Pazartesi 28.06.2016
Son Güncelleme: Salı 28.06.2016

İslam, bir hayat tarzıdır camiyle sınırlanamaz

Hz. Muhammed için yazılmış ‘O Sensin ki’ isimli parçada düet yapan Lübnan asıllı Maher Zain ile Mustafa Ceceli: Dinimizi daha iyi anlatabilmek için hepimize büyük görev düşüyor. İslam; sadece Ramazan’da veya camilerde yaşanan bir şey değildir, bir yaşam tarzıdır

Mustafa Ceceli, Lübnan asıllı İsveçli şarkıcı Maher Zain'in 'One' isimli albümünde yer alan 'O Sensin ki' adlı şarkıda Zain ile düet yaptı. Hz. Muhammed sevgisini anlatan parça, Ceceli ve Zain'in ikinci ortak projesi. İkili, GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı...
'O Sensin ki' şarkısının hikayesini anlatır mısınız? Nasıl bir araya geldiniz?
MUSTAFA CECELİ: Bu, Maher Zain'le ikinci çalışmamız. Bir önceki albümünde aranjörlük yapmıştım. O şarkıların içinden 'Neredesin?' isimli parça çok başarılı oldu. Maher, bütün dünyada çok iyi tanınan, İslami pop tarzına yepyeni bir soluk katmış bir isim. Lübnan asıllı olan ailesi mülteci olarak İsveç'e göçmüş, Maher de İsveç'te doğup büyümüş. Oranın kültürünü almış, sonrasında Amerika'da çalışmış. Batının müzikal alt yapısından beslenen ama içerik ve mesajda İslamın pozitifliğini, aşk temasını, Hz. Muhammed sevgisini müziğine yansıtan bir tarzı var. Maher'in ikinci albümünde birlikte çalışma fırsatımız oldu. Tanıştığımız ilk günden beri birlikte bir şey yapmak istiyorduk. 'O Sensin ki' ortaya çıkar çıkmaz, Maher'e e-posta attım. Çok sevdi parçayı. Albüm, bu Ramazan'da çıktı.
DİNİMİZİ DAHA İYİ ANLATMALIYIZ
Neden Mustafa Ceceli'yi tercih ettiniz?
MAHER ZAIN: Mustafa, muhteşem birisi. Bir önceki albümde birlikte çalışmıştık. O zamandan beri güzel bir şey yapmak istiyorduk. Kısmet bugüneymiş. Benim için onunla çalışmak onurdur. Mustafa, Türkiye'de bir yıldız.
Şarkının klibi de çok ilgi çekici...
M.Z.: Mustafa'ya "Türkiye'deki dinleyiciye uygun olabilecek bir şarkı bulur musun?" dedim. Mükemmel bir şarkı buldu ve 'O Sensin ki' ortaya çıktı. Klip, dört farklı ülkede çekildi. Amacımız, dünyanın dört bir yanında yaşayan Müslümanları göstermekti. Müslümanların da insan olduklarını, çalıştıklarını, herkes gibi olduklarını anlatmak istedik.
Yaşadığınız ve bulunduğunuz ülkelerde, hiç Müslüman olduğunuz için sorun yaşadınız mı?
M.Z.: Bireysel olarak bir sorun yaşamadım. Okuduğum bir makalede, 1.7 milyar Müslüman düşünüldüğünde, Müslümanların tehlikeli olma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğu yazıyordu. İslamı daha iyi anlatabilmek için hepimize büyük görevler düşüyor. Biz Mustafa ile bunu müzik yoluyla yapıyoruz.
Müslümanlığı müzikte nasıl yaşatıyorsunuz?
M.Z.: İslami mesajı yaymaya çalışıyorum... İslam, bir yaşam tarzıdır; sadece Ramazan ayında, camilerde ya da Kuran okunurken yaşanan bir şey değildir. Şarkılarımda özellikle bu mesajı veriyorum, Allah'a olan aşkı dile getiriyorum. Eşime ve kızıma yaptığım aşk şarkılarım da var. Bir önceki albümde, İslam dünyasındaki herkesin kardeş olduğunu anlattığım bir şarkı vardı. İnsanlar kardeştir. Bu albümün ismi 'One' (Bir) çünkü Allah bir, dünya bir ve insanlık birdir.
Peki bu düet kardeşliği devam edebilir mi?
M.Z.: İnşallah...
M.C.: Maher; kişilik ve karakter olarak çok sağlam biri. Hayat hikayesini dinlediğim zaman çok etkilendim. Beni en çok etkileyen şey; Maher'in müziğe başlayış noktası oldu. Bu, kendimi sorgulamama neden oldu diyebilirim. Müslüman bir ailede doğduğum için çok şanslıyım. Belki de bazen bunun nimetlerini gözden kaçırıyoruz. Maher'in hikayesi beni çok etkiledi. Ben de bu yüzden bu tür düetlerin ve birlikteliğin sürmesini istiyorum. Maher; çok temiz kalpli birisi ve işini çok severek yapıyor. Disiplinli, kararlı bir insan. Ortak yanımız çok fazla. O da benim gibi piyano ve gitar çalıyor.
ALLAH'IN VERDİĞİ BİR YETENEK
Başlangıçta sizi müziğe iten şey ne oldu Maher Bey?
M.Z.: Müzik, bebekliğimden beri hayatımda. Babam Lübnan'da şarkıcıydı; onun orkestrasını izlerken müziğe aşık oldum. Üniversite yıllarımda aranjörlük yapmaya başladım. Ardından Lady Gaga'nın prodüktörü ile tanıştım ve onunla çalışmaya başladım. Müzik, benim için daha ciddi bir boyut kazandı. Üç yıl sonra kalbim değişmeye başladı. Allah'a daha yakın olmak, dinimi daha çok yaşamak istedim. İçimde çok büyük bir savaş yaşadım. Müziği ya bırakacaktım, ya da devam edecektim. Müzik, en büyük aşkımdı fakat bir yandan da çok iyi bir Müslüman olmak istiyordum. Evlenmek ve aile kurmak istiyordum. Bazı arkadaşlarımın yardımıyla, iki tutkumu birleştirmeye karar verdim. Müzik de Allah'ın verdiği bir yetenektir. Ben de iyi bir insan olarak sevdiğim mesleği yapmaya karar verdim.
RAMAZAN'DA ARINARAK DİĞER 11 AYI FORMATLARSIN
Ramazan ayını nasıl geçirirsiniz?
M.C.: Kainatta yaşamış en muhteşem insan Hz. Muhammed'in yolundan gitmemiz gerekiyor. Aklımızı kullanıp kalbimizin sesine kulak vermeliyiz. Ramazan ayındayız; Kuran ve oruç ayı... Eğer insanlar oruç tutarken dedikodu yapıp küfür ediyorlarsa, kendini sorgulamalıdır. Bu ay arınarak, geriye kalan 11 ayı formatlarsın. Bu, insanın içsel yolcuğu ile ilgili bir şey. Maher gibi temiz kalpli insanlar da işlerini doğru yaparak, bu mesajı farklı yollardan iletecek. Yunus Emre der ki, 'Ben geldim sevgi için, benim kavga ile yoktur işim...' İslam, sadece seccade başında yaşanmaz; bu bir hayat tarzıdır. Benim için İslamiyet ve yobazlık aynı cümlede geçemez. Aksine; bu çağın koşullarını çok önceden bildiren ve şu anki bilimsel gelişmeler ışığında bazı ayetlerin daha iyi anlaşılabildiği bir dindir. Tam olarak açıklanması için daha pek çok bilgiye ve bulguya ihtiyaç var. Pozitif bilimlere, astronomiye, astrolojiye ve sanata açık olmalıyız. Daha çok okumalı ve araştırmalıyız.
HER İNANCA VE KALBE SAYGILI OLMAK GEREK
Müslümanlık doğru anlatılıyor mu sizce?
M.C.: Çağımızın şöyle bir problemi var: İslam, doğru yansıtılmıyor ve yalnış anlaşılıyor. Bunun en büyük örneği de yakınımızda yaşanıyor. Hz. Muhammed Efendimiz, bir Müslüman olarak hiç kimsenin kafasını kesmemiş. Bugün yapılanları, İslamla bağdaştırmak ne kadar doğru? Efendimiz; 'Nefret ettirmeyin sevdirin, zorlaştırmayın kolaylaştırın' hadisinde şu mesajı veriyor: İslam, bir düzen. Bu düzenin içinde tüm taşlar zaten yerli yerinde. Bir çiçeğin açacağını bile önceden anlıyorsunuz. Hepimiz önce kendi kapımızın önünü süpüreceğiz. Her görüşe, her inanca ve her kalbe saygılı olmak gerekiyor. Saygı göstermeyene de, saygısızlık etmemek gerek. Hacı Bektaş diyor ki; 'İncinsen de incitme...' Bunlar; sağa sola yazılacak değil, yaşanacak laflar...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.