İstanbul gecelerinde 'yaratıcılık' mevzusu
Üyelikli sosyal yaşam kulüplerinin aklımıza kazdığı 'yaratıcı olma' durumu virüs gibi yayıldı. Akabinde bahsettiğim gruplaşmalara ve gençlerin kendi içinde platformlar oluşturmasına sebep oldu. Ve tabii ki bol eğlenceli, sıra dışı fikirlerin çatıştığı gecelerin bol gazlı eğlencesi gezginleri cezbetti. Amaç aynı: Yaratıcı kafalar beraber sosyalleşsin. Pardon sizin mesleğinizin yaratıcı yanı ne? Ne kadar kreatifsiniz? Bankacı mısınız? Pardon, aramıza giremezsiniz! Olay böyle gelişiyor…
KREATİF OLACAKSINIZ
Bugünlerde bankacısı, finansçısı, muhasebecisi dertli; 'Bize ne olacak?' diyorlar. Sınıfta kaldınız canlarım. Bu tarz gruplar 'kreatif' olmanızı istiyor. Siz sıkıcı dünyanızda takılın. Çok zengin olmakla da olmuyor! Yaratıcı kişilik yapısında olan kişiler, eğlence konusunda bir adım önde. Demek ki neymiş; analitik kişilik yapımıza en silikonlusundan yetenekli kişilik yapısı taktırıyormuşuz…
KONUŞMAKTAN BIKTIK MI YOKSA?
Vanity Fair'de okuduğum bir makalenin soru başlığı ilgi çekiciydi: 'Telefonla konuşmak bitiyor mu?' Bir an düşündüm olabilir mi diye… En son ne zaman uzun uzun telefon görüşmesi yaptım? Hatırlamıyorum. Ev telefonumu kullanmayalı ne kadar oldu? Sanırım bir kez bile ahizeyi kaldırmadım. Peki ya ne oldu bu ev telefonu ile ilişkimize?
YAZIYORUZ
Cep telefonumda da durumlar pek farklı sayılmaz. Gün içerisinde kaç kere telefonla konuşuyorum? Bir veya iki kez. Arayanları da geçiştirip 'Hadi tamam, bay bay' dediğim, asla dikkatimi vermediğim monologlar yaşanıyor.
Bir araştırmaya göre; konuşmak, telefonla yaptığımız altıncı şeymiş! Peki ne yapıyoruz? Derdimizi WhatsApp'dan video, fotoğraf atarak anlatıyoruz. Instagram, Twitter, Snapchat; ne varsa bol bol görüntü paylaşıyoruz. Mail trafiğinde iş bağlantılarımızı kuruyoruz. Gazete okuyor, müzik dinliyor, blog'larda dolanıp mutfakta pişen yemeğin tarifini bile oradan kontrol ediyoruz.
Çenemizi yormaktan, konuşmaktan kaçıyoruz. Sesimizi çıkardıkça başımıza iş açtık, o yüzden korkar olduk konuşmaktan… 'Konuştukça batıyorsun' dediler; sustuk, sindik adeta… Bir tek telefonla değil, sosyal hayatımızda bile yalnızlaştık. Gözlerimizi birbirimizden kaçırır olduk. Neden mi? Sınırlarımıza kimsenin girmesini istemiyoruz. Sorgu sual sisteminde soru bombardımanına tutulmak istemiyoruz. Bu yüzden artık konuşmuyoruz, yazıyoruz; anlayan anlıyor. Sanırım daha az yorulmak için bu olup biten…
BU ARALAR…
EN SON HABERLER
- 1 Bir dönem sokakta yürüyemiyordu! Popstar'ın birincisi Abidin'in son hali gündem oldu! Bakın şimdi ne yapıyor?
- 2 Dilan Polat'ın eşi Engin Polat'ın Instagram hesabından kafa karıştıran paylaşım! Şaşırtan 'maske' detayı...
- 3 Estetikli haliyle neredeyse annesi tanımayacak! Survivor Sabriye Şengül'ün eski halinden eser yok! Tam bir estetik harikası oldu...
- 4 80 yaşındaki Nebahat Çehre'nin zayıflık sırrı ortaya çıktı! Günde sadece 15 dakika....
- 5 Hülya Koçyiğit'ten takipçilerine uyarı!
- 6 Oğuzhan Koç ile evliliğin eşiğinden dönmüştü... Estetiği abartan Zeynep Koçak "Bu sen olamazsın" dedirtti!
- 7 Bahar'ın çilli güzeli Demet Evgar annesini paylaştı görenlerin nutlu tutuldu! "Güzel gözlerini annesinden almış"
- 8 Melisa bu defa annesi için söyledi! Ceyda Düvenci'nin kızı Melisa "Bir tek annem olsun..." şarkısı ile duygulandırdı!
- 9 Mutfak Bahane haftanın finaline sevilen sanatçı Mehtap Yılmaz damga vurdu
- 10 Ünlü çifti tanıyabildiniz mi? '42 yıl... İlk günden bile daha mutlu!'