Cumartesi 08.07.2018
Son Güncelleme: Pazar 08.07.2018

Batuhan Sevimo: İtalyan’a benzediğim için öğretmenim bana Mr. Sevimo derdi

‘Yabani’ adlı şarkısıyla dikkat çeken Batuhan Sevimo, gerçek soyadının Sevim olduğunu söyleyerek ekledi: Avustralya’daki müzik öğretmenim ‘Sen İtalyan’a benziyorsun’ dedi ve bana Sevimo diye hitap etmeye başladı. Bu hitap çok hoşuma gitti. Türkiye’ye dönünce de Sevimo’yu kullanmaya devam ettim

Sosyolog anne ve gıda mühendisi babanın oğlu olarak 1995'te İstanbul'da doğan Batuhan Sevimo; 13 yaşında gitar çalmaya başladı. 14 yaşında grubuyla birlikte coverladığı şarkılarla Beyoğlu'nda sahneye çıktı. Avustralya'daki Australian Institute of Country Music'te performans dersleri aldı. Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümü'nde okurken, Avustralya'da tanıştığı rugby sporunun lisanslı sporcusu oldu. Müzik, akademik eğitim, spor, sosyal sorumluluk çalışmaları yaparak bugünlere geldi. Profesyonel anlamda ikinci şarkısı 'Yabani'yle dikkatleri üzerine çeken genç müzisyeni daha yakından tanımak için, rugby antrenmanı yaparken keyifli bir sohbet gerçekleştirdik...

Üniversitenin ilk yıllarında Çırağan Sarayı gibi yerlerde düzenlenen organizasyonlarda konukları karşılama gibi işlerde çalışıyordum. Bu işi yapan çocukların meslekleri genelde modellik oluyordu ama eli-yüzü düzgün ve belli bir boyun üzerindeki adamları daha yüksek ücretle, daha iyi işlere verirlerdi. Ben de onlardan biriydim. Tam o dönemde "Galiba ben müzik işini profesyonel yapamayacağım" demiştim. Çünkü 16 yaşımda internette bir demo yayınlamıştım ve 20'me gelene kadar fark edilmeyi bekledim.


'DIŞ ETKENLER YÜZÜNDEN IÇE KAPANDIM'
Bir gün "Sen Batu değil misin, ben senin şarkını dinledim" diyen bir müzisyen geldi. Derken şimdiki menajerim Ufuk Ergin ile tanıştım. 8-10 tane şarkım vardı, onları dinledi; "Bu iş olur, seni bir Samsun Demir ile tanıştırayım" dedi. Tanıştık, yemek yedik, Samsun Bey şarkılarımı dinledi, sonra sözleşmem önümdeydi.


Eskiden İngilizce yazıyordum. Hatta 'Wine Red' isimli grubumla dijital bir albüm yayınlamıştık. Ama çok geçmeden anladım ki, Türkiye'de İngilizce müzik yapmak kolay değil ve kitlelere ulaşmak çok zor. Zaten yaptığım müzikle, yaşadığım hayat birbirine tezattı.

Bağımsız alternatif bir müzik yapıyorum ama yüzüm ve yaşayış biçimim pop kültürüne yatkın. Ama o kitle hem müzik, hem de yaşam olarak marjinal bir görüntüye alışık olduğu için o profile çok uymadım. Yani 35 yaşında, sakallı, asi bir adam olarak o şarkıları söylemeye devam etseydim, belki çok seveceklerdi ama bunu söyleyen bebek suratlı 16 yaşında bir çocuk çıkınca, o kitleyle bir araya gelemedik. Bu yüzden daha sonra Türkçe şarkılar yazmaya başladım ve her gün daha iyisini yaptığımı düşünüyorum.

Farklı şehirlerde yaşadım, farklı kültürler gördüm. Annem Avustralya'da yaşıyordu, 1999 depreminden sonra Mersin'de anneannemle yaşamaya başladım. Sonra bir ara annemle beraber Antalya'da yaşadık. Ardından İstanbul'a babamın yanına geldim ama babam da bir ara iş için Suudi Arabistan'a gitti. Bir çocuğa göre daha bireysel ve kendi başıma yetiştim. Dış etkenler, biraz daha içime kapanmamı ve kendimi bulmamı sağladı. Çok hırslı değilim ama kendimi tamamlamak zorundayım, başkalarıyla işim olmaz.
Benim için 'Bu nasıl bir ses ya, 30 yaşında bir adamın sesi gibi...' dediler ama sonrasında alıştılar. İlk olarak, 80'li yıllarda Zerrin Özer'in unutulmaz şarkılarından 'Her Şey Seninle Güzel'i seslendirdim. İkinci şarkım ise 'Yabani' oldu ve şu an çok iyi geri dönüşler alıyorum. Kendi yaptığınız işle takdir görmeniz güzel bir his... Tabii müzikte bir lezzet oluşturmak istiyorsanız önce yazmakla başlamalısınız, yoksa başkalarının eline bakan yorumcular oluruz.


Gerçek soyadım Sevim ama Avustralya'da müzik eğitimi alırken orada bir eğitmenimiz vardı ve herkese soyadıyla hitap ederdi. Bana 'Sevim' diyemedi, 'Sen çok İtalyanlar'a benziyorsun' dedi ve bana 'Mr. Sevimo' diye hitap etti. Bu benim de hoşuma gitti, Türkiye'ye dönünce de bunu kullanmaya devam ettim. Aslında bu benim sahne ismim diyebilirim...
BAĞIŞ KAMPANYALARI DÜZENLIYORUM
Türkiye'de futbol ne kadar popülerse, Avusturya'da da rugby öyle. Çok özendim, birkaç kez denedim ama beni ezip geçtiler. Öyle bir adrenalinle oynuyorsunuz ki, rakipten topu almak için onu deviriyorsunuz. Bilgi Üniversitesi'nde okurken okulun rugby takımı olduğunu öğrendim ve "Ben de biliyorum, isterseniz antrenmana geleyim" dedim. Sonrasında beni de takıma aldılar. İki yıl oynadım, okul bitti ama şimdi belki veteran takımında devam edeceğim.
Türkiye'de sosyal sorumluluk projelerine erişmek biraz zor. Bağış kampanyaları düzenleyip koşuyorum. Mesela Avrasya'da koşacağım, '10 kilometreyi 60 dakikanın altında koşarım' diye hedefler koyuyorum ve insanlar bana bağış yapıyor. Bu hedefleri tutturup aldığım bağışları da çeşitli sivil toplum kuruluşlarına bağışladım.
YAKIŞIKLILIĞIN KAYMAĞINI YEDİM
Belli bir yere gelene kadar yakışıklı olmak dezavantaj çünkü işin ne kadar iyi olursa olsun, 'Abi adam yakışıklı ya, ondan yapmışlar' diyorlar; yani yeteneklerini görmezden gelebiliyorlar. Güzel insanların akıllı iş yapmasını beklemiyorlar. Ama yakışıklılığımın kaymadığını yediğim oldu.
MELANKOLİYİ DERİN YAŞARIM SONRA SİLİP ATARIM
'Yabani', ayıldıktan sonra yazdığım bir hikaye. Benim ayrılıkları atlatış şeklim şöyle: Melankoliyi derin yaşarım ama sonrasında silip atarım. Duyguları ertelemektense anında dibine kadar yaşayıp kurtulmak lazım... Tam anlamıyla hayatıma girmiş çok az insan oldu ama belki biraz flörtöz olabilirim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.