldürüyor. Sonra cinnet getirip babasını öldürmesine sebep oldukları gerekçesiyle iki kişiyi daha vuruyor. Kendi hatalarına, başka suçlular arayan biri. Hatasını kabul etmek istemiyor. Bu, kendini haklı görmek için bulduğu bir yol ama vicdanından kaçamıyor. Tipik güç ve kontrol düşkünü bir insan. Her toplumda güç düşkünü insanlar aslında zayıflıklarını bu şekilde gidermeye çalışanlardır. Hepimizin, kendimizi zayıflıklarımız ve hatalarımızla da olsa sevmeye ihtiyacımız var. Kimimiz zayıflıklarımız ve hatalarımızla barışıp özür dileyecek kadar güçlüyüzdür. Kimimiz de, 'Tekin' gibi, başkalarını suçlayarak hatalarımızdan kurtulup eksikliğimizi örtbas etmeye çalışırız. Oysa 'Tekin', vicdanı ile kontrol manyaklığı ve güç düşkünlüğü arasında kendisini biraz olsun sevebilmek için gerekçeler arayan zayıf biri.
'Belgin', 'Tekin'in yaptığı hataları örtbas etmekte yol göstermiş, onu koruyup kollamış. Suç ortağı olmuş. Bunu, onu sevdiği için yapmış. 'Tekin' ölmüş bir kadına aşık. Aslında gözü başka kadını görmemiş. Ancak karısı onun hamisi, destekleyicisi, güç vereni olmuş. İşte aralarındaki bağ, gücünü buradan alıyor. Eğer sorunuz benim kişisel fikrimse; aşık olmadığım, sevmediğim bir kadınla birlikte olmam bugüne kadar mümkün olmadı. İlişkinin devamında gereken diğer bağlar zedelendiğinde de maalesef sonlandı. Ben aşka ihtiyaç duyan bir adamım. İlk görüşte aşka inandığımı söyleyemem. Aşk, tanıdıkça köklenen bir ağaçtır. En önemlisi de o aşkın serüveninde, sevdiğinizin gözlerinde gördüğünüz kendinizi sevmenizdir. Karşınızdakini ne kadar severseniz sevin, ilişkide kendinizi sevemiyorsanız, geçmiş olsun.
Böyle bir ilişkiyi tercih etmezdim. Ne ben kendimi verebilirdim, ne de karşımdakine yaptığım haksızlığı kendime yedirebilirdim. Vicdanım en büyük organım. Rahatsız olduğunda hayatıma devam edemiyorum. Zamanı geldiğinde geri çekilmeyi, hatamı kabul etmeyi, özür dilemeyi, yani zayıflıklarımla yüzleşmeyi öğrenmeye çalışıyorum. Bunu becerebildiğim kadar insan olacağımı biliyorum çünkü.
Hepimiz, her durumda, her halimizle kabul edilmek isteriz. 'Tekin'in, 'Belgin'den aldığı besin bu. 'Belgin' konumunda bir değişiklik yapmaz, 'Tekin'i hayatının merkezine koymaya devam ederse sorun olmayacaktır. Ne zaman ki 'Belgin'in hayatının merkezi değişir, işte o zaman 'Tekin', saygı duymak bir kenara, 'Belgin'den nefret bile edecektir.İ
İNSANİ DERİNLİK ÖNEMLİ
Sevmediğiniz bir karakteri ne yazabilirsiniz, ne de oynayabilirsiniz. Ben 'Tekin'in içindeki zavallı, korunmaya muhtaç çocukla ilgileniyorum. Onun, hataları ve iyi yanları olan bir insan olduğunu biliyorum. 'Tekin'i sevmek için bunlara tutunuyorum. Bana bir karakter önerildiğinde ilk baktığım; güçlü yanları kadar zayıf, insani bir yanının olup olmadığıdır. Bir karakteri karikatür olmaktan çıkarıp inandırıcı olmasını sağlayan unsur, insani derinliğidir. Çok iyi biri kadar, çok kötü biri de mümkün değil. Herkesin yanlışları, pişmanlıkları ve doğruları var. Karakteri ele aldığımda bu derinliklerine odaklanırım.
YALNIZLIĞA İHTİYAÇ DUYARIM
Kalabalık olmanın esasları, yalnızlığımızı kalabalıklarla kıramayacağımızı öğrenmekle başlar. İnsan, çevresinin ürünüdür. Gerçekten kalabalık olmak ancak kendi seçeneğini yaratabilmekle mümkündür. Yalnızlığımızı; neyi istemediğimizi bilerek, olmak istediğimiz gibi yaşamanın mücadelesini vererek bir zavallılık olmaktan çıkarıp zenginliğe dönüştürebiliriz. Kitap; basit, naif öyküler içeriyor. Çaresizliğimizden kurtulmak için kurduğumuz saçma kurtuluş planlarını görecek okur. Bir nebze kendi kurtuluş planlarıyla kıyaslama cesareti gösterebilirse, bunların komik olmaktan çok naifliklerimiz, bizi insan yapan yanımız olduğunu fark edecek. Kitabımda bir çözüm önermiyorum. Tam tersi; hata yapmaktan hiç korkmadan, kendi çözümlerimizi aramanın, kısa ömrümüze sahip çıkmak olduğunu anlatmaya çalıştım.
Çok severim. Yalnızlık kendimle kavga edip barışmak, kendimi sevebilmek için ihtiyaç duyduğum alandır. Yalnız kalmaktan çekinen insan, kalabalık da olamaz. Yalnızlık üretmek ve kendini var etmek için kullanılacak bir alandır.
EN SON HABERLER
- 1 Ekin Türkmen tüm dikkatleri üzerine çekti! ! 'O estetiklerle Nuri Bilge filminde oynayamazsın'
- 2 Serenay Sarıkaya ve Mert Demir'in olaylı gecesi…Gazetecilere saldırdılar! 'Başınıza büyük iş alırsınız'
- 3 Yumoş’tan Bambaşka Bi’ Ferahlık Deneyimi
- 4 49 yaşındaki billur sesli şarkıcı Güllü 70 kilo vermiş iğne ipliğe dönmüştü! “ Güllü bize sırrını ver”
- 5 4 çocuk babası Mahmut Tuncer de estetik yaptırdı! 10 yaş gençleşti son hali olay oldu! "Yaş kaç Mahmut abi..."
- 6 Kemal Sunal’ın minik rol arkadaşı...Yeşilçam'ın unutulmaz filmi Kapıcılar Kralı'nın İbram'ı Soner Yağız'ın son halini gören inanamadı!
- 7 Yerin hazır Fedon baba! Yazın sembol ismine esprili karşılama!
- 8 Kaçın yoldan! Yıldız geliyor! Yıldız Tilbe bu kez polis aracına çarptı
- 9 Akasya Durağı'nın Gülbin'i Aslı Altaylar cesur pozları ile mest etti! "Sinan görmesin"
- 10 Kardeşlerim'de Akif ile Süreyya köşeye sıkışıyor